Diyabet, vücudunuzunda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumun da gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir (hiperglisemi). İnsülin hormonlarının eksikliği sonucu ortaya çıkan Tip 1 diyabet, sıklıkla çocukluk ve gençlik yaşlarında ortaya çıktığı için “Juvenil diyabet” adını da alır. Tip 1 diyabet, pankreasta bulunan ve insülin üreten beta hücrelerinin otoimmün bir süreç sonunda zedelenmesi ile meydana gelmektedir. Hastalar, mutlak veya göreceli bir insülin yetersizliği olduğundan ömür boyu insülin hormonunu dışardan (enjeksiyon yoluyla) almak zorundandırlar. Bu nedenle Tip 1 diyabet, İnsüline Bağımlı Diyabet olarak da isimlendirilmektedir. Tip 2 diyabet ise insüline bağımlı olmayan ya da erişkin diyabeti olarak da adlandırılır.
En sık görülen form Tip 2 Diyabet olup ana sebepleri obezite ve yetersiz fiziksel aktivitedir. Uluslar arası Diyabet Federasyonu'nun tahminine göre dünyada 382 milyon yetişkin diyabet hastasıdır. Son 15 yıl içinde Türkiye'de diyabet hastası sayısı yaklaşık 3 katına çıkmış ve yapılan diğer bir çalışmada da bu dönemde yetişkin nüfusta diyabetin %90 oranında arttığı gözlemlenmiştir.
Tip 2 Diyabet Riski Ne Zaman Artar?
- Ailesinde diyabetli olanlar,
- Obezite (şişman kişiler),
- 4 kg’dan daha ağır bebek doğuran kadınlar,
- Stres altında yaşayan kişilerde diyabetin görülme riski daha yüksektir.
Tip 2 Diyabet Belirtileri Nelerdir?
- Sık idrara çıkma,
- Açlık hissi,
- Çok su içme,
- Cilt yaralarında geç iyileşme,
- Ağız kuruluğu,
- Sık sık enfeksiyon geçirme,
- Kuru cilt
- Ellerde ve ayaklarda uyuşma gibi belirtiler Tip 2 Diyabette zamanla meydana gelmektedir.
Tip 1 Diyabetin Olası Risk Faktörleri Nelerdir?
- Aile bireylerinde Tip 1 diyabetli birey varlığı
- Genetik bazı özellikler
- Bazı virüslerin yol açtığı enfeksiyonlar
- Beslenme faktörleri
- Stres risk faktörleri olarak sayılabilir.
Tip 1 Diyabetin Belirtileri Nelerdir?
- Ağız kuruluğu, susama
- Çok ve sık idrar yapma
- Yorgunluk ve halsizlik
- Sık ve aşırı acıkma
- İstem dışı kilo kaybetme
- Bulantı, kusma, karın ağrısı,
- Bulanık görme
- Ayaklarda hissizlik veya uyuşma, karıncalanma
Gizli Şeker (Pre-diyabet) Nedir?
Eğer bir kişinin kan şekeri düzeyi normalden yüksek olmasına karşın diyabet tanısı koymaya yeterli yükseklikte değilse bu durumda kişi pre-diabetik (gizli şeker hastası) olarak tanımlanır. Diyabet Önleme Programına katılan pre-diyabetiklerin %11'inde diyabet gelişmiştir. Bazı çalışmalar pre-diyabetik çoğu kişide 10 yıl içinde Tip 2 diyabet geliştiğini saptamıştır. Yani Pre-diyabet Tip 2 diyabete adaylık durumudur.
Tip 1 Diyabet Tedavisinde Beslenme Nasıl Olmalıdır?
Tip 1 diyabetli kişilerin önerilen beslenme planı ve gıda seçeneklerine ile her gün aynı saatlerde yemek yemesi gerekmektedir. Diyabetlilere çeşitli besin öğelerinin bulunduğu yeterli ve dengeli bir beslenme planı sunulmaktadır. Besleyici değerleri yüksek, buna karşılık yağ ve enerji içerikleri ise düşük gıdalar daha çok tercih edilmelidir. Eğer tip 1 diyabet hastası iseniz, yediğiniz gıdalardaki karbonhidrat miktarlarını öğrenmeniz ve insülin dozajınızı buna göre ayarlamanız çok önemlidir.
- Günde üç ana öğün ve üç ara öğün yiyerek beslenmek ana kuralınız olmalıdır.
- Beslenme düzeninizin içeriğini de diyabet tedavi ekibinizde yer alan diyetisyeniniz ayarlayacaktır.
Beslenme Tedavisinde Nelere Dikkat Edilmelidir?
Diyabetli birey hayatı boyunca uygulayabileceği ideal bir beslenme programını uygulamalıdır. Bu şekilde kan şekerini normal sınırlarda tutabilir, ideal vücut ağırlığını koruyabilir, hiperglisemi (kan şekeri yüksekliği) ve hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) gibi komplikasyonları önleyebilir.
- Bireysel özelliklerine göre yeterli ve dengeli bir beslenme programı uygulamak,
- Uygun zamanlarda yemek yemek,
- Besin çeşitliliği sağlamak,
- Posalı besinleri tercih etmek,
- Basit şekerleri(toz ve kesme şeker, bal, tatlı, meyve suyu) gibi besinleri diyetisyen kontrolünde tüketmek.
Diyabetin Akut Komplikasyonları Nelerdir?
- Düşük kan şekeri (hipoglisemi): Kan şekeri fazla düştüğünde (çok fazla insülin, çok fazla egzersiz ya da yetersiz enerji alımı sonucu) kişi normal fonksiyonlarını yapamaz.Hioglisemi: Şekerli meyve suyu, kesme veya toz şeker almakla hızla düzelir.
- Ketoasidoz: Diyabetik koma da denen ketoasidoz insülin yokluğuna bağlı ağır bir durumdur. Esas olarak sıklıkla tip 1 diyabetli kişilerde sık görülür.
- Laktik asidoz: Laktik asidoz, vücutta laktik asit birikmesidir. Hücreler enerji olarak glukoz dışı yakıt kullandıklarında laktik asit yaparlar. Eğer çok fazla laktik asit vücutta kalırsa, denge bozulur ve kişi kendini rahatsız hissetmeye başlar. Daha az sıklıkta görülen bu durum, esas olarak tip 2 diyabetli kişileri etkiler.
- Bakteriyel / fungal (mantar ) enfeksiyonlar: Diyabetli kişiler cilt ve tırnaklarda sık olmak üzere tüm organlarda bakteriyel ve fungal kaynaklı, enfeksiyonlara daha açık hastalardır.
Diyabetin Kronik Komplikasyonları Nelerdir?
Uzun bir süre kan şekerinin yüksek olması, büyük ve küçük damarları ve sinirleri tahrip eder. Tahribat hangi organda ise ona ait sorunlar görülür.
- Kardiyovasküler hastalık
- Retinopati (Gözlerin hasar görmesi)
- Nefropati (Böbreklerin hasar görmesi)
- Nöropati (Sinirlerin hasar görmesi)
- Ayak komplikasyonları
- İmpotans (Cinsel güçsüzlük)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder