Halit Akçatepe Ağabeyimizi de kaybettik.
Allah'ın rahmeti üzerine olsun.
Toprağı bol, ruhu şad, mekanı cennet olsun...
"O Güzel İnsanlar, O Güzel Atlara Binip Gittiler.
Demirin Tuncuna, İnsanın Piçine Kaldık"
Yaşar Kemal
Onlara Bizden Selam Söyle Halit Ağabey!.
Nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur.Çünkü,kötü insanların türküleri yoktur↔Neşet Ertaş
Bir Ulusun türkülerini yapanlar,yasalarını yapanlardan daha güçlüdür↔Shakespeare
Sevdim insanlardan çok türkülerini.İnsansız yaşayabildim,türküsüz hiçbir zaman↔Nazım Hikmet
Türküler kırk bin yıl su altında kalmış,yıkanmış,cilalanmış çakıl taşı gibidir↔Yaşar Kemal
Ne zaman bir köy türküsü duysam,şairliğimden utanırım↔Bedri Rahmi
Türküz türkü çağırırız↔Veysel
31 Mart 2017 Cuma
29 Mart 2017 Çarşamba
Yıldıray Çınar : Allı Turnam
Allı turnam bizim ele varırsan
Şeker söyle kaymak söyle bal söyle
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Eğer bizi sual eden olursa
Boynu bükük benzi soluk yar söyle
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Allı turnam ne gezersin havada
Arabam kırıldı kaldım burada
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Ne onmamış kul imişim dünyada
Akşam olsun allı turnam dön geri
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Arap atın iyisine binerler
Mor çiçeğin koyusuna konarlar
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Keskinli Hacı Taşan - Keskin
Yıldıray Çınar : Allı Turnam
22 Mart 2017 Çarşamba
Aşık Veysel : Beni Hor Görme Kardaşım
Beni Hor Görme Kardeşim
Sen Altınsın Ben Tunç muyum
Aynı Vardan Var Olmuşuz
Sen Gümüşsün Ben Saç mıyım
Ne Var İse Sende Bende
Aynı Varlık Her Bedende
Yarın Mezara Girende
Sen Toksun Da Ben Aç mıyım
Kimi Molla Kimi Derviş
Allah Bize Neler Vermiş
Kimi Arı Çiçek Dermiş
Sen Balsın Da Ben Cec miyim
Topraktandır Cümle Beden
Nefsini Öldür Ölmeden
Böyle Emretmiş Yaradan
Sen Kalemsin Ben Uç muyum
Tabiata Veysel Aşık
Topraktan Olduk Kardaşık
Aynı Yolcuyuz Yoldaşık
Sen Yolcusun Ben Bac mıyım
Aşık Veysel Şatıroğlu
Sivas/Şarkışla
Aşık Veysel : Beni Hor Görme Kardaşım
14 Mart 2017 Salı
Sevcan Orhan : Erisin Dağların Karı
Bunca gamı bunca derdi
Mevlam yalnız bana mı verdi
Eller muradına erdi
Yine cananım gelmedi
Erisin dağların karı
Geçti ömrümün baharı
Ecel kapımı çalmadan
Durma gel ömrümün varı
Takatım yok yürümeye
Gidip cananı görmeye
Can başladı çürümeye
Yine cananım gelmedi
Ali baba çeker çile
Felek vurdu bana sille
Ömrüm geldi geçti bile
Yine cananım gelmedi
Ali Baba
Emel Taşçıoğlu : Ellerini Çekip Benden
Ellerini Çekip Benden Yarim Bugün Gider Oldu
Hem Sever Hem Sevilirdi Bu Ayrılık Neden Oldu
Yar Aşkıyla Yana Yana Ayrı Düştüm Ellere Ben
Ama Senden Ayrı Gezen Yürek Değil Beden Oldu
Yandı Yürek Kebap Oldu Gül Bahçemde Hazan Oldu
Ben Ki Senden Ayrılmazdım Bu Ayrılık Neden Oldu
Yar Aşkıyla Yana Yana Ayrı Düştüm Ellere Ben
Ama Senden Ayrı Gezen Yürek Değil Beden Oldu
Emel Taşçıoğlu : Ellerini Çekip Benden
Aysun Gültekin-Cengiz Özkan-Kubilay Dökmetaş : Uzun İnce Bir Yoldayım
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Uykuda dahi yürüyom
Kalmaya sebep arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece
Kırk dokuz yıl bu yollarda
Ovada dağda çöllerde
Düşmüşüm gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece
Düşünülürse derince
Uzak görünür görünce
Bir yol dakka miktarınca
Gidiyorum gündüz gece
Şaşar Veysel iş bu hale
Kah ağlaya kahi güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece
Aşık Veysel Şatıroğlu
12 Mart 2017 Pazar
İstiklal Marşımız
İstiklal marşımızın kabulünün 97.yılı kutlu olsun!..
Ne mutlu Türk'üm diyene!
Dünyanın en güzel istiklal Marşı,bizim marşımız ..
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.
Ruhumun senden, İlâhi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli-
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerîhamdan, İlâhi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!
Mehmet Âkif Ersoy
Beste : Osman Zeki Üngör
İstiklal Marşımız
11 Mart 2017 Cumartesi
Emre Saltık : Gelmez Yola Gidiyorum
Selam Saygı Hepinize
Gelmez Yola Gidiyorum
Ne Karaya Ne Denize
Gelmez Yola Gidiyorum
Ne Şehire ne de Köye
Ne Yıldıza ne de Aya
Uçsuz Bucaksız Deryaya
Gelmez Yola Gidiyorum
Gemi Bekliyor Limanda
Gideceğim Bir Ummanda
Gözüm Kalmadı Cihanda
Gelmez Yola Gidiyorum
Eşim Dostum Yavrularım
İşte Benim Sonbaharım
Veysel Karanlık Yollarım
Gelmez Yola Gidiyorum
Aşık Veysel Şatıroğlu
Emre Saltık : Gelmez Yola Gidiyorum
Banu : Memik Oğlan
On dört yaşım diken ile kaplanmış
Göz ucuma karıncalar toplanmış
Kurşun gelmiş kaşlarımın üstüne
Alın yazım okur gibi saplanmış
Uyu Memik Oğlan uyu
Öte gecelerde büyü
Dağı dağa kavuşturan ben idim
Suyu suya eriştiren can idim
Yükledim mi gece vakti kaçağı
Karanlıkta ışılayan gün idim
Uyu Memik Oğlan uyu
Öte gecelerde büyü
Ülkü Tamer
10 Mart 2017 Cuma
Aysun Gültekin : Değirmen Başında Vurdular Beni
Değirmen başında vurdular beni vuy
Kirli tütünlüğe (oğul oğul oğul) sardılar beni
Vurma ragıp vurma nar danesiyem vuy
Anamın babamın (oğul oğul oğul) bir danesiyem
Değirmen başında vuy ana tepem vuy
Gaytan bıyıhlaran (oğul oğul oğul) gül suyi serpem
Vurma ragıp vurma nar danesiyem vuy
Anamın babamın (oğul oğul oğul) bir danesiyem
Atımı bağladım nar ağacına vuy
Perçemim dolaştı (oğul oğul oğul) gül ağacına
Vurma ragıp vurma nar danesiyem vuy
Anamın babamın (oğul oğul oğul) bir danesiyem
Erzurum-Mehmet Şaban Ataman-Neriman Tüfekçi
8 Mart 2017 Çarşamba
Neşet Ertaş : Bıktım Bu Dünyadan
Bıktım bu dünyadan bıktım hayattan
Yüzüme gülenler sahte dost imiş
Uğrunda gençliğim verdiğim dostlar
Soruyorum tanrım nereye gitti
Sizin olsun hayat siz mutlu olun
Gerçek sevenleri dostlar arayın bulun
Ellerini açıp bekleyen kullar
Soruyorum şimdi nereye gitti
Var günümde beni sevip sayanlar
Datlım canım deyip asık olanlar
Ellerini açıp bekleyen kullar
Soruyorum gardaş nereye gitmiş
Neşet Ertaş : Bıktım Bu Dünyadan
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
#8MartDünyaEmekçiKadınlarGünü
BÜTÜN DÜNYA KADINLARININ 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN!..
BÜTÜN DÜNYA KADINLARININ 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN!..
Ne demişti Bozkırın Tezenesi Büyük Usta Neşet Ertaş?
"Kadınlar insandır, biz insanoğlu"
Tarihçesi:
8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı.
26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda (3. Enternasyonal Komünist Partiler Toplantısı) gerçekleşti. Adı da "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak belirlendi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti.Birleşmiş Milletler'in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York'ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır.
Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü :
Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya devam ediliyor.
6 Mart 2017 Pazartesi
Edip Akbayram : Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar
Nikbinlik
Güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler
göre-
-ceğiz...
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz...
Açtık mıydı hele bir
son vitesi,
adedi devir.
Motorun sesi.
Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir
ne harikûlâdedir
160 kilometre giderken öpüşmesi...
Hani şimdi bize
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
yalnız cumaları
yalnız pazarları..
Hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
ışıklı caddelerde mağazaları,
hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
Hani şimdi biz haykırırız
Cevap:
açılır kara kaplı kitap:
zindan..
Kayış kapar kolumuzu
kırılan kemik
kan.
Hani şimdi bizim soframıza
haftada bir et gelir.
Ve
çocuklarımız işten eve
sapsarı iskelet gelir..
Hani şimdi biz..
İnanın:
güzel günler göreceğiz çocuklar
güneşli günler
göre-
-ceğiz.
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz.....
güneşli günler
göre-
-ceğiz...
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz...
Açtık mıydı hele bir
son vitesi,
adedi devir.
Motorun sesi.
Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir
ne harikûlâdedir
160 kilometre giderken öpüşmesi...
Hani şimdi bize
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
yalnız cumaları
yalnız pazarları..
Hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
ışıklı caddelerde mağazaları,
hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
Hani şimdi biz haykırırız
Cevap:
açılır kara kaplı kitap:
zindan..
Kayış kapar kolumuzu
kırılan kemik
kan.
Hani şimdi bizim soframıza
haftada bir et gelir.
Ve
çocuklarımız işten eve
sapsarı iskelet gelir..
Hani şimdi biz..
İnanın:
güzel günler göreceğiz çocuklar
güneşli günler
göre-
-ceğiz.
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz.....
Yıldıray Çınar : Çoktan Beri
Çoktan beri dostum dostu
Gördüğüm yoktur aman yar yoktur
Onun için aman aman ey
Berbat hal dilber ey
Gam yemezdim şu cihanda
Öldüğüm aman öldüğüm
İçeydim elinden aman aman ey
Bir bade dilber ey
Değişmedim dostum dostu
Dünya malına aman malına
Yazılanlar gelir aman aman ey
Yiğidin başına hey
Dünya kalmadı aman
Güzel şirine aman şirine
Kayalar yardırdın aman aman ey
Ferhat’a dilber ey
Derleyen : Mahmut Erdal
Yöre : Sivas
Sevcan Orhan : Turnam Başım Darda Benim
Turnam başım darda benim
Şu yaban diyarda benim
Bir sevenim var mı bilmem
Gözden uzaklarda benim
Çekerim turnam sineye derdi sineye
Bu yıl bize gülmek haram belki seneye
Başım öne eğdirdiler
Yüzüm yere değdirdiler
Saçıma kar yağdırdılar
Yaz ile baharda benim
Turnam başım darda benim
Şu yaban diyarda benim
Bir sevenim var mı bilmem
Gözden uzaklarda benim
Çekerim turnam sineye derdi sineye
Bu yıl bize gülmek haram belki seneye
Başım öne eğdirdiler
Yüzüm yere değdirdiler
Saçıma kar yağdırdılar
Yaz ile baharda benim
Çekerim turnam sineye derdi sineye
Bu yıl bize gülmek haram belki seneye
Dursun Ali Akınet
5 Mart 2017 Pazar
Zara : Yolun Sonu Görünüyor
Bana ne yazdan bahardan
Bana ne borandan kardan
Aşağıdan yukarıdan
Yolun sonu görünüyor
Geçtim dünya üzerinden
Ömür bir nefes derinden
Bak feleğin çemberinden
Yolun sonu görünüyor
Azrailin gelir kendi
Ne ağa der ne efendi
Sayılı günler tükendi
Yolun sonu görünüyor
Bu dünyanın direği yok
Merhameti yüreği yok
Kılavuzun gereği yok
Yolun sonu görünüyor
Geçtim dünya üzerinden
Ömür bir nefes derinden
Bak feleğin çemberinden
Yolun sonu görünüyor
Azrailin gelir kendi
Ne ağa der ne efendi
Sayılı günler tükendi
Yolun sonu görünüyor
Dursun Ali Akınet
Rahmi Saltuk : Dağlarına Bahar Gelmiş Memleketimin
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim.
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş
Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim.
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş
Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
Ahmed Arif
4 Mart 2017 Cumartesi
Sabahat Akkiraz : Dağlar Bana Geri Verin Kardaşı
Sabahtan esti de bir kanlı sazak
Felek bize kurmuş kötü bir tuzak
Bilmem derdimizi kimlere yazak
Dağlar bana geri verin gardaşı
Öle gardaş öle gardaş bacısı
Yüreğe işlemiş çıkmaz acısı
Munzur dağı senin karın erimez
Erise de akarsuyun yerimez
Bizde derler babasızlar büyümez
Dağlar bana geri verin gardaşı
Öle gardaş öle gardaş bacısı
Yüreğe işlemiş çıkmaz acısı
Yandım gardaş yandım ben yana yana
Derdine düştüm de oldum divane
Zalim felek nasıl kıydın o cana
Dağlar bana geri verin gardaşı
Öle gardaş öle gardaş bacısı
Yüreğe işlemiş çıkmaz acısı
Di get gardaş di get ben acıyı gördüm
Sen kurtuldun gittin ben sağken öldüm
Kınamayın dostlar gardaşı gömdüm
Dağlar bana geri verin gardaşı
Öle gardaş öle gardaş bacısı
Yüreğe işlemiş çıkmaz acısı
Edip Akbayram : Aldırma Gönül
Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma
Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül aldırma
Görmesen bile denizi
Yukarıya çevir gözü
Deniz dibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma
Dertlerin kalkınca şaha
Bir sitem yolla allah'a
Görecek günler var daha
Aldırma gönül aldırma
Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Ceza yata yata biter
Aldırma gönül aldırma
Sabahattin Ali
Yıldıray Çınar,Bölemedim Felek ile Kozumu
Bölemedim felek ile kozumu
Güldürmedi şu cihanda yüzümü
Düşman süre süre gelir izimi
Kalk gidelim sevdiğim bu el bize yaramaz
Felek merhametsiz taştan yürekli
Gönlümüz efkarlı gamlı meraklı
Düşman peşimizde eli silahlı
Kalk gidelim sevdiğim bu el bize yaramaz
Daha ne gelecek garip başıma
Felek zehir kattı tatlı aşıma
Düşmanlar silahlı düştü peşime
Kalk gidelim sevdiğim bu el bize yaramaz
Yıldıray Çınar : Bölemedim Felek ile Kozumu
Tülay Örten Yıldız : Vefasız
Daha ne söyleyim sana vefasız
Sevmiyorum ister ağla ister gül
Yaklaşma yanıma kaçıyorum senden
Sevmiyorum ister ağla ister gül
Bir zamanlar hayalinle yaşardım
Sonsuz rüyalarda koşardım
Zannederdim ataşınla yanardım
Sevmiyorum ister ağla ister gül
Sam yelleri yüreğimi eritir
Gönlüm gerçek sevenlerin yeridir
Yaklaşma deme gayrı uzak dur
Sevmiyorum ister ağla ister gül
Aşık Şekip Şahadoğru
Hüseyin Turan : Eylen Yolcum
Eylen Yolcum Eylen Bir Su Vereyim
Susuz Çöller Aşmadınmı Yaralı
Hüseyin Cemali Vardır Yüzünde
Beni Mahrum Etme Dost Ellerinden Şah Yollarından
Bende Ayrı Düştüm Sevdiklerimden
Ok Yedim Zamane Yezitlerinden
Dileğim Var Kerbelanın Çölünden
Beni Mahrum Etme Dost Ellerinden Şah Ellerinden
Sensin Zeynel Canım Kabe Dediğim
Sana Gelen Oklar Sinemi Deldi
Bak Bende Susuzum O Günden Beri
Beni Mahrum Etme Dost Ellerinden Şah Yollarından
Zeynel Can
Hüseyin Turan : Eylen Yolcum
Sevcan Orhan ve Ender Balkır : Ölüm ile Ayrılığı Tartmışlar
Seyyah oldum gezdim gurbet elleri
Kar etti canıma yeter ayrılık
Anlatayım başa gelen halleri
Ölümden çok çektim beter ayrılık
Gurbet eli bizim için yapmışlar
Çatısını çok muntazam çatmışlar
Ölüm ile ayrılığı tartmışlar
Elli dirhem fazla gelmiş ayrılık
Karac’oğlan der ki telkin verince
Ötüşür bülbüller gonca gülünce
Ben orda yar burda böyle kalınca
İster ölüm olsun ister ayrılık
Sevcan Orhan ve Ender Balkır : Ölüm ile Ayrılığı Tartmışlar
3 Mart 2017 Cuma
Banu : Kan Çiçekleri
Topraktan mı sürmüş candan mı kopmuş
Açar yediveren kan çiçekleri
Türkü mü şiir mi ağıt mı yoksa
Açar yediveren kan çiçekleri
Bölük bölük olmuş çaylar dereler
Hiçbiri denize varabilmezmiş
Duvarın dibinde bir yaralı gül
Gülleri solduran gülebilmezmiş
Bu şehrin üstünü duman sis almış
Tomurcuk çiçekler kana belenmiş
Dağlar çiçek açmış usta dert açmış
Umudun goncası kan çiçekleri
Banu : Kan Çiçekleri
2 Mart 2017 Perşembe
Neşet Ertaş : Zahidem
Zahide Kurbanım n’olacak Halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahidem bu hafta oluyor gelin
Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçekdağı döktü m’ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahidem’den güzeli
Ay ile doğar da gün ile aşar,
Zahide’mi görenin tebdili şaşar
İyinin kaderi kötüye düşer,
Diken arasında kalmış gül gibi.
Zahide’m kurbanım kurtar bu dardan
Baban anlamadı bizim bu haldan
Kekiline sürmüş kokulu yağdan,
Derdin beni del’ediyor Zahide’m.
Ziyaret’ten çıktım Cender’in özü
Kum gibi kaynıyor Zahide’m gözü
Aslını sorarsan esalet yerden
Hacı Bürolardan Mehmet’in kızı.
Gurbet ellerinde esinim esir
Zahide’m kurbanım hep bende kusur
Eğer baban seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır.
Çiçekdağı’nda da hiç gitmez duman
Zahide’m kurbanım hallarım yaman
Yapamadım şu babayın gönlünü
Fakir diye bana vermedi baban.
Anamdan doğalı çok çektim cefa,
Şu yalan dünyada sürmedim sefa,
Adımı namımı soran olursa,
Yıldıray Çınar : Helal Et Hakkını Helal Et Anam
Helal et hakkını helal et anam
Suçumu bağışla üzdüysem seni
Helal et hakkını helal et anam
Yalanmış anladım başka sevgiler
En güzel sevgiler sendeymiş meğer
Yüzünü görmeden ölürsem eğer
Helal et hakkını helal et anam
Gözlerin ne tatlı bakıyor bana
Sözlerin ne tatlı ne yakın cana
Bu yavrun her zaman muhtaçtır sana
Helal et hakkını helal et anam
Söz : Mehmet Erbulan
Müzik : Yıldıray Çınar
Yıldıray Çınar : Helal Et Hakkını Helal Et Anam
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)