Ahmet Sezgin 1936 yılında İstanbul’da doğdu.
Orta ögreniminden sonra 1954 te İstanbul Radyosu Yurttan Sesler Korosu‘nu kurmak için açılan sınava girdi.
Muzaffer Sarısözen, Mesut Cemil, Münir Nurettin Selçuk, Behçet Kemal Çağlar ve Halil Bedii Yönetken gibi dev isimlerden oluşan jüri karşısına çıktı ve 935 kişi arasında birinci oldu.
Sınavda "Gelini gelini" isimli uzun havayı ve "Makaram sarı bağlar" türküsünü okudu.
Akabinde radyoda nota solfej derslerine başladı.Opera sanatçısı Aydın Gün‘den diyafram dersleri aldı.
Sonra dört türküden oluşan 15 dakikalık radyo programlarına başladı. Bu çalışmalar 1957 senesinde askere gidinceye kadar devam etti.
Asker‘den sonra hocası Muzaffer Sarısözen Ankara radyosunda kalmasını teklif etti bunun üzerine1957-1963 yılları arasında Ankara Radyosunda Canlı yayınlara katıldı.
1960 yılında ilk plağı olan ve kendi derlediği "Gele gele geldim bu kara taşa" uzun havasını okudu.
Bu plak çok büyük ilgi gördü, albüm ve konser teklifleri üst üste gelmeye başladı. İstanbul‘un en büyük gazinoları onunla çalışmak için yarışıyordu.
1963 yılında İstanbul sahnelerinde çalışmaya başladı. Ahmet Sezgin'in bundan sonraki yaşamı sahne çalışmaları, plaklar, Anadolu turneleri, yurtiçi ve yurtdışı konserleri ile yoğun olarak devam etti. 400 ün üzerinde kaset ve plak çalışması bulunmaktadır.
Sahne çalışmalarında Ankara ve İstanbul radyosunun o donemdeki bütün saz sanatçıları ve radyo dışında da çok kıymetli saz sanatçılarıyla çalıştı.
Yücel Paşmakçı, Hamdi Özbay, Tuncer İnan, Mehmet Erenler, Musa Eroglu, Arif Sağ, Nida Tüfekçi, Zafer Gündoğdu, gibi kıymetli saz sanatçıları kendisine eşlik etti.
Orhan Gencebay kendisine 5 sene sazıyla eşlik etti. O dönemde Ahmet Sezgin de Gencebay‘ın o güzel bestelerini hem plak yaptı hem de konserlerinde okudu.
Türkiye de 1964 yılında ilk arabesk şarkıyı, Suat Sayının "Sevmek günah mı ?" adlı eserini okudu.
Yine aynı yıl “Deryada bir salım yok” adlı Gencebay parçasına ilk play back‘i yaptı. Ahmet Sezgin, folklör ekibiyle sahne çalışmaları yapan ilk sanatçıdır.
Mesleğine ve dinleyicisine hep saygı duydu. Sahnede disipline çok dikkat etti. Filiz Akın ile "Mirasyedi" ve Sezer Güvenirgil ile "Aşk yarası derindir” isimli iki film yaptı.
Bir dönem tiyatro müzikleri hazırladı. Çeşitli kurum ve kuruluşlarda yüzün üzerinde ödülü ve altın plakları bulunmaktadır.
Derlediği yüzden fazla türkünün çoğunu Radyo repertuarına kazandırmıştır. Sanatçının derlemesini yaparak TRT repertuarına kazandırdığı bu türküler arasında,
“Hastayım ben gelemem”, “Geldi düğün kınası”, “Küp içinde ayranım”, ”Yeşillim”. “Gidin yâre haber verin uçan kuşlar”, “ Şemsiyemin ucu kara”,
“Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır”, “Turnam yükseklerden uçar”, “Kerpiç kerpiç üstüne kurdum binayı”, “Gele gele geldim bu kara taşa”,
“Avcı vurmuş ceylanı”, “Entarine peş olam”, ”Kız pınar başında testi doldurur”, “Asmanın tepesinde kuru üzüm olur mu?”, “Karaduta yaslandım”,
“Gümüş telli sazım var” gibi pek çok eser sayılabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder