Aşık Kurbani Kılıç'ın
oğlu Ali Feza Kılıç'tan derlediğine göre,
bu türküye kaynaklık eden olay 1940'ların sonunda
Sarıkamış'ın Iğdır Köyü'nde yaşanmıştır.
Kurbani Kılıç'ın köyünden bir hane reisi hastalanmıştır, o yaz yaylaya çıkabilecek durumda değildir.
Karısından, üç kızını da alıp yaylaya çıkmalarını, kendisinin ise köyde kalacağını, kendine bakabileceğini söyler;
ancak yayladan dönüşe çok az bir süre kala ölür.
Türkü de bu olay üzerine yakılır.