#AliEkberEren etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#AliEkberEren etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Nisan 2024 Salı

#SabahattinAli

  

25 Şubat 1907'de Edirne Vilayeti'nin Gümülcine Sancağı'na bağlı Eğridere kazasında doğmuştur. Babası piyade yüzbaşısı (Cihangirli) Selahattin Ali Bey'in görev yerlerinin sık sık değişmesi dolayısıyla, ilköğrenimini İstanbulÇanakkale ve Edremit'in çeşitli okullarında tamamlamıştır (1921) Edremit'e göçtüklerinde bölge Yunan işgalinde olduğu için emekli olan babası aylığını alamamış ve aile çok zor günler geçirmiştir. İlkokulu bitirdikten sonra parasız yatılı olarak Balıkesir Öğretmen Okulu'na giren Sabahattin Ali, beş yıl burada okumuş, daha sonra İstanbul Öğretmen Okulu'nda mezun olmuştur (1926) . Bir yıl kadar Yozgat'ta ilkokul öğretmenliği yapmış, Millî Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazanarak Almanya'ya giderek iki yıl orada okumuştur (1928 - 1930) . Yurda döndükten sonra Aydın ve Konya ortaokullarında Almanca öğretmenliği yapmıştır.
*
Konya'da bulunduğu sırada, bir arkadaş toplantısında Atatürk'ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla tutuklanmış (1932) , bir yıla mahkum olarak Konya ve Sinop cezaevlerinde yatmış, Cumhuriyetin onuncu yıldönümü dolayısıyla çıkarılan af yasasıyla özgürlüğüne kavuşmuştur (1933) . Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara'ya giden Sabahattin Ali Millî Eğitim Bakanlığı'na başvurarak yeniden göreve alınmasını istemiştir. Dönemin bakanı Hikmet Bayur'un 'eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispat etmesini' istemesi üzerine Varlık dergisinde 'Benim Aşkım' adlı şiirini yayımlayarak (15 Ocak 1934) Atatürk'e bağlılığını göstermeye çalışmıştır. Aynı yıl Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü'ne alınmış, Ankara II. Ortaokul'da öğretmenlik yapmıştır. 
*
16 Mayıs 1935 günü Aliye Hanım ile evlenmiş, 1936'da askere alınmış, 1937 Eylülünde kızı Filiz Ali dünyaya gelmiştir. Yedek Subay olarak askerliğini Eskişehir'de tamamlamış, 10 Aralık 1938 de Musiki Muallim Mektebi'nde Türkçe öğretmeni olarak göreve başlamıştır. 1940 yılında tekrar askere alınmış, askerliğini yaptıktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı'nda Almanca öğretmenliği yapmıştır (1941 - 1945) .
*
'İçimizdeki Şeytan' romanı milliyetçi kesimde büyük tepki toplamıştır. Nihal Atsız'ın hakkında yazdığı hakaret dolu bir yazıya karşılık dava açmış, dava sırasında çok sıkıntı çekmiştir. 1944 yılında davayı kazanmasına rağmen tepkilerden kurtulamamıştır. Olaylı duruşmalar sonunda bakanlıkça görevinden alınmış, İstanbul'a giderek gazetecilik yapmaya başlamıştır (1945) . Ancak fıkra yazdığı La Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri, iktidarın kışkırtmasıyla meydana gelen Tan olayları sırasında tahrip edilince işsiz kalmış, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz'la Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasal mizah dergilerini çıkarmıştır (1946 - 1947) . Ancak, bu gazeteler tek parti iktidarının baskılarıyla karşılaşmış, dergilerin isimlerindeki Paşa ifadesiyle 'Milli Şef' İsmet Paşa ile alay edildiği iddiası ile kapatılmış, yazılar ve yazarları hakkında kovuşturmalar açılmıştır. 
*
Sabahattin Ali dergilerde çıkan yazılarından dolayı üç ay hapis yatmış, karşılaştığı baskılardan bunalmıştır. Ali Baba dergisinde yayımladığı 'Ne Zor Şeymiş' başlıklı yazıda, içinde bulunduğu durumu şöyle anlatmaktadır: 'Çalmadan, çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi'.
*
Bir başka dava nedeni ile 1948'de Paşakapısı cezaevinde üç ay yatmıştır. Çıktıktan sonra zor günler geçirmeye başlamış, işsiz kalıp, yazacak yer bulamamıştır. Yurt dışına gidebilmek için pasaport almak istemiş, alamamıştır. Yasal yollardan yurt dışına çıkma olanağı da bulamayınca Bulgaristan'a kaçmaya karar vermiş fakat para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin adlı kaçakçı tarafından Bulgaristan sınırında şaibeli bir şekilde öldürülmüştür (2 Nisan 1948) . 
*
Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü itiraf eden ve CHP üyesi ve Milli Emniyet mensubu olduğu iddia edilen Ali Ertekin, dört yıla hüküm giymiş; fakat birkaç hafta sonra çıkan aftan yararlanarak serbest kalmıştır.
*
Bulgaristan’ın Eğridere (Ardino) kentinde, Sabahattin Ali’nin 100. doğum yılı kutlandı. 31 Mart 2007 günü gerçekleşen toplantıya, başta Bulgaristan Yazarlar Birliği Başkanı olmak üzere Sofya ve Bulgaristan’ın çeşitli kentlerinden Türk ve Bulgar yazarlar, şairler, okurlar ve Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali katıldı. Bütün eserleri 1950’li yıllardan beri Bulgaristan’daki tüm okullarda okutulduğundan, Sabahattin Ali bu ülkede çok tanınan bir yazardır. 
*

Eserleri:

*
Şiir :
Dağlar ve Rüzgâr (1934 - Yeni Eklerle 1943) 
Kurbağanın Serenadı ve Öteki Şiirler'le birlikte (1937) 
Öteki Şiirler (1937) 
*
Öykü : 
Değirmen (1935) 
Kağnı (1936) 
Hanende Melek (1937) 
Ses (1937) 
Kağnı - Ses (1943 - İki Kitap Birlikte) 
Yeni Dünya (1943) 
Sırça Köşk (1947) . 
Kamyon 
*
Roman : 
Kuyucaklı Yusuf (1937) 
İçimizdeki Şeytan (1940) 
Kürk Mantolu Madonna (1942) 
*
Tiyatro : 
Esirler (1936) 
*
Derlemeler  
Markopaşa Yazıları ve Ötekiler(1998) 
Çakıcı'nın İlk Kurşunu (2002) 
Mahkemelerde (2004) 
Hep Genç Kalacağım (2008) 
Canım Aliye, Ruhum Filiz (2013) 
*
Bestelenen Şiirleri : 
Hapishane Şarkısı V (Aldırma Gönül - Kerem Güney, Edip Akbayram) 
Leylim Ley (Zülfü Livaneli) 
Hapishane Şarkısı I (Göklerde Kartal Gibiydim / Nazlı Yarim - Ahmet Kaya) 
Hapishane Şarkısı III (Geçmiyor Günler - Ahmet Kaya) 
Çocuklar Gibi (Sezen Aksu) 
Kız Kaçıran (Ahmet Kaya) 
Kara Yazı (Ahmet Kaya) 
Melankoli (Ali Kocatepe, Nükhet Duru) 
Eskisi Gibi (Ben Yine Sana Vurgunum - Ali Kocatepe, Nükhet Duru) 
Dağlar (Dağlardır Dağlar - Sezen Aksu)
*
Kaynak : antoloji.com

13 Aralık 2023 Çarşamba

#ErdalEren


Erdal Eren (25 Eylül 1964,Şebinkarahisar, Giresun - 13 Aralık 1980, Ankara),
12 Eylül Darbesi öncesinde bir askeri inzibat erini öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen ve asılarak idam edilen Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi ve Ankara Yapı Meslek Lisesi öğrencisi.
Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencisi Sinan Suner, 30 Ocak 1980 tarihinde Milliyetçi Hareket Parti'li Bakan Cengiz Gökçek'in koruması Süleyman Ezendemir tarafından vurularak öldürüldü.
Erdal Eren, Suner'in öldürülmesini protesto etmek için 2 Şubat 1980 günü düzenlenen gösteride gözaltına alınan 24 kişinin arasındaydı.
Gösteri sırasında çıkan çatışmada er Zekeriya Önge'yi öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Erdal Eren, yargılanarak 19 Mart 1980 tarihinde idama mahkûm edildi.
Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan karar, 13 Aralık 1980'de Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde infaz edildi.
Erdal idam edilmeden 16 saat önce kendisini ziya?et eden gazeteciler Savaş Ay ve Emin Çölaşan'a, "Avukatıyla görüştüşülmediğini, 18 yaşının altında olmasına rağmen idam edilmek istendiğini, yaşının 18'den küçük olduğunu tespit edecek olan kemik testi yapılması talebinin kabul edilmediğini, vurduğu söylenen jandarma erine çok uzaktan ateş açtığını ama otopside yakın atışla öldüğünün kanıtlandığını, kendisini ibret olsun diye asacaklarını ve ölümden korkmadığını" söyledi.
İdam kararı verilen Erdal Eren'in 17 olan yaşı bir gün içinde 18 olarak büyütüldü ve sonrasında hemen idam edildi.
Ağabeyi Erkan Eren, Erdal'ın Mamak Askeri Cezaevi'nde tutuklu kaldığı dönemde gördüğü ağır işkencenin izlerine tanık olduğunu dile getirdi.
Erdal'ın idam edildiği tarihte yaşının 18'den küçük olduğunu belirten Erkan Eren, infazı radyodan öğrendiklerini ve Erdal'ın kimsesizler mezarına gömülmek istendiğini söyledi.


Ali Ekber EREN : Ankara Adı Kara
#AnkaraAdıKara
*
Gökte turna dizim dizim

Dinmez yüreğimde sızım
Erdal Eren'i asmışlar
Ağıdını söyler sazım
*
Deli sevdalar başımda
Sevdalı yürek peşinde
Çektiler darağacına 
Daha gencecik yaşında
*
Ankara adı kara
Bu yara başka yara
Onyedi yaşındaydı
Kıyılır mı Erdal'a
*
Gökyüzünden bize der ki
Durmasın kavgamın çarkı
Sen ağlama anacığım
Çoğalırız türkü türkü
*
Başı dimdik yürüyordu
Ölümüne gülüyordu
Halkım unutmasın beni
Mutlak gelirim diyordu.
*
Zulüm kurbanını seçti
Bütün dünya buna şaştı
İşkencede Hasan Özmen
Sesi denize ulaştı.
*
Ben her zaman halkı sevdim
Onun için işte öldüm
İnsanlık utansın buna
Dağlarıma selam saldım.
*
Ankara adı kara
Bu yara başka yara
On yedi yaşındaydı
Kıyılır mı Erdal'a
*

6 Mayıs 2023 Cumartesi

#6Mayıs


#Darağacında3Fidan
#DenizGezmiş
#YusufAslan
#Hüseyinİnan
*
Öldüm mü sandınız beni #6Mayıs ’ta?
Sayın bakalım o günden bu güne doğan çocukların adını!..
Kaçı #Cellat , kaçı #Deniz ?
*

13 Aralık 2022 Salı

#ErdalEren

#AnkaraAdıKara
*
Gökte turna dizim dizim

Dinmez yüreğimde sızım
Erdal Eren'i asmışlar
Ağıdını söyler sazım
*
Deli sevdalar başımda
Sevdalı yürek peşinde
Çektiler darağacına 
Daha gencecik yaşında
*
Ankara adı kara
Bu yara başka yara
Onyedi yaşındaydı
Kıyılır mı Erdal'a
*
Gökyüzünden bize der ki
Durmasın kavgamın çarkı
Sen ağlama anacığım
Çoğalırız türkü türkü
*
Başı dimdik yürüyordu
Ölümüne gülüyordu
Halkım unutmasın beni
Mutlak gelirim diyordu.
*
Zulüm kurbanını seçti
Bütün dünya buna şaştı
İşkencede Hasan Özmen
Sesi denize ulaştı.
*
Ben her zaman halkı sevdim
Onun için işte öldüm
İnsanlık utansın buna
Dağlarıma selam saldım.
*
Ankara adı kara
Bu yara başka yara
On yedi yaşındaydı
Kıyılır mı Erdal'a
*

2 Nisan 2022 Cumartesi

#SabahattinAli

 

25 Şubat 1907'de Edirne Vilayeti'nin Gümülcine Sancağı'na bağlı Eğridere kazasında doğmuştur. Babası piyade yüzbaşısı (Cihangirli) Selahattin Ali Bey'in görev yerlerinin sık sık değişmesi dolayısıyla, ilköğrenimini İstanbulÇanakkale ve Edremit'in çeşitli okullarında tamamlamıştır (1921) Edremit'e göçtüklerinde bölge Yunan işgalinde olduğu için emekli olan babası aylığını alamamış ve aile çok zor günler geçirmiştir. İlkokulu bitirdikten sonra parasız yatılı olarak Balıkesir Öğretmen Okulu'na giren Sabahattin Ali, beş yıl burada okumuş, daha sonra İstanbul Öğretmen Okulu'nda mezun olmuştur (1926) . Bir yıl kadar Yozgat'ta ilkokul öğretmenliği yapmış, Millî Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazanarak Almanya'ya giderek iki yıl orada okumuştur (1928 - 1930) . Yurda döndükten sonra Aydın ve Konya ortaokullarında Almanca öğretmenliği yapmıştır.
*
Konya'da bulunduğu sırada, bir arkadaş toplantısında Atatürk'ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla tutuklanmış (1932) , bir yıla mahkum olarak Konya ve Sinop cezaevlerinde yatmış, Cumhuriyetin onuncu yıldönümü dolayısıyla çıkarılan af yasasıyla özgürlüğüne kavuşmuştur (1933) . Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara'ya giden Sabahattin Ali Millî Eğitim Bakanlığı'na başvurarak yeniden göreve alınmasını istemiştir. Dönemin bakanı Hikmet Bayur'un 'eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispat etmesini' istemesi üzerine Varlık dergisinde 'Benim Aşkım' adlı şiirini yayımlayarak (15 Ocak 1934) Atatürk'e bağlılığını göstermeye çalışmıştır. Aynı yıl Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü'ne alınmış, Ankara II. Ortaokul'da öğretmenlik yapmıştır. 
*
16 Mayıs 1935 günü Aliye Hanım ile evlenmiş, 1936'da askere alınmış, 1937 Eylülünde kızı Filiz Ali dünyaya gelmiştir. Yedek Subay olarak askerliğini Eskişehir'de tamamlamış, 10 Aralık 1938 de Musiki Muallim Mektebi'nde Türkçe öğretmeni olarak göreve başlamıştır. 1940 yılında tekrar askere alınmış, askerliğini yaptıktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı'nda Almanca öğretmenliği yapmıştır (1941 - 1945) .
*
'İçimizdeki Şeytan' romanı milliyetçi kesimde büyük tepki toplamıştır. Nihal Atsız'ın hakkında yazdığı hakaret dolu bir yazıya karşılık dava açmış, dava sırasında çok sıkıntı çekmiştir. 1944 yılında davayı kazanmasına rağmen tepkilerden kurtulamamıştır. Olaylı duruşmalar sonunda bakanlıkça görevinden alınmış, İstanbul'a giderek gazetecilik yapmaya başlamıştır (1945) . Ancak fıkra yazdığı La Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri, iktidarın kışkırtmasıyla meydana gelen Tan olayları sırasında tahrip edilince işsiz kalmış, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz'la Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasal mizah dergilerini çıkarmıştır (1946 - 1947) . Ancak, bu gazeteler tek parti iktidarının baskılarıyla karşılaşmış, dergilerin isimlerindeki Paşa ifadesiyle 'Milli Şef' İsmet Paşa ile alay edildiği iddiası ile kapatılmış, yazılar ve yazarları hakkında kovuşturmalar açılmıştır. 
*
Sabahattin Ali dergilerde çıkan yazılarından dolayı üç ay hapis yatmış, karşılaştığı baskılardan bunalmıştır. Ali Baba dergisinde yayımladığı 'Ne Zor Şeymiş' başlıklı yazıda, içinde bulunduğu durumu şöyle anlatmaktadır: 'Çalmadan, çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi'.
*
Bir başka dava nedeni ile 1948'de Paşakapısı cezaevinde üç ay yatmıştır. Çıktıktan sonra zor günler geçirmeye başlamış, işsiz kalıp, yazacak yer bulamamıştır. Yurt dışına gidebilmek için pasaport almak istemiş, alamamıştır. Yasal yollardan yurt dışına çıkma olanağı da bulamayınca Bulgaristan'a kaçmaya karar vermiş fakat para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin adlı kaçakçı tarafından Bulgaristan sınırında şaibeli bir şekilde öldürülmüştür (2 Nisan 1948) . 
*
Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü itiraf eden ve CHP üyesi ve Milli Emniyet mensubu olduğu iddia edilen Ali Ertekin, dört yıla hüküm giymiş; fakat birkaç hafta sonra çıkan aftan yararlanarak serbest kalmıştır.
*
Bulgaristan’ın Eğridere (Ardino) kentinde, Sabahattin Ali’nin 100. doğum yılı kutlandı. 31 Mart 2007 günü gerçekleşen toplantıya, başta Bulgaristan Yazarlar Birliği Başkanı olmak üzere Sofya ve Bulgaristan’ın çeşitli kentlerinden Türk ve Bulgar yazarlar, şairler, okurlar ve Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali katıldı. Bütün eserleri 1950’li yıllardan beri Bulgaristan’daki tüm okullarda okutulduğundan, Sabahattin Ali bu ülkede çok tanınan bir yazardır. 
*

Eserleri:

*
Şiir :
Dağlar ve Rüzgâr (1934 - Yeni Eklerle 1943) 
Kurbağanın Serenadı ve Öteki Şiirler'le birlikte (1937) 
Öteki Şiirler (1937) 
*
Öykü : 
Değirmen (1935) 
Kağnı (1936) 
Hanende Melek (1937) 
Ses (1937) 
Kağnı - Ses (1943 - İki Kitap Birlikte) 
Yeni Dünya (1943) 
Sırça Köşk (1947) . 
Kamyon 
*
Roman : 
Kuyucaklı Yusuf (1937) 
İçimizdeki Şeytan (1940) 
Kürk Mantolu Madonna (1942) 
*
Tiyatro : 
Esirler (1936) 
*
Derlemeler  
Markopaşa Yazıları ve Ötekiler(1998) 
Çakıcı'nın İlk Kurşunu (2002) 
Mahkemelerde (2004) 
Hep Genç Kalacağım (2008) 
Canım Aliye, Ruhum Filiz (2013) 
*
Bestelenen Şiirleri : 
Hapishane Şarkısı V (Aldırma Gönül - Kerem Güney, Edip Akbayram) 
Leylim Ley (Zülfü Livaneli) 
Hapishane Şarkısı I (Göklerde Kartal Gibiydim / Nazlı Yarim - Ahmet Kaya) 
Hapishane Şarkısı III (Geçmiyor Günler - Ahmet Kaya) 
Çocuklar Gibi (Sezen Aksu) 
Kız Kaçıran (Ahmet Kaya) 
Kara Yazı (Ahmet Kaya) 
Melankoli (Ali Kocatepe, Nükhet Duru) 
Eskisi Gibi (Ben Yine Sana Vurgunum - Ali Kocatepe, Nükhet Duru) 
Dağlar (Dağlardır Dağlar - Sezen Aksu)
*
Kaynak : antoloji.com

28 Ekim 2021 Perşembe

#GöklerdeKartalGibiydim


#GöklerdeKartalGibiydim
*
Göklerde kartal gibiydim.
Kanatlarımdan vuruldum;
Mor çiçekli dal gibiydim,
Bahar vaktinde kırıldım.
*
Yar olmadı bana devir,
Her günüm bir başka zehir;
Hapishanelerde demir
Parmaklıklara sarıldım.
*
Coşkundum pınarlar gibi,
Sarhoştum rüzgarlar gibi;
İhtiyar çınarlar gibi
Bir gün içinde devrildim.
*
Ekmeğim bahtımdan katı,
Bahtım düşmanımdan kötü;
Böyle kepaze hayatı
Sürüklemekten yoruldum.
*
Kimseye soramadığım,
Doyunca saramadığım,
Görmesem duramadığım
Nazlı yarimden ayrıldım.
*
Söz       : #SabahattinAli
Müzik   : #AliEkberEren
*
Kaynak : https://youtu.be/4El-TJ23-J4

2 Nisan 2021 Cuma

#SabahattinAli


25 Şubat 1907'de Edirne Vilayeti'nin Gümülcine Sancağı'na bağlı Eğridere kazasında doğmuştur. Babası piyade yüzbaşısı (Cihangirli) Selahattin Ali Bey'in görev yerlerinin sık sık değişmesi dolayısıyla, ilköğrenimini İstanbul, Çanakkale ve Edremit'in çeşitli okullarında tamamlamıştır (1921) Edremit'e göçtüklerinde bölge Yunan işgalinde olduğu için emekli olan babası aylığını alamamış ve aile çok zor günler geçirmiştir. İlkokulu bitirdikten sonra parasız yatılı olarak Balıkesir Öğretmen Okulu'na giren Sabahattin Ali, beş yıl burada okumuş, daha sonra İstanbul Öğretmen Okulu'nda mezun olmuştur (1926) . Bir yıl kadar Yozgat'ta ilkokul öğretmenliği yapmış, Millî Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazanarak Almanya'ya giderek iki yıl orada okumuştur (1928 - 1930) . Yurda döndükten sonra Aydın ve Konya ortaokullarında Almanca öğretmenliği yapmıştır.
*
Konya'da bulunduğu sırada, bir arkadaş toplantısında Atatürk'ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla tutuklanmış (1932) , bir yıla mahkum olarak Konya ve Sinop cezaevlerinde yatmış, Cumhuriyetin onuncu yıldönümü dolayısıyla çıkarılan af yasasıyla özgürlüğüne kavuşmuştur (1933) . Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara'ya giden Sabahattin Ali Millî Eğitim Bakanlığı'na başvurarak yeniden göreve alınmasını istemiştir. Dönemin bakanı Hikmet Bayur'un 'eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispat etmesini' istemesi üzerine Varlık dergisinde 'Benim Aşkım' adlı şiirini yayımlayarak (15 Ocak 1934) Atatürk'e bağlılığını göstermeye çalışmıştır. Aynı yıl Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü'ne alınmış, Ankara II. Ortaokul'da öğretmenlik yapmıştır. 
*
16 Mayıs 1935 günü Aliye Hanım ile evlenmiş, 1936'da askere alınmış, 1937 Eylülünde kızı Filiz Ali dünyaya gelmiştir. Yedek Subay olarak askerliğini Eskişehir'de tamamlamış, 10 Aralık 1938 de Musiki Muallim Mektebi'nde Türkçe öğretmeni olarak göreve başlamıştır. 1940 yılında tekrar askere alınmış, askerliğini yaptıktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı'nda Almanca öğretmenliği yapmıştır (1941 - 1945) .
*
'İçimizdeki Şeytan' romanı milliyetçi kesimde büyük tepki toplamıştır. Nihal Atsız'ın hakkında yazdığı hakaret dolu bir yazıya karşılık dava açmış, dava sırasında çok sıkıntı çekmiştir. 1944 yılında davayı kazanmasına rağmen tepkilerden kurtulamamıştır. Olaylı duruşmalar sonunda bakanlıkça görevinden alınmış, İstanbul'a giderek gazetecilik yapmaya başlamıştır (1945) . Ancak fıkra yazdığı La Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri, iktidarın kışkırtmasıyla meydana gelen Tan olayları sırasında tahrip edilince işsiz kalmış, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz'la Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasal mizah dergilerini çıkarmıştır (1946 - 1947) . Ancak, bu gazeteler tek parti iktidarının baskılarıyla karşılaşmış, dergilerin isimlerindeki Paşa ifadesiyle 'Milli Şef' İsmet Paşa ile alay edildiği iddiası ile kapatılmış, yazılar ve yazarları hakkında kovuşturmalar açılmıştır. 
*
Sabahattin Ali dergilerde çıkan yazılarından dolayı üç ay hapis yatmış, karşılaştığı baskılardan bunalmıştır. Ali Baba dergisinde yayımladığı 'Ne Zor Şeymiş' başlıklı yazıda, içinde bulunduğu durumu şöyle anlatmaktadır: 'Çalmadan, çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi'.
*
Bir başka dava nedeni ile 1948'de Paşakapısı cezaevinde üç ay yatmıştır. Çıktıktan sonra zor günler geçirmeye başlamış, işsiz kalıp, yazacak yer bulamamıştır. Yurt dışına gidebilmek için pasaport almak istemiş, alamamıştır. Yasal yollardan yurt dışına çıkma olanağı da bulamayınca Bulgaristan'a kaçmaya karar vermiş fakat para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin adlı kaçakçı tarafından Bulgaristan sınırında şaibeli bir şekilde öldürülmüştür (2 Nisan 1948) . 
*
Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü itiraf eden ve CHP üyesi ve Milli Emniyet mensubu olduğu iddia edilen Ali Ertekin, dört yıla hüküm giymiş; fakat birkaç hafta sonra çıkan aftan yararlanarak serbest kalmıştır.
*
Bulgaristan’ın Eğridere (Ardino) kentinde, Sabahattin Ali’nin 100. doğum yılı kutlandı. 31 Mart 2007 günü gerçekleşen toplantıya, başta Bulgaristan Yazarlar Birliği Başkanı olmak üzere Sofya ve Bulgaristan’ın çeşitli kentlerinden Türk ve Bulgar yazarlar, şairler, okurlar ve Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali katıldı. Bütün eserleri 1950’li yıllardan beri Bulgaristan’daki tüm okullarda okutulduğundan, Sabahattin Ali bu ülkede çok tanınan bir yazardır. 
*

Eserleri:

*
Şiir :
Dağlar ve Rüzgâr (1934 - Yeni Eklerle 1943) 
Kurbağanın Serenadı ve Öteki Şiirler'le birlikte (1937) 
Öteki Şiirler (1937) 
*
Öykü : 
Değirmen (1935) 
Kağnı (1936) 
Hanende Melek (1937) 
Ses (1937) 
Kağnı - Ses (1943 - İki Kitap Birlikte) 
Yeni Dünya (1943) 
Sırça Köşk (1947) . 
Kamyon 
*
Roman : 
Kuyucaklı Yusuf (1937) 
İçimizdeki Şeytan (1940) 
Kürk Mantolu Madonna (1942) 
*
Tiyatro : 
Esirler (1936) 
*
Derlemeler  
Markopaşa Yazıları ve Ötekiler(1998) 
Çakıcı'nın İlk Kurşunu (2002) 
Mahkemelerde (2004) 
Hep Genç Kalacağım (2008) 
Canım Aliye, Ruhum Filiz (2013) 
*
Bestelenen Şiirleri : 
Hapishane Şarkısı V (Aldırma Gönül - Kerem Güney, Edip Akbayram) 
Leylim Ley (Zülfü Livaneli) 
Hapishane Şarkısı I (Göklerde Kartal Gibiydim / Nazlı Yarim - Ahmet Kaya) 
Hapishane Şarkısı III (Geçmiyor Günler - Ahmet Kaya) 
Çocuklar Gibi (Sezen Aksu) 
Kız Kaçıran (Ahmet Kaya) 
Kara Yazı (Ahmet Kaya) 
Melankoli (Ali Kocatepe, Nükhet Duru) 
Eskisi Gibi (Ben Yine Sana Vurgunum - Ali Kocatepe, Nükhet Duru) 
Dağlar (Dağlardır Dağlar - Sezen Aksu)
*
Kaynak : antoloji.com

11 Mayıs 2020 Pazartesi

#BirGün

#BirGün 
#BırakGamKederi
*
Bırak gam, kederi yaralı gönlüm,
Yüce dağdan duman çekilir bir gün,
Çapa vurulmadık bu topraklara,
İlkbahar da tohum ekilir bir gün,
*
Gün olur dikleşir eğilen başın,
Yaşam boyu akmaz kan ile yaşın,
Matem müjdeleyen kanlı Baykuş'un,
Ocağına incir dikilir bir gün,
*
Unuttu dediğin dost seni anar,
Alnının terini sofraya sunar,
Sana kutsal gelen bin yıllık çınar,
Fiske vuruşuyla yıkılır bir gün,
*
Meyveye dönüşür kuruyan dallar,
Kaplani giyinir yeşiller allar,
Gelir bayram günü çalar davullar
Ak ellere kına yakılır bir gün.
*
Söz ve Müzik : Kaplani (Hasan Kaplan)
*
Dostlar Muhabbeti : Bir Gün (Bırak Gam Kederi)