Nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur.Çünkü,kötü insanların türküleri yoktur↔Neşet Ertaş
Bir Ulusun türkülerini yapanlar,yasalarını yapanlardan daha güçlüdür↔Shakespeare
Sevdim insanlardan çok türkülerini.İnsansız yaşayabildim,türküsüz hiçbir zaman↔Nazım Hikmet
Türküler kırk bin yıl su altında kalmış,yıkanmış,cilalanmış çakıl taşı gibidir↔Yaşar Kemal
Ne zaman bir köy türküsü duysam,şairliğimden utanırım↔Bedri Rahmi
Türküz türkü çağırırız↔Veysel
6 Kasım 2018 Salı
Nazım Hikmet Ran : O Duvar
Türkiye'me dönüyorum.
Kara terör kasıp kavuruyor ortalığı benim orada.
Emperyalizm yine ve her zamanki gibi insanlığın bu korkunç baş belası, emperyalizmin duvarını yıkmak gerek.
Ben "O Duvar" şiirini yazıyorum.
O Duvar
İzmir'den Akdeniz'e dökülen
ve yakında Bombay'dan Hint Denizi'ne
dökülecek olan Emperyalizm'in,
Şark'ı saran duvarı
hakkında yazılmıştır.
Karataş'tan çerçeveye gömülen,
güneşi parça parça bölen
demir parmaklık…
Dayadım
alnımı
demir parmaklığa;
parmaklık alnıma
gömüldü.
Kemikli geniş alnımı parça parça böldü..
Alnım:
parmaklığa dayalı.
Yüzüm:
kana boyalı.
Bu kan benim kanım.
Eşyayı bu kanlı perdeden görüyor gözüm.
Karataş'tan çerçeveye gömülen,
güneşi parça parça bölen
demir par-mak-lık
*
Orda;
o duvarda,
o duvarın dibinde
bizimkilerin bağlandı kolları.
O duvarı
bizim için yaptılar..
O duvar
darağaçlarının sabunlu ipi
gibi
parlıyor.
O duvar;
o duvarda keskinliği var
taze kanlı etleri parçalayan
yosunlu, ıslak
dişlerin…
O duvar;
gözleri afyon dumanlı keşişlerin
bellerindeki kara kuşak gibi sarılmış
kürenin gırtlağında!.
O duvarın ilk temel taşı,
emperyalizmin ilk adımından geliyor.
O duvarın dibinde
bizimkilerin
Eyfeller gibi kemikleri yükseliyor.
O duvarın bir ucu:
tahta sapanlı sarı Çin'de
öbür ucu:
çelikleri elektrikli Newyork'un içinde
Her bankada hisse senetleri var
onun.
O duvar
Lordlar kamarasından Lord Gürzon'un
noktaları imparator armalı bir nutku gibi geçiyor.
Eyfel'in tepesinden avlarını seçiyor,
dayanarak Hindenburg'un altın çivili heykeline
topluyor Berlin sokaklarını eline.
O duvarın taşlarına sürterek dilini
kara gömlekli Mussolini
bekliyor nöbet.
İtalya'nın çizmesi
yüzüyor kanda.
O duvar
İkinci bir Balkan gibi yükseliyor Balkan'da.
Cevap
O duvar
o duvarınız,
vız gelir bize vız!
Bizim kuvvetimizdeki hız,
ne bir din adamının dumanlı vaadinden,
ne de bir hülyanın gönlü yakısındandır.
O yalnız
tarihin o durdurulmaz akışındandır.
Bize karşı koyanlar,
karşı koymuş demektir:
Maddede hareketin,
yürüyen cemiyetin
ezelî kanunlarına.
Sükun yok, hareket var
bugün yarına çıkar
yarın bugünü yıkar
ve durmadan akar
akar
akar.
Biz bugünün kahramanı,
yarının
münadisiyiz.
Biz durmadan akan,
yıkıp yapan
akışın
çizgilenmiş sesiyiz.
Biz,
adımlarını tarihin akışına uyduran
temelleri çöken emperyalizme vuran,
yarını kuran—
—larız.
O duvar,
o duvarınız,
vız gelir bize vız!
1925
Nazım Hikmet RAN
Etiketler:
@TC_Turku_Bey,
Berlin,
Cevap,
Çin,
İtalya,
Lord Gürzon,
Mussolini,
Nazım Hikmet,
Nazım Hikmet Ran,
Newyork,
O Duvar,
O Duvar ve Cevap,
Türkiye,
Türkülü Yürekler
5 Kasım 2018 Pazartesi
Neşet Ertaş : Zahidem
Zahide Kurbanım n’olacak Halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahidem bu hafta oluyor gelin
Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçekdağı döktü m’ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahidem’den güzeli
Ay ile doğar da gün ile aşar,
Zahide’mi görenin tebdili şaşar
İyinin kaderi kötüye düşer,
Diken arasında kalmış gül gibi.
Zahide’m kurbanım kurtar bu dardan
Baban anlamadı bizim bu haldan
Kekiline sürmüş kokulu yağdan,
Derdin beni del’ediyor Zahide’m.
Ziyaret’ten çıktım Cender’in özü
Kum gibi kaynıyor Zahide’m gözü
Aslını sorarsan esalet yerden
Hacı Bürolardan Mehmet’in kızı.
Gurbet ellerinde esinim esir
Zahide’m kurbanım hep bende kusur
Eğer baban seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır.
Çiçekdağı’nda da hiç gitmez duman
Zahide’m kurbanım hallarım yaman
Yapamadım şu babayın gönlünü
Fakir diye bana vermedi baban.
Anamdan doğalı çok çektim cefa,
Şu yalan dünyada sürmedim sefa,
Adımı namımı soran olursa,
Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa.
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahidem bu hafta oluyor gelin
Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçekdağı döktü m’ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahidem’den güzeli
Ay ile doğar da gün ile aşar,
Zahide’mi görenin tebdili şaşar
İyinin kaderi kötüye düşer,
Diken arasında kalmış gül gibi.
Zahide’m kurbanım kurtar bu dardan
Baban anlamadı bizim bu haldan
Kekiline sürmüş kokulu yağdan,
Derdin beni del’ediyor Zahide’m.
Ziyaret’ten çıktım Cender’in özü
Kum gibi kaynıyor Zahide’m gözü
Aslını sorarsan esalet yerden
Hacı Bürolardan Mehmet’in kızı.
Gurbet ellerinde esinim esir
Zahide’m kurbanım hep bende kusur
Eğer baban seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır.
Çiçekdağı’nda da hiç gitmez duman
Zahide’m kurbanım hallarım yaman
Yapamadım şu babayın gönlünü
Fakir diye bana vermedi baban.
Anamdan doğalı çok çektim cefa,
Şu yalan dünyada sürmedim sefa,
Adımı namımı soran olursa,
Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa.
4 Kasım 2018 Pazar
Gülay : Zeynep Bu Güzellik Var mı Soyunda
Zeynep bu güzellik var mı soyunda
Elvan elvan güller biter bağında
Arife gününde bayram ayında
Zeynep'im Zeynep'im allı Zeynep'im
Beş köyün içinde şanlı Zeynep'im
Zeynep'e yaptırdım altından tarak
Tara zülüflerin bir yana bırak
Zeynep'e gidemem yollar pek ırak
Zeynep'im Zeynep'im allı Zeynep'im
Beş köyün içinde şanlı Zeynep'im
Söğüdün yaprağı narindir narin
İçerim yanıyor dışarım serin
Zeynep'i bu hafta ettiler gelin
Zeynep'im Zeynep'im allı Zeynep'im
Beş köyün içinde şanlı Zeynep'im
Kangal'dan aşağı Mamaş'ın köyü
Derindir kuyusu serindir suyu
Güzeller içinde Zeynep'in huyu
Zeynep'im Zeynep'im allı Zeynep'im
Beş köyün içinde şanlı Zeynep'im
Yöre : Kangal/Sivas
Kaynak Kişi : Aşık Süleyman
Derleyen : Muzaffer Sarısözen
Gülay : Zeynep Bu Güzellik Var mı Soyunda
Yıldıray Çınar : Elvan
Her sabah her seher ceylan bakışlım
Kokunu getirir yel Elvan Elvan
Anadan sürmeli keklik sekişli
Açılmış göğsünde gül Elvan Elvan
******************************
Kaşların hançer kirpiğin ok mu
Bana ettiklerin revamı hak mı
Aşkınla sarardım insafın yok mu
Olayım kapında kul Elvan Elvan
******************************
Felek zehir etti tatlı aşımı
Taştan taşa vurdu dertli başımı
Gözlerimden akan kanlı yaşımı
İnsaf et ne olur sil Elvan Elvan
******************************
Zalim felek beni yerlere çaldı
Mecnuna eş etti çöllere saldı
Bi canımdan başka nem galdı
O da senin zaten al Elvan Elvan
******************************
Derleyen : Muzaffer Akdoğan
1 Kasım 2018 Perşembe
Ali Ekber Çiçek : Derdim Çoktur Hangisine Yanayım
Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazelendi yürek yarası
Ben bu derde nerden derman bulayım
Meğer şah elinden ola çaresi
Türlü donlar giyer gülden naziktir
Bülbül çevreyleme güle yazıktır
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
Güle gelir gelir canlar paresi
Benim uzun boylu serv-i çınarım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yönüm sana dönerim
Mihrabımdır iki kaşın arası
Didar ile muhabbete doyulmaz
Muhabbetten kaçan insan sayılmaz
Münkir üflemekle çirağ söyünmez
Tutuşunca yanar aşkın çırası
Pir Sultan'ım kati yüksek uçarsın
Selamsız sabahsız gelir geçersin
Aşık muhabbetten niçin kaçarsın
Böyle midir ilimizin töresi
Ali Ekber Çiçek : Derdim Çoktur Hangisine Yanayım
31 Ekim 2018 Çarşamba
Aysun Gültekin : Nasip Olsa Gine Gitsem Yaylaya
Nasip olsa gine gitsem yaylaya
Doya doya baksam suna boyluya
Senin için yalvarayım Mevla’ya
Belki seni bana yazar yaradan
Seni gördüm evvel bahar yaz iken
O güzellik sende ilvan naz iken
Güller taze iken teller saz iken
Belki seni bana yazar yaradan
Yüce dağ başında pınar gözüsün
Sürüden seçilmiş körpe kuzusun
Güzeller güzeli yayla kızısın
Belki seni bana yazar yaradan
Ela göz üstüne eğmedir kaşı
Başına bağlamış telli bir poşu
Talibi Coşkun der bulunmaz eşi
Belki seni bana yazar yaradan
Aşık Talibi Coşkun
30 Ekim 2018 Salı
Ahmet Sezgin : Allı Turnam
Allı turnam bizim ele varırsan
Şeker söyle kaymak söyle bal söyle
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Eğer bizi sual eden olursa
Boynu bükük benzi soluk yar söyle
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Allı turnam ne gezersin havada
Arabam kırıldı kaldım burada
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Ne onmamış kul imişim dünyada
Akşam olsun allı turnam dön geri
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Arap atın iyisine binerler
Mor çiçeğin koyusuna konarlar
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Söz ve Müzik : Keskinli Hacı Taşan
Yöre : Keskin-Kütahya
Ahmet Sezgin : Allı Turnam
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
