Kadir Gecesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kadir Gecesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ocak 2019 Pazartesi

#ZübeydeHanım



Mustafa Kemal ATATÜRK' ün annesidir.
Zübeyde Hanım, 1857 yılında Selanik yakınlarındaki Langaza’ da doğmuştur. Konya Karaman'dan Rumeli’ye göçen ve Selanik yakınlarındaki Langaza’ ya yerleşen bir Türkmen ailesi olan Hacı Sofu ailesinden Feyzullah Ağa'nın kızıdır. Annesi, Molla Hanım olarak anılan Ayşe Hanım’dır. 
Selanik' te Gümrük Muhafaza Teşkilatında memur Ali Rıza Efendi ile 1871 yılında henüz 14 yaşında iken evlendi.
6 çocuğu oldu. Çocuklarından Ahmet (1874-1883), Ömer (1875-1883), Naciye (d.1889) ve Fatma (1872-1875),fazla yaşamadı. Sadece Mustafa (d.1881) ve Makbule Atadan (d.1885) hayatlarına devam edebildi. Naciye’byi de 1899 yılında küçük yaşta veremden kaybettiler.
Kocası Ali Rıza Efendi, 1889 yılında, tek oğlu Mustafa Kemal ilkokul üçüncü sınıfta okuduğu sırada, hastalanarak öldü.
Bunun üzerine Zübeyde hanım, çocukları Mustafa, Makbule ve Naciye’yi de alarak abisi Hüseyin Bey'in Langaza' daki çiftliğine gitti. Ağbisine daha fazla yük olmak istemeyen Zübeyde Hanım, ikinci evliliğini Selanik Gümrükler Başmüdürü Ragıp Bey ile yaptı. Balkan Savaşı’ ndan sonra Ragıp Bey’den boşandı. Birinci Dünya savaşından sonra Zübeyde hanım ile birlikte kızı Makbule Selanik' ten ayrılarak İstanbul' a Mustafa Kemal’in kendileri için Akaretler'de tuttuğu eve yerleşti.
1919’da Anadolu' ya çıktığından beri görmediği ve üstelik Osmanlı Padişahı tarafından hakkında ölüm emri verildiğini öğrendiği oğlu Mustafa Kemal ile ancak 14 Haziran 1922’de Adapazarı’nda tekrar buluşan Zübeyde, onun yanına Ankara’ ya yerleşti. Ancak bu şehrin sert iklim koşulları sağlığını olumsuz etkileyince tedavi amacıyla İzmir’ e gitti.
Zübeyde Hanım, 14 Ocak 1923 tarihinde İzmir’ de 66 yaşında ölmüştür.

Kaynak : Biyografi.info

HAKKINDA YAZILANLAR
Zübeyde Hanım’ ın Vasiyeti
Vahap MUNYAR
Hürriyet 15 mayıs 2009

Darüşşafaka’ nın arşiv ve müzesinde yapılan tarama sırasında Atatürk’ün annesi 
Zübeyde Hanım’ ın 1921 tarihli ve 20 bin kuruşluk bağışı içeren bir vasiyeti ortaya çıktı. Zübeyde Hanım’ ın Darüşşafaka’ ya 1921’de yaptığı 20 bin kuruşluk bağışın bugünkü değerinin 2 milyon liraya denk geldiği hesaplandı.

Zekeriya Yıldırım Başkanlığındaki Darüşşafaka Cemiyeti yönetimi, arşiv ve müzede yenilemeler yaparken, Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi 
Zübeyde Hanım’ ın 1921 yılında Darüşşafaka’ ya 20 bin kuruşluk bağış yaptığını içeren vasiyetini gün yüzüne çıkardı. Yıldırım, "Kuruluşu 1863’e uzanan Darüşşafaka, tarih boyunca bağışlarla yaşayan bir kurum. Darüşşafaka, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’dan ablası Makbule Ata’ya, Sait Faik’e uzanan değişik kesimlerden bağış ve destek görmüştür" dedi. Darüşşafaka Cemiyeti Genel Sekreteri Adnan Dovan, İş Bankası hisselerinden yola çıkarak yaptıkları hesaplamayla, Zübeyde Hanım’ ın bağışladığı 20 bin kuruşun değerinin bugün 2 milyon liraya denk gelebileceği sonucunu çıkardıklarını bildirdi.

Çeviri 1968 tarihli

Zekeriya Yıldırım, 
Darüşşafaka Cemiyeti  Başkanvekilleri Talha Çamaş, Davuk Ökütçü, Beşir Özmen, Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Tekin ve Darüşşafaka Eğitim Kurumları Genel Müdürü Nilgün Akalın’la birlikte düzenlediği sohbet toplantısında, Zübeyde Hanım’ın 20 bin kuruşluk vasiyetine nasıl ulaştıklarını şöyle anlattı: "Cemiyetimizin arşiv ve müzesinde yenileme-düzenleme çalışmaları başlattık. Bu çalışmalar sırasında Zübeyde Hanım’ın 1921 tarihli vasiyetnamesini gördük. Aslında vasiyetname 1968 yılında incelenmiş, noter tasdikli çevirisi de o günlerde yaptırılmış, yeniden arşive konulmuş. Zübeyde Hanım, vasiyetnamesinde okul öğrencilerine mevsim meyvelerinden yedirilmesini tavsiye ediyor."
Darüşşafaka Cemiyeti Genel Sekreteri Adnan Dovan, 1921’deki 20 bin kuruşun, 2 milyon liralık bir değere denk gelişini nasıl hesapladığını şöyle açıkladı: "Aslında enflasyona, altına, dövize göre de hesap yapılabilirdi. Ancak, bunların sağlıklı olamayacağını düşündük. Önümüzdeki en güzel örnek İş Bankası hisseleriydi. Zübeyde Hanım’ ın Darüşşafaka’ ya 20 bin kuruş bağışlamasından 3 yıl sonra Atatürk, İş Bankası’ nın kuruluşu için 200 bin lira vermiş. İş Bankası halka açık ve hisseleri borsada işlem görüyor. 20 bin kuruşu İş Bankası hisseleriyle değerlendirdiğimizde, bugünkü büyüklüğü 2 milyon liraya ulaşıyor."

Zekeriya Yıldırım, 
Darüşşafaka’ yı "Bitmeyen bir hikaye" olarak tanımladıklarını belirterek, şunları söyledi: "Darüşşafaka’ ya zaman zaman devlet de el uzatmış ama esas itibariyle bağışlarla 146 yılı geride bırakmışız. Zübeyde Hanım gibi, Sait Faik gibi toplumun önde gelen insanlarının yanısıra, ismi kamuoyunca bilinmeyen çok sayıda bağışçımız var. Son dönemlerdeki en büyük desteklerden biri de İş Bankası’nın 81 ilden 81 öğrenciyi Darüşşafaka’ da ve sonra da üniversite bitene kadar okutması projesi oldu. Herkesi ’bitmeyen hikaye’nin yeni sayfaları olmaya çağırıyoruz."
Darüşşafaka Cemiyeti Başkanı Zekeriya Yıldırım, Darüşşafaka Eğitim Kurumları’na sınavla, öncelikle babasız çocukları aldıklarını hatırlatarak, şunları dile getirdi: "Ancak, deprem gibi felaket dönemlerinde sınavsız öğrenci aldığımız da olmuş. Bunun ilk örneği 1939 Erzincan depremi sırasında yaşanmış. İş Bankası, o dönemde çocukları tek tek toplayıp, Darüşşafaka’ya getirmiş, eğitimlerine destek olmuş. O dönemdeki bu öğrencilere, ’Deprem çocukları’ denmiş. Benzeri bir uygulamayı şehitlerimizin çocukları için de yapıyoruz. Bugüne kadar 85 şehit çocuğu okulumuza sınavsız girdi. Şimdi Mardin’in Bilge Köyü’ nde yaşanan vahşet sonrası da çocuklar öksüz-yetim kaldı. Orada 4 üçüncü sınıf, 2 de dördüncü sınıf öğrencisi belirledik. Milli Eğitim Bakanlığı’na bu çocukları sınavsız olarak alabileceğimizi bildirdik. Bakanlık'tan gelecek yanıta göre, bu çocukların eğitimini üstleneceğiz."

Her yıl Kadir Gecesi’nde hatim ve dua şartı koydu
Zübeyde Hanım’ ın Darüşşafaka’ya bağış belgesinde çok ilginç bir şartı da bulunuyor. Dindar bir Müslüman olan Zübeyde Hanım, bağış belgesinde her yıl Kadir Gecesi’ nde bir Darüşşafaka öğrencisinin Hatmi Şerif (Kuran-ı Kerim’i baştan sona okumak) icra etmesini ve bundan hasıl olacak sevabı, başta Hazreti Muhammed ve ailesi olmak üzere enbiya ve evliyalara, kendi gelmiş geçmiş aile efradının ruhlarına bağışlanmasını şart koşmuş.