Çınar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çınar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ekim 2016 Pazartesi

Yıldıray Çınar : Çoktan Beri Videosu

Çoktan beri dostum dostu
Gördüğüm yoktur aman yar yoktur
Onun için aman aman ey
Berbat hal dilber ey

Gam yemezdim şu cihanda
Öldüğüm aman öldüğüm
İçeydim elinden aman aman ey
Bir bade dilber ey

Değişmedim dostum dostu
Dünya malına aman malına
Yazılanlar gelir aman aman ey
Yiğidin başına hey

Dünya kalmadı aman
Güzel şirine aman şirine
Kayalar yardırdın aman aman ey
Ferhata dilber ey

Derleyen : Mahmut Erdal

Yıldıray Çınar'ın Biyografisi


1940 yılında Samsun’da doğdu. Babası, halk tarzında güfte yazarı imiş, oğlunun da müzikle uğraşmasını istermiş, en büyük ideali de oğlunun, oturdukları Samsun 19 Mayıs Mahallesinin camiinden ezan okumasıymış.
Yıldıray ÇINAR, İlkokul 2. sınıfta saz çalmaya başlar, ilk konserini ilkokul bitiminde verir.
Daha sonra sanat enstitüsüne başlar. Okuldaki müsamerelerde konserler verir. Bu arada da saz yapmaya başlar okulun marangozhanesinde.
İkinci sınıfta ilk sazını yapar. Samsun'lu saz yapım ustası Ömer SİNOP'un yanında bir süre çalışır.
Bu sıralarda her delikanlı gibi aşık olur Yıldıray ÇINAR ve sevdiği bu kız yüzünden Samsun’dan ayrılarak İstanbul’a gelir.
İstanbul'a geldiği tarih 1957'dir ve ilk işi yaşını büyütmek olur.
O yıllarda devre kaybı gidenleri ''ceza olsun'' diye en uzun süreli vatani görev olan bahriye sınıfına vermektedirler. 
Yıldıray ÇINAR da yaşını büyütünce devre kaybı gider ve askerliğini bahriyeli olarak yapar. Kendini çok sevdirir.
Bu sıralarda görev yaptığı Gölcük'te Deniz Fabrikaları Genel Müdürlüğünü Erkut TAÇKIN’ın babası Namık TAÇKIN Paşa yapmaktadır.
Namık TAÇKIN Paşa çok sever bu türkücü genci. Zaten bu sıralarda Erkut TAÇKIN'da yeni yeni müziğe merak sarmıştır.
Yıldıray ÇINAR'la birlikte müzik çalışmaları yaparlar.
Çalıştıkları müzik türleri ayrıdır fakat ikisi kafa kafaya vererek Orduevinde konserler düzenlerler.Namık Paşanın da yardımları çok büyüktür.
Bir seferinde, zamanın Demokrat Parti Milletvekili Ethem MENDERES, SEKA Kağıt Fabrikasına ziyarette bulununca,
Namık Paşa, burada bir gece tertipleme görevini Yıldıray ÇINAR'a verir.
Bu Yıldıray Çınar için büyük bir başarı olur. Daha sonra, Başbakan Adnan MENDERES İspanya gezisine çıkar.
Geziye çıktığı Giresun ve Gemlik adlı muhriplerden birinde de Yıldıray ÇINAR bulunmaktadır.Bu göreve özel izinle getirilmiştir.

Görevi ise, aralarında telsiz-hoparlör bağlantısı bulunan iki muhripteki erlere moral vermektir.
Bu gezi sırasında. Başbakan ona ''hiç radyoyu denedin mi'' diye sorar.
Denememiştir, fakat askerde bulunduğu üç yıl içinde kendini radyo imtihanlarına hazırlamıştır.
Vatani görev biter ve Yıldıray ÇINAR tekrar Samsun'a döner.
1959 yılının Mayıs ayında Atatürk’ün Samsun'a çıkışı dolayısıyla Samsun’dan Ankara'ya gönderilir saz çalmak için.
Burada. kendi yaptığı sazla kendi bestesini okur.. “Yare Pazen Biçemedim” adlı beste çok tutulur.
Samsun'a döner ancak bir iş kurması gerektiğine karar verir.
Mandolin.gitar bağlama tamir ve satışı yapan bir dükkan açar, ayrıca saz dersleri de verir. 
Yıl 1960, İstanbul radyosunda imtihan açılmıştır. Fakat bu imtihan profesyoneller için olduğundan ÇINAR bazı eksiklikleri olduğunu görür.

Zaten sınavı da kazanamamıştır. Tekrar dükkanına döner. Profesyonel olabilmek için, 1962 yılına kadar Osman ÖZDENKÇİ’den ders almaya devam eder.
1962 yılında Ankara Radyosu’nda açılan sınavı kazanır. Ankara Radyosu’nun ve Türkiye’nin en sevilen sanatçılarından biri olur.
Hayalleri gerçek olmuştur. İlk sahneye 1965 yılında Güney Park Gazinosunda çıkar. İlk turnesini de aynı yıl yapar.
Radyo programları ve gazino çalışmalarının yanı sıra 'Aman Dünya Ne Dar İmiş' filmini çevirir. Film çalışmalarına aralıksız devam eder.
Radyo programları, yurtdışı turneleri, plak ve film çalışmalarını bir arada 1980-85‘lere kadar devam ettirir.
1985-1990’lardan itibaren yalnızca film çalışmalarına ağırlık verir ve son yıllarda ise hiçbir faaliyet ve çalışma içerinde olmadığı görülür.
Bu güne kadar yaklaşık 40‘a yakın film çevirmiştir.
1969 yılında Şirvan ve Sarı Kurdelem Sarı, 1970 yılında Cemo, Çarşambayı Sel Aldı, 1971 yılında Elvan ve Allı Turnam, l974-Emrah, 1977-Eşref, 1983-Çoban Yıldızı, 1986-Suçlu Kim, 1989-Tecelli çevirdiği filmlerinin bazılarıdır. İlk TV programına 1968 yılında çıkar.
Seyrek de olsa sonraki yıllarda TV programlarına çıkmıştır.
Kendi halinde ve sessizlikten hoşlanan bir yapıya sahip olduğundan, genellikle medyada yer almamış,ortalıkta pek görünmemiştir.
Tüm sevenlerinden ve hayranlarından uzaklaşmış ve hayallerde bir ünlü Yıldıray ÇINAR olarak yaşamını sürdürmüştür.
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde ilerleyici bir sinir sistemi hastalığı olan ALS (Amyotrophic Lateral Sclerosis) tedavisi gören Yıldıray Çınar (68), 29 Mayıs 2007 sabaha karşı hayatını kaybetmiştir.


22 Ekim 2016 Cumartesi

Yıldıray Çınar : Yanma Annem Yanma Videosu


Bir mecnun gibi alemi dolaştım
Gam defterine bir dert daha yazdım
Anayı babayı sılaya attım
Yanma anem yanma garip halime

Halimi dedim anem ben bir zalime
Amansız derde düştüm yok mudur çare
Haber verin anem o nazlı yare
Yanma anem yanma garip halime

21 Ekim 2016 Cuma

Yıldıray Çınar : Çarşamba'yı Sel Aldı Videosu

Çarşamba’yı sel aldı,
Bir yar sevdim el aldı
Keşke sevmez olaydım,
Elim koynumda kaldı

Oy ne imiş ne imiş
Kaderim böyle imiş.
Gizli sevda çekmesi
Ateşten gömlek imiş.

Çarşamba yazıları,
Körpedir kuzuları
Allah alnıma yazmış,
Bu kara yazıları

Ey dağlar ulu dağlar
Yarim gurbette ağlar.
Yari güzel olanlar
Hem ah çeker hem ağlar.

Yöre : Samsun/Çarşamba

20 Ekim 2016 Perşembe

Yıldıray Çınar : Gurbet Elde Bir Hal Geldi Başıma




Gurbet Elde Bir Hal Geldi Başıma Türküsü'nün Sözleri:


Gurbet elde bir hal geldi başıma 
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir 
Derman arar iken derde düş oldum 
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir 

Huma kuşu yere düştü ölmedi 
Dünya sultan süleyman'a kalmadı 
Dedim yare gidem nasip olmadı
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir 

Kağıda yazılmış ufak yazılar 
Anadan ayrılmış körpe kuzular 
Derdi olan yüreğinden sızılar 
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir 

Abdal pir sultan'ım böyle buyurdu 
Ayrılık gömleğim biçti geyirdi 
Ben ayrılmaz idim felek ayırdı 
Ağlama gözlerim mevlam kerimdir

Pir Sultan Abdal

18 Ekim 2016 Salı

Yıldıray Çınar - Kader Torbası Videosu




Kader Torbası Türküsü'nün Sözleri:


Kader torbasına elimi uzattım
Tecelli kağıdım karalı çıktı
Ölüm defterine bir yol göz attım
Dertlerim içinde sıralı çıktı

Vah beni beni
Aman dağlar oy canım dağlar oy
Neden benim iki gözüm durmaz ağlar oy

Nereye gitsem pınar baştan kuruyor
Kader lamba yakmış beni arıyor
Kime iyilik eyesem bir daş vuruyor
Dostum düşman oldu ileri çıktı

Vah beni beni
Aman dağlar oy canım dağlar oy
Neden benim iki gözüm durmaz ağlar oy

Kader böyle buna izzet ne yapsın
Böyle gelmiş böyle gider ne yapsın
Hasta can veriyor doktor ne yapsın
Ciğer parça parça yaralı çıktı

Vah beni beni
Aman dağlar oy canım dağlar oy
Neden benim iki gözüm durmaz ağlar oy

16 Ekim 2016 Pazar

Yıldıray Çınar'ın Biyografisi


1940 yılında Samsun’da doğdu. Babası, halk tarzında güfte yazarı imiş, oğlunun da müzikle uğraşmasını istermiş, en büyük ideali de oğlunun, oturdukları Samsun 19 Mayıs Mahallesinin camiinden ezan okumasıymış.

Yıldıray ÇINAR, İlkokul 2. sınıfta saz çalmaya başlar, ilk konserini ilkokul bitiminde verir.


Daha sonra sanat enstitüsüne başlar. Okuldaki müsamerelerde konserler verir. Bu arada da saz yapmaya başlar okulun marangozhanesinde.


İkinci sınıfta ilk sazını yapar. Samsunlu saz yapım ustası Ömer SİNOP'un yanında bir süre çalışır


Bu sıralarda her delikanlı gibi aşık olur Yıldıray ÇINAR ve sevdiği bu kız yüzünden Samsun’dan ayrılarak İstanbul’a gelir.


İstanbul'a geldiği tarih 1957'dir ve ilk işi yaşını büyütmek olur.


O yıllarda devre kaybı gidenleri ''ceza olsun'' diye en uzun süreli vatani görev olan bahriye sınıfına vermektedirler.


Yıldıray ÇINAR da yaşını büyütünce devre kaybı gider ve askerliğini bahriyeli olarak yapar. Kendini çok sevdirir.


Bu sıralarda görev yaptığı Gölcük'te Deniz Fabrikaları Genel Müdürlüğünü Erkut TAÇKIN’ın babası Namık TAÇKIN Paşa yapmaktadır.


Namık TAÇKIN Paşa çok sever bu türkücü genci. Zaten bu sıralarda Erkut TAÇKIN'da yeni yeni müziğe merak sarmıştır. Yıldıray ÇINAR'la birlikte müzik çalışmaları yaparlar.

Çalıştıkları müzik türleri ayrıdır fakat ikisi kafa kafaya vererek Orduevinde konserler düzenlerler.Namık Paşanın da yardımları çok büyüktür.

Bir seferinde, zamanın Demokrat Parti Milletvekili Ethem MENDERES, SEKA Kağıt Fabrikasına ziyarette bulununca, Namık Paşa, burada bir gece tertipleme görevini Yıldıray ÇINAR'a verir.


Bu Yıldıray Çınar için büyük bir başarı olur. Daha sonra, Başbakan Adnan MENDERES İspanya gezisine çıkar.


Geziye çıktığı Giresun ve Gemlik adlı muhriplerden birinde de Yıldıray ÇINAR bulunmaktadır.Bu göreve özel izinle getirilmiştir.


Görevi ise, aralarında telsiz-hoparlör bağlantısı bulunan iki muhripteki erlere moral vermektir.


Bu gezi sırasında. Başbakan ona ''hiç radyoyu denedin mi'' diye sorar.


Denememiştir, fakat askerde bulunduğu üç yıl içinde kendini radyo imtihanlarına hazırlamıştır.


Vatani görev biter ve Yıldıray ÇINAR tekrar Samsun'a döner.


1959 yılının Mayıs ayında Atatürk’ün Samsun'a çıkışı dolayısıyla Samsun’dan Ankara'ya gönderilir saz çalmak için.


Burada. kendi yaptığı sazla kendi bestesini okur.. “Yare Pazen Biçemedim” adlı beste çok tutulur.


Samsun'a döner ancak bir iş kurması gerektiğine karar verir.


Mandolin.gitar bağlama tamir ve satışı yapan bir dükkan açar, ayrıca saz dersleri de verir.


Yıl 1960, İstanbul radyosunda imtihan açılmıştır. Fakat bu imtihan profesyoneller için olduğundan ÇINAR bazı eksiklikleri olduğunu görür.


Zaten sınavı da kazanamamıştır. Tekrar dükkanına döner. Profesyonel olabilmek için, 1962 yılına kadar Osman ÖZDENKÇİ’den ders almaya devam eder.


1962 yılında Ankara Radyosu’nda açılan sınavı kazanır. Ankara Radyosu’nun ve Türkiye’nin en sevilen sanatçılarından biri olur.


Hayalleri gerçek olmuştur. İlk sahneye 1965 yılında Güney Park Gazinosunda çıkar. İlk turnesini de aynı yıl yapar.


Radyo programları ve gazino çalışmalarının yanı sıra 'Aman Dünya Ne Dar İmiş' filmini çevirir. Film çalışmalarına aralıksız devam eder.


Radyo programları, yurtdışı turneleri, plak ve film çalışmalarını bir arada 1980-85‘lere kadar devam ettirir.


1985-1990’lardan itibaren yalnızca film çalışmalarına ağırlık verir ve son yıllarda ise hiçbir faaliyet ve çalışma içerinde olmadığı görülür.


Bu güne kadar yaklaşık 40‘a yakın film çevirmiştir.


1969 yılında Şirvan ve Sarı Kurdelem Sarı, 1970 yılında Cemo, Çarşambayı Sel Aldı, 1971 yılında Elvan ve Allı Turnam, l974-Emrah, 1977-Eşref,


1983-Çoban Yıldızı, 1986-Suçlu Kim, 1989-Tecelli çevirdiği filmlerinin bazılarıdır. İlk TV programına 1968 yılında çıkar.


Seyrek de olsa sonraki yıllarda TV programlarına çıkmıştır.


Kendi halinde ve sessizlikten hoşlanan bir yapıya sahip olduğundan, genellikle medyada yer almamış,ortalıkta pek görünmemiştir.


Tüm sevenlerinden ve hayranlarından uzaklaşmış ve hayallerde bir ünlü Yıldıray ÇINAR olarak yaşamını sürdürmektedir.


Derleyen: Ahmet Ören