Nevruz, İranlılar, Türkler, Kürtler, Azeriler, Afganlar, Arnavutlar, Gürcüler, Türkmenler, Tacikistanlılar, Özbekler, Kırgızlar tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da başka bir değişle doğanın uyanışı ve bahar bayramıdır.
Nevruz, Farsça bir kelime olup “Yeni gün” anlamına gelmektedir (Nev, yeni ve Ruz, Gün anlamında). Yeni gün baharın geliş günüdür aynı zamanda Türklerde takvim başlangıcı olan yıl başıdır. Çeşitli kültür çevrelerinde, farklı etnik gruplarda farklı bir muhtevaya ve anlama sahip olmuştur. Kültürler arasındaki iletişim sonucunda çeşitli kültürlere girmiş ve benimsenmiştir. Eldeki tarihi kaynaklardan hareketle en eski Türk adetlerinden, bayramlarından biri olduğu kesinleşmiştir. Yeni yılın başlangıcı, yenilik, coşku, canlanma gibi nitelikler hiç değişmeden günümüze kadar yaşadığı uçsuz bucaksız coğrafyalarda görülmektedir.
Çin kaynaklarından Kutadgu Bilig'e, Kaşgarlı Mahmud'dan Biruni'ye, Nizamü'ı Mülk'ün Siyasetname'sinden Melikşah'ın takvimine kadar, Akkoyunlu Uzun Hasan Bey'in kanunlarına kadar gelen bir çizgide Nevruz ile ilgili kayıtlar eldedir. Diğer taraftan Sivas hükümdarı Kadı Burhaneddin Ahmed, Safevi Türkmen Devletinin kurucusu Şah İsmail (Hatai), Osmanlılarda Sultan I. Ahmed ve Sultan IV. Murad gibi hükümdarların, Mustafa Kemal Atatürk'ün; din adamlarımızdan Kazasker Baki Efendi ve Şeyhülislam Yahya Efendilerin, şairlerimizden Kuloğlu, Pir Sultan Abdal, Kaygusuz Abdal, Şükrü Baba, Hüsnü Baba, Fuzuli, Nev'i Efendi, Nef'i, Nedim, Hüseyin Suad ve Namık Kemal gibi şairlerimizin Fatih devri vezirlerinden Ahmed Paşa'nın; büyük Azeri şairi Şehriyar'ın ve büyük Türkmen şairi Mahdumkulu'nun uzun bir tarih boyunca Nevruz bayramının gelişini "Nevruziye" veya "Bahariye" denilen şiirlerle kutladıklarını da biliyoruz.
*
Ayrıca Nevruz'un Türk musikisinin en eski mürekkep makamlarından biri olarak da kültürümüzde yedi yüzyıldan fazla bir maziye sahip olduğunu da biliyoruz. Bu makam ilk defa Urmiyeli Safıyuddin Abdulmü'min Urmevi (1224-1294) tarafından kullanılmıştır. Bu şekilde elimizde yirminin üzerinde makam bulunmaktadır.
*
Nevruz geleneği ne
Sünnilikle, ne
Alevilikle, ne
Bektaşilikle doğrudan doğuş bağlantısı olmayan, İslamiyetten çok öncelere giden bir gelenektir. Yani bir dinin veya mezhebin bayramı değildir. Bu yüzden de herhangi bir şekilde bir mezhep adına, bir din adına, bir etnik menşe adına bağlı gösterilmesi, istismar edilmesi bir ayrılık unsuru olarak takdim edilmeye çalışılması yanlıştır. Tarihin ve kültürün bütün gerçeklerine aykırıdır.
*
1990 yılında bağımsızlıklarını ilan eden Türk Cumhuriyetleri' nde
Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycan ile Rusya Federasyonu bünyesindeki Tataristan 21 Mart Ergenekon/Nevruz Bayramı'nı "Milli Bayram" olarak ilan etmişlerdir. Bu günün coşkuyla kutlanmasına büyük önem vermektedirler. Türk kültüründen kaynaklanan Ergenekon/Nevruz bayramı, her yönüyle Türk gelenek ve görenekleriyle zenginleşmiş ananevi ve temeli beş bin yıllık Türk tarihine dayalı milli bir bayramdır. Türkiye'de de 1991 yılında Türk Dünyası ile birlikte ortak bir gün olarak resmi tatil olmaksızın bayram ilan edilmiştir. *
Nevruz; Türk insanını birbirine kenetleyen, bağlayan,
Ergenekon'dan demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarıyla yanan bir ateştir. Bu ateş, hiç sönmeden binlerce yıl yandı ve gelecekte de kıvılcımlarından binlerce gönlü tutuşturarak "ortak kültür ocağı"nda binlerce ruhu ısıtacaktır. Avrasya'nın ,Türk aleminin Nevruz toyu kutlu olsun,Nevruz gülleri geleceğe umutlar taşısın.
Kaynak
Hatice Emel AŞA, Yeni Avrasya Dergisi, Mart-Nisan 2000
Kültürlere göre Nevruz
Alevi-Bektaşi söylencelerine göre Nevruz:
Dünya kuruluşunu bugün tamamlar.Hz. Muhammed’e nübüvet bugün ihsan edilir.Hz. Ali’nin bugün doğmuştur. Rivayetlere göre; Hz. Fatima, Betullah (kabe)i tavaf ederken doğum sancıları başlamış, tavafını tamamlayarak kabe’nin içine girerek 12 gün sonra 21 Mart 598’de doğum yapar. * * Hz. Muhammed, Beytullah’ın içinde ilk kez doğan amcası oğlunu kucağına alarak, Ali adını verir. Hz. Muhammed bu günü kutlu gün olarak ilan eder.Bugün Hz. Ali ile Hz. Muhammed’in kızı Hz. Fatma’nın evlendiği gündür.Hz. Muhammed bügün Gadir-hum’da okuduğu hutbede, Hz. Ali’yi Vasi tayin eder ve kendisinden sonra müslümanların önderi (imamı) ilan eder.Bugün Hz. Ali’nin hilafeti elde ettiği gündür.Bugün Haci Bektaş veli’nin Anadolu’ya gelişinin ilk günüdür. Rum Erenlerinin Şah-ı Velayeti karşıladıkları gündür.Bugün Gaip Erenleri “Kırklar’ın” toplandığı gün olarak inanılır. Bu nedenle bugün “Kırlar Bayramı” olarakta bilinir.Hz. Hüseyin’in intikamını almak için Muhtar Sakafi önderliğinde gizli bir teşkilat kurulur. İhtilal işareti olarak mahallelerde büyük bir ateş yakılır. Bu günde tesadüfen 21 Mart’a denk gelir. O günden bugüne değin Alevilerce zulme başkaldırı işareti olarak ateş yakılır.Bugün Hz. Adem Peygamberin yaratıldığı gündür.
Türk söylencesine göre Nevruz;
Türklerin Asena adlı dişi bir Bozkurt rehberliğinde Ergenekon’dan çıktıkları gündür. Demir ve ateşin birleştiği bugün Türklerce kutsal kabul edilerek bayram ilan edilir.
Orta Asya’da göçebe ve çoban Türklerin
İslam öncesinde sürülerini kışlaklardan çıkarıp, yaylalarda obalar kurarak şölen vererek bahar törenleri düzenlenmesi, coğrafi olarak hep aynı mevsimde ve
21 Mart’a gelmesi dolayısıyla ; Türkler bu gün Bahar bayramı olarak kabul etmişlerdir.
Kürt söylencesine göre Nevruz;
Demirci kava zalim hükümdar Dahhak tarafından ezilen
Kürt halkını ayaklandırarak, hükümdarı iktidardan uzaklaştırıyor ve halkı özgürlüğüne kavuşturur. Kazanılan bu zaferi ve özgürlüğü kutlamak için de dağda kocaman bir ateş yakarak, ateşin etrafında şenlikler düzenlerler, şölenler verirler, Demirci Kava nın yaktığı bu özgürlük ateşi 21 mart!a rastladığı için, Kürt halkınca bugün Nevroz Bayramı olarak asırlardır kutlana gelmiştir.
Sesaniler devri İran’da:
Zerdüştler/Ateşperestler tarafından kutlanan bir bayramdır.
Rivayetlere göre
İran Hükümdarı Cemşid bir dünya gezisinden dönerken
Azebeycan’da 21 Mart’a Otağ kurar. Cemşid’in mücevherlerle süslü tahtına güneş vurdukça renga-renk ışıklar seçer ve çevreyi ışık hüzmeleri kaplar, verilen şölen ve yapılan şenliklerle halk neşelenir, O gün den sonra her yıl bugün bayram olarak kutlanır.
Yumurtanı göyçük güllü boyardık, Çakğışdırıp sınanların soyardık, Oynamaktan birce meğer doyardık, Eli mene yaşıl aşık vererdi, Irza mene Nevruz gülü deredi.
M.Hüseyin Şehriyar
Şah İsmail Hatayı,
Fuzuli gibi Azeri şaiirlerinin bahar ve Nevroz ile ilgili şiirleri ve nefesleri vardır.
İslamiyet’ten önce
Zerdüşt olan
Azeriler Nevruzun simgelerinden biri olan “yasemen” çiçeğine özel önem veriyorlardı. Bu çiçek ile ilgili türküler, atasözleri vardır. Baharı müjdeleyen bir başka çiçek ise “kar çiçeği” kardelen’dir. Doğu Anadolu’da Nevruz çiçeği denen bir başka çiçek de vardır. Çiğdem’ de bu mevsimde yetişir.
Tunceli/ Dersim söylencelerine göre Nevruz:
Dersim bölgesinde Alevi inancı gereği Nevruz kutlamaları, Ali Günü veya 9 Mart olarak baharın gelişi diye kutlamalar yapılır. Dersim bölgesi bu günü Nevruz olarak adlandırmaz. Bu isim son yıllarda Tunceli yöresinde anılmaya başlanmıştır. Bunun nedeni politik olması gerekliği kanısımdayım. Diğer bir inançları olarak; Nuh peygamberin gemisinin bu bölgede 21 Mart ta geçtiğine inanılarak kutlama yapılır. Tunceli-Pülümür ile Erzincan-Çayırlı arasındaki “Bağır Dağı’na” Nuh’un gemisinin dokunduğuna inanılır. Bu nedenle “Bağır Dağı üzerine yemim ederim ki doğru konuşuyorum” diye yemin edilir.
Erzincan’daki bir söylenceye göre Nevruz;
Şah İsmail’in
Erzincan’a gelişinde Öbek/Höbek dağında kurduğu otağ yerinde yapılan törenlerdir. Öbek/Höbek dağının doruğunda dümdüz kocaman bir taş vardır. Şah İsmail burada yemek yemiş, bütün seyyidlere lokma dağıtmıştır. Şah Honçası denen bu dairesel taş kütlesi kutsal kabul edilir. Nevruz günü bu taş üzerinde yemek yenir. Bu yerde Cem törenleri düzenlenir, semahlar yapılır. Dede, dargınları barıştırır, helallıklar alınır.
Osmanlı Sarayı’nda da büyük şölenlerle Nevruz Bayramı kutlanırdı. Nevruz günü Hekimbaşı özel macun kaynatır. Başta padişah olmak üzere yakınlarına ve devlet recaline ikram ederdi. 1826 yılında Yeniçeri Ocağı kaldırılmasından sonra II. Mahmut, Nevruz Bayramını ve Bektaşiliği yasaklamıştır. Bektaşi babalarından Hüseyin Hüsnü Erdikul bir deyişinde;
Gönüller şad oldu, ilkbahar geldi, Nevruz bayramına eriştik ya Hu. Çemenzar şevk ile nura bezendi, Nevruz bayramına eriştik ya Hu.
Başka bir deyişinde de;
Çerağlar uyansın, kurulsun cemler, Gülbanglar çekilsin, sürülsün demler, Cünbüşe gelsinler cümle erenler, Ali’nin doğduğu eyyam bu demdir.
*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder