6 Ağustos 2023 Pazar

#Hiroşima


Sevingül Bahadır : Kız Çocuğu (Hiroşima)

6 Ağustos 1945 'de Hiroşima ve Nagazaki' de atom bombası kullanarak yüzbinlerce masum sivil insanların ve tüm tabiatın tüm canlıların ölümüne neden olan #KatilAmerika ' ya sonsuz öfke ve nefretlerimi sunuyorum...😡🤬😡

Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi!..
*
#Hiroşima
#KızÇocuğu
*
Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
*
Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
*
Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
*
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
*
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin,
şeker de yiyebilsinler.
*
(1956)
#NazımHikmetRan

28 Temmuz 2023 Cuma

#AliCabbar


Emir Can İğrek : Ali Cabbar

#AliCabbar

*

Ne ateş var ne de duman amma

Tutuşur alevler yanar ali cabbar

Sevdiğin kız başkasına varmış

Dayanabilirsen dayan ali cabbar

*

Baban der "al gırnatanı oğlum.

Akşama düğün var, yürü ali cabbar"

Sevdiği kız başkasına varmış

Oynar el oğluyla çalar ali cabbar

*

Bu ne derttir bu nasıl sınavdır

Anlayabilirsen anla ali cabbar

Yükün' almış buralara küsmüş

Askere yazılmış gider ali cabbar

*

Gideli 6-7 ay olmuş

Haberi de düşmüş köye ali cabbar

Sesi susmuş, gırnatası susmuş

Bir türkü bırakmış bize ali cabbar

*


27 Temmuz 2023 Perşembe

#Akbelen

AKBELEN ORMANI SAVUNUCULARINDAN

MUHALEFET PARTİLERİNE ÇAĞRI 

27 Temmuz 2023 

Bizler Akbelen Ormanı’nda yaşayanlar, ormanı savunanlar; Akbelen Ormanı’nın başta Anayasa olmak üzere birçok ulusal ve uluslararası yasal düzenlemeye aykırı olarak kesilmesine karşı ormanımızı, yaşamımızın kaynağını geçtiğimiz Pazartesi gününden beri savunuyoruz. 

2005 yılında alınan AİHM kararına ve Muğla 1.idare Mahkemesi'ndeki davamız halen devam ederken kesim tüm hızıyla devam ediyor.

Bu süreçte defalarca orantısız güç, hak ihlali darp ve şiddetle karşı karşıya kaldık ve önümüzdeki günlerde de kalmaya devam edeceğiz.

 Zaman ormanımız, canımız, yaşamımızın kaynağı için çok hızlı ilerliyor. Yaptığımız hesaplamalara göre eğer orman bu hızla yok edilmeye devam ederse en geç 31 Temmuz’da tamamı yok edilmiş olacak.

Siz muhalefet partileri zamları konuşmak için TBMM’yi göreve çağırdınız ve hepimizi yakan zamları konuştunuz. Şimdi sırada zamların temel kaynağı olan çiftçinin, üreticinin, köylünün, meraların, suyun, zeytinin korunması için TBMM'yi acilen göreve çağırmak var.

Akbelen ormanı savunması 2 yılı geçen savunması ile ülkemizde bir semboldür. Akbelen düşerse yarın Kaz Dağları, Karadeniz, Sinop, Akkuyu, Kırklareli düşer. Ülkemizin biyolojik çeşitliliğinin, tarım alanlarının, su havzalarının teker teker yok edilmesi ülkemizi küresel iklim krizine karşı daha kırılgan bir hale getirirken, çiftçiyi, üreticiyi, köylüyü daha büyük çıkmazlara sürükler.

Ayrıca, TBBM’de oturum ihtiyaç olan milletvekili sayısının onda birinin bile mücadelede bizimle birlikte olması devlet – Limak ortaklığı ile devam eden bu yok edişin önünde durmamızı sağlar.

Tüm muhalefet partilerini, il, ilçe örgütleri ve tüm milletvekillerinin salt çoğunluk halinde konfor alanlarını terk ederek bizlerle birlikte gerekirse ağaçlara sarılarak, TOMAların önünde durarak bu yok edişe aktif eylemsellik ile dur demeye davet ediyoruz. 

24 Temmuz 2023 Pazartesi

#İkiBüyükNimetimVar

#İkiBüyükNimetimVar

*

İki büyük nimetim var

Biri anam biri yarim

İkisine de hürmetim var

Biri anam biri yarim

*

Ana deyip de geçilmez

Yar anadan seçilmez

İkisine de kıymet biçilmez

Biri anam biri yarim

*

Birisi var etti beni

Birisi yar etti beni

İkisinin de birdir teni

Biri anam biri yarim

*

Garib'im halını bildir

Hikmetleri gizli sırdır

İkisinin de kalbi birdir

Biri anam biri yarim

*

Anam anam garip anam

Bu derdimi kime yanam

*

Söz ve Müzik : #NeşetErtaş

Yöre : #Kırşehir

19 Temmuz 2023 Çarşamba

#3HeykelHikayesi

#3HeykelHikayesi

*

İki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar, ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günleri, bayramlar da ilginç armağanlar göndererek karşıdakine zekâ gösterisi yapma fırsatlarıydı.

*

Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağırdı. İstediği, birer karış yüksekliğinde, altından, birbirinin tıpatıp aynısı üç insan heykeli yapmasıydı. Aralarında bir fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti.

*

Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komşu ülke hükümdarına gönderildi. Heykellerin yanına bir de mektup konmuştu.

*

Şöyle diyordu heykelleri yaptıran hükümdar: “Doğum gününü bu üç altın heykelle kutluyorum. Bu üç heykel birbirinin tıpatıp aynısı gibi görünebilir. Ama içlerinden biri diğer ikisinden çok daha değerlidir. O heykeli bulunca bana haber ver.”

*

Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırdı. Üç altın heykel gramına kadar eşitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırttı. Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama aralarında bir fark göremediler.

*

Günler geçti. Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını duymuştu ve kimse çözüm bulamıyordu. Sonunda, hükümdarın fazla isyankâr olduğu için zindana attırdığı bir genç haber gönderdi İyi okumuş, akıllı ve zeki olan bu genç, hükümdarın bazı isteklerine karşı çıktığı için zindana atılmıştı.

*

Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı. Genç önce heykelleri sıkı sıkıya inceledi, sonra çok ince bir tel getirilmesini istedi.

*

Teli birinci heykelciğin kulağından soktu, tel heykelin ağzından çıktı.

*

İkinci heykele de aynı işlemi yaptı. Tel bu kez diğer kulaktan çıktı.

*

Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden dışarı çıkmadı. Ancak telin sığabileceği bir kanal kalp hizasına kadar iniyor, oradan öteye gitmiyordu.

*

Hükümdar heykelleri gönderen komşu hükümdara cevabı yazdı:

*

“Kulağından gireni ağzından çıkartan insan makbul değildir.

*

Bir kulağından giren diğer kulağından çıkıyorsa, o insan da makbul değildir.

*

En değerli insan, kulağından gireni yüreğine gömen insandır.

*

Bu değerli hediyen için çok teşekkür ederim.”

2 Temmuz 2023 Pazar

#unutMADMAKlımda

😔😥😭😥😔
#UnutMADIMAKlımda
#2Temmuz1993
#UnutursakKalbimizKurusun
#İnsanOlanTürküYakarFaşistOlanİnsanYakar
#İnsanOlanlaraBinSelamOlsun
#FaşistOlanlaraBinLanetOlsun
😔😥😭😥😔
2 Temmuz 1993 sözün bittiği gün...
Sonsuza ışık olan canlara Tanrı'dan rahmet diliyorum...
Toprakları bol, ruhları şad, mekanları cennet olsun..
Işıklarda uyusunlar, yıldızlar yoldaşları olsun...
Yazarken bile ağlıyorum ARKADAŞ...
İNSANLARIMIZI GÖZ GÖRE GÖRE YAKAN FAŞİST MAHLUKATLAR HİÇ Mİ AĞLAMADINIZ?
YETMEZ FAKAT TANRI BELANIZI VERSİN!..
😔😥😭😥😔
#GünTutuşur #Sivas
*
Yumrukluyorum duvarları
Yumrukluyorum kara gecenin bedenini
Ellerim kan içinde nehirler taşmış yanaklarımdan
Otuzyedi can
Otuzyedi gül çatlamış susuzluktan Sivas’ın içinde
Nasıl uyku tutar gözlerimi?
Döne döne semaha dönenler tutuştu önce
Sonra türküler
Sonra da şiir çığlıksız düştü türkülerin yanıbaşına.
Sivas, Sivas... yiğitlik midir emanet cana kıymak?
Yiğitlik midir bir tutam ışığı
Kör bıçakla güneşten koparıp karanlığa kurban etmek?
Söyle hangi kitapta vardır elleri kolları bağlıyı yakmak?
Var mıdır kardelen akında bir avuç inciyi
Ateşe tutmak lo?
Böyle garip düştüğüme bakma
Böyle mahzun durduğuma...
Varsın ateşin suskunlukla beslensin
Benim de yüreğim gençliğini almış yanına
Yürür başı dik
Senin de dağların var Sivas, senin de dağların...
Dağlarında şahanların...
*
Gün tutuşur canım gece tutuşur
Yangınlarda tutsak canlar tutuşur
Külüm toprak olur yele karışır
Yürür gelir canlar yollar tutuşur
*
Sıvas ellerinde sazım tutuşur
Söz tutuşur canım türkü tutuşur
Teller bizi söyler diller yarışır
Özgürlüğü yazan kalem tutuşur
*
Canlar can olur da eller tutuşur
Dost evinde canım sevda tutuşur
Pir Sultan’lar ölmez binler yetişir
Akar gelir canlar tarih tutuşur
*
Söz : Savaş Ezgi
Müzik : Grup Yorum
*
https://yildirimalkan.com/yorum_gun_tutusur.mp3

17 Haziran 2023 Cumartesi

#SebepOlanDeğişmedikçeSonuçAynıÇıkar

İÇİM ÜRPEREK AŞAĞIDAKİ METNİ OKUDUM .

SON PARAĞRAFLARDA İFADE EDİLDİĞİ GİBİ UYANIK OLMAK VE DEMOKRATİK YOLLARLA HAKLARIMIZI ARAMAK VE BU İSTENMEYEN GİDİŞE KARŞI ÇIKMAK GEREKİR
Dz. Albay Rüştü YUMUK'a teşekkür ederiz.
KESİNLİKLE OKUYUN.
İŞGAL VE ŞİDDET.
■BOP çok yol aldı. Ülkemiz BOP’ne göre bölünecek 22 ülkeden biriydi.
■Türkiye’ye Irak, Suriye, Libya gibi açıktan saldıramadılar.
■Önce işbirlikçi bir iktidar buldular. İşbirlikçi ortakları için baston görevi yapan muhalefeti de oluşturdular.
■Cemaat görünümlü ajanlarını ülkemizin sinir ucu görevi yapan kurumlarına, yargıya, emniyete, orduya, milli eğitime yerleştirdiler.
■Ergenekon, Balyoz ve türevi davalar Türkiye Cumhuriyeti Devletini dönüştürmek için kurgulandı.
■ABD’nin hedef ülkelerde gerçekleştirdiği Turuncu Darbe, bizde kurgulanmış davalar üzerinden gerçekleştirildi.
■Bu gerçeği hala dillendiren yok.
■15 Temmuz oyunuyla rejim değiştirildi. Küresel şebeke başarmıştı. Yargıyı bitirmiş, Orduyu parçalara ayırmış, bütün gücün tek kişide toplanmasını sağlamışlardı.
■Egemenlik milletten alınıp kaçak saraya verildi.
■Hiçbir direnç noktası kalmadığına göre, Türkiye üzerindeki emellerine kolay ulaşacaklardı(!)..
■ACABA(!)?
■9 Milyon Suriyeli Türkiye’ye sürülerek yumuşak işgal sağlandı.
■Sınır mayınları bu proje için temizlendi. Sınıra mayın temizleme kılıfıyla İsraillileri yerleştireceklerdi.
■O dönem gösterilen direnç nedeniyle başaramadılar.
■Kendi askerlerimiz mayınları temizledi. Kayıplar verdik.
■Ardından Suriyeliler geldi. Hepsi ipsiz sapsız üremek dışında hiçbir işe yaramayan cinsten bir güruh.
■Sonra ABD ile birlikte Doğu sınırımızdaki mayınlar temizlendi.
■Afgan göçüne hazırlandı…
■Afganistan’dan gelen genç erkekler ABD’nin birlikte çalıştığı Afganlılardı.
■Ailelerine ABD maaş ödüyordu. Şimdi Pakistanlılar geliyor…
■Afrika’nın en uç noktasındaki ülkelerden yığınla insanlar geldi.
■Antalya bölgesinde yapılan satışlarda 100 satış varsa 90’ı yabancı.
■Tek dünya devleti için ulus devletlerin harcının kırılması lazım. Harç kırılınca giderek kuma döner, ufalanırsınız. Direnç biter. Av olursunuz.
■AKP Misyonerliği serbest bıraktı.
■AB ülkelerinden başlayıp ABD’liden, Kore’liye kadar misyonerler bütün ülkeye dağıldı.
■Ülke ev kiliselerle doldu. ,
■Üzgünüm, Müslüman sandıklarınız Lawrence’nin mirasçıları çıktı.
■Türk Milleti’nin ölüm fermanını yazanlar, Dürrizade’nin ruh ikizi çıktı.
■Vatan kavramının en yüksek olduğu yerler köylerdir.
■Vatan toprağını işleyen çiftçi toprağın kıymetini bilir. Bizi Kurtuluş Savaşında köylü olmak kurtardı.
■Emperyalizmin işbirlikçileri bu ayağı yok etmek için tarım ve hayvancılığı bitirdi.
■Anadolu gibi yüzlerce endemik türe ev sahipliği yapan Türkiye’de yerli tohum yasaklandı.
■Vahşi bir Vandallıkla, hainlikle Anadolu Toprakları’nın rahmi söküldü. Doğurganlığı bitti.
■Türk Milleti’nin direncini kırmak için Türkler borçlandırıldı.
■Yönetimden ve paradan el çektirildi.
■Borç batağına sürüklendi.
■Üstelik ayrıcalıklı bir sınıf yaratarak bu sınıfın çocuklarını askerlikten kurtardılar.
■Anadolu’nun yoksul çocuklarının yoksulluklarını kullanarak paralı asker yaptılar.
■Şimdi her gün bu çocuklarımızın şehit haberini alıyoruz. Alıştırdılar. Kimse umursamıyor. Tıpkı Osmanlı’nın Yemen, Kafkaslar, Arap çöllerinde ölüme yolladığı Anadolu çocukları gibi… Bizim çocuklarımız ölüme yollanırken, kendi çocukları milyonlarına milyon katıyor.
■Suriyeli Geçici sığınmacılar Projesi
Bunlar sığınmacı falan değil! ABD derin devleti ile yapıldığı anlaşılan gizli bir anlaşmanın uygulamaya konmasıdır!
■Suriyeliler gelmedi. Türkiye’ye kovalandı. Vaatler verildi. Onlar geçici sığınmacı olsaydı, bu kadar saldırgan olabilirler miydi?
■Kilis’te, İstanbul’un göbeğinde Türkçe konuşun” diyenlere, Suriyeli hastaya
Türkçe konuş diyen doktora;
“Siz Arapça konuşun” diyebilirler miydi?
■Silahlarıyla İstanbul’un göbeğinde poz verebilir miydi?
■Belli ki özel sözler verilmiş. Belli ki kuracağız dedikleri Astrika Devletinin dili Arapça olacak açıklaması Suriyeli Emperyalist lejyonerlere de fısıldanmış. Belli ki dönüşüm için görev de verilmiş.
■ İşte o söz ve göreve güvenerek Türk Milletini aşağılayacak kadar cesur olabiliyorlar.
■Kilis’ten bir dostla konuştum. Bana dedi ki;
“Kilis artık bizim değil. Azınlık kaldık. Kilis esnafı, vergiye tabi olmayan Suriyeli esnafa yenildi.
■Tek tek kapandılar. Burada artık ticaret Suriyelilerin eline geçti.
■ Kilis eğitimde iller arasında 4. Olmuştu. Şimdi eğitim kalitesi sıfırlandı.
■ Okullar Arap okulu oldu.
■Çocuklarımız eğitim alamıyor.
■Suriyeli gençler 30’lu, 40'lı gruplar halinde geziyor.
■Kilisliler kızlarını, eşlerini eve kapattı. Dışarı çıkmaya, çıkarmaya korkuyorlar.”
■İşte size açık bir ihanet tablosu…
■Bu mandacı kafalar, bilerek, isteyerek ülkemizi işgal ettirdiler.
■Basının satılık kalemleri, lejyoner askerleri, Türk düşmanı devşirmeler bu işgale karşı çıkanları “faşist” olmakla suçlayıp, bastırmaya çalışıyor.
■Mütareke basını, devşirilmiş kalemler görevini yapıyor.
■Türk düşmanlıklarını, yani faşist duygularını “hümanist” ayaklarıyla kapatmaya çalışıyorlar.
■Bunlar Turuncu Darbenin kiralık askerleri, küresel çetenin lejyoner kalemleridir!. Emperyalizmin, Siyonizmin alanlarıdır. Sakın susmayın!. Düşmana asker olan hainlerin karşısına gururla dikilin!.
■Tükürülecek suratı olanları bir varlık yerine koymayın! Küçümseyerek bakın suratlarına(ki zaten çok küçükler)
■Türk Milleti’nin düşmanı benim de düşmanımdır! Üstelik açık düşmandan bin beter, yaşadığı ülkeyi emperyalizme pazarlayan aşağılık kimliklerdir.
■Bu ülkede paralı paramiliter oluşumlar yeşillik olsun diye kurulmadı.
■Kurmayı planladıkları, Türk’ü Anadolu’da yok edecek “Anadolu İslam Federe Devleti”ni ilan ederken bir dirençle karşılaşırlarsa, kullanacakları silahlı paralel yapılardır.
■1915 öncesi, Türkler yoksul ve cahil bırakılmıştı.
■Ağır vergiler altında inleyen bir Anadolu halkı vardı.
■ Parası yoktu, yönetimde söz sahibi değildi. Savaştan savaşa sürülen, insan ambarı olarak kullanılırdı.
■Anadoluda Türkler kıyıma varan şekilde erkeksizleşiyordu.
■Para ve silah azınlıkların elindeydi.
■Emperyalist ülkeler Gragoryan olan Ermenilerin dinini üçe böldü.
■Dini inanışları bölünen Ermenilerin bir çoğunu emperyalist hesapları için kullandılar.
■İngiliz, Fransız, Rus lejyonerliğine soyunan Ermeniler, silahsız ve erkeksiz, kadın-çocuk ve yaşlı erkeklerin olduğu köylere saldırdı.
■Kadın, çocuk… Hepsini samanlıklara doldurup yaktı.
■Canlı canlı kuyulara doldurdu.
■Tecavüz sıradan olaylardı.
■Yabancı bütün kaynaklarda bu kayıtlar var.
■Vahşetin boyutunu anlamak isteyen Karabağ Soy kırımına baksın.
■Doktor olduğunu söyleyen aşağılık bir yaratık, bir Türk çocuğunun derisini canlı canlı yüzüp, kaç dakika yaşadığına bakmış.
■Bu vahşet Rus ordusuna dayanarak yapıldı.
■O Rusya utanmadan “sözde soykırımı" meclisinden geçirdi.
■Gülerek ölmek sözünün ne anlama geldiğini biliyor musunuz?
■Lejyoner Ermenilerin el ve ayaklarından canlı canlı çivileyip güneşin altına koyduğu Türklerin ölürken yüzünün güler gibi gerilmesinden dolayı söylenmiştir.
■Emperyalizmin yeni lejyonerleri Türkiye Büyük Millet Meclisinde Türk Milleti’ne iftira atacak kadar cesaretliler. Onlara bu cesareti veren "LEJYONER SİYASETÇİLERDİR"
■Mandacı kafaların Uzlaşmacı ve teslimiyetçi anlayışıdır.
■Bu isimleri asla unutmayın!
■“Tarihçi Ümit Doğan uyarıyor:
■Abdülhamid döneminde toprak satılarak Filistin'e yerleştirilen Yahudiler, işe ruhsatsız olarak ev, dükkan, fırın, mağaza vb. inşa ederek başlamışlardı.
■Bugün orada İsrail Devleti var.
■Tarih, ders çıkarılması gereken bir bilim dalıdır.
■Sığınmacı sorunu acilen çözülmelidir.”
■Bu uyarıya kulak vermek için Türk olmak gerekir
■Kaderini, sevincini, acısını Türk Milletinin kaderi, acısı ve sevinciyle birleştirmek gerekir! Ülkü birliği gerekir.
■Sanmasınlar ki Türk Milleti teslim olacaktır. Sanmasınlar ki Türk Milleti kendine biçilen kefeni giyecektir.
■Seyit Rızaların varisleri Seyit Rızaların, Said-i Kürdilerin mirasçıları Said-i Kürdilerin, Vahdettin-Damat Ferit-Dürrizade olmaya özenenlerin kaderi Vahdettin, Damat Ferit, Dürrizade’den bin beter olacaktır!
■Bu topraklar çok ihanet gördü.
■Bu topraklar çok haini de gömdü.
■Teslim alamayacaksınız!
■Haram paralarınıza, uyuşturcudan elde ettiğiniz cukkalarınıza, bu milletten çalıp kasaladığınız paralarınıza da sakın güvenmeyin!
■Sonuç olarak:
Dürrizade’nin çocuklarıyla, İllimünati (şeytanın) nin çocukları birleşerek Türkiye Cumhuriyeti Devletini küresel şeytanlara laboratuar yaptı.
Bizler o laboratuvarda kobay olmayacağız!
HER TÜRK EVLADI BUNLARI BİLMELİDİR. KAĞIT ÜZERİNDE, KLAVYE BAŞINDA, İÇKİ MASALARINDA, ORDA BURDA BOŞ BOŞ KONUŞMAKLA BİR YERE VARILMAZ. HİÇ BİR ŞEY YAPAMAYANLAR, ACZ İÇİNDE OLANLAR HİÇ OLMAZSA ÇARŞIDA, PAZARDA, CAMİDE, OKULDA, SESİNİ ÇIKARTMALI, TAVRINI AÇIKÇA ORTAYA KOYMALIDIR. BİZ SABREDİP SUSTUKÇA ONLAR MİLLİ BENLİĞİMİZE, CUMHURİYETİMİZE PERVASIZCA SALDIRMAYA DEVAM EDİYORLAR.
SON OLARAK LÜTFEN PAYLAŞIN.