31 Mayıs 2021 Pazartesi

#SedefÇiçeği

#SedefÇiçeği

Mahkeme salonunda, seksen yaşlarındaki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözlerini ve bıkkın bakışlarını süzüyordu.Hakim tok sesiyle, yaşlı kadına:

 "Anlat teyze, neden boşanmak istiyorsun?"

Yaşlı kadın, derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı:

"Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan."

Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu, mahkeme salonunda. Sessizlik, bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu. Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından? Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı... Kadın neler diyecekti? Herkes, onu dinliyordu. Yaşlı kadının gözleri doldu ve devam etti:

"Bizim bir Sedef Çiçeği vardı, çok sevdiğim. O bilmez.50 yıl önceydi. O çiçeği bana verdiği çiçekler arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm. Yavrumuz olmadı onları yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım. Her gece güneş doğmadan önce, bir tas suyla sulayacağım onu diye. İyi gelirmiş derlerdi. 50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi. Ta ki geçen geceye kadar. O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım. Ben, böyle bir adamla 50 yıl geçirdim. Hayatımı, umudumu, her şeyimi verdim. Ondan hiçbir şey görmedim. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim."

Hakim yaşlı adama dönerek: "Diyeceğin bir şey var mı, Baba?" dedi.

Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle, hakime yöneldi. Tane tane konuştu:

"Askerliğimi Reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım. O bahçenin, görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim. Fadime'mi de orada tanıdım. Sedefleri de. Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim. İlk evlendiğimiz günlerin birinde, boyun ağrısı nedeniyle, onu hekime götürdüm. Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa, boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi. Her gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin dedi. Hekimi pek dinlemedi bizim hatun. Lafım geçmedi. O günlerde, tesadüf, bu çiçek kurumaya yüz tuttu. 

Ben ona:

"Gece çiçek sularsan geçer", dedim. Adak dilettim. Her gece onu uyandırdım ve onu seyrettim. O sevdiğim kadını, yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece, o çiçek ben oldum sanki." Dedi adam. O yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle.

"Her gece, o yattıktan sonra uyandım. Saksıdaki suyu boşalttım. Sedef, gece sulanmayı sevmez, hakim bey. Geçen gece de. Yaşlılık. Ben de uyanamadım, uyandıramadım. Çiçek susuz kalırdı ama kadınımın boynu yine azabilirdi. Suçlandım. Sesimi çıkartamadım."

O anda gazeteciler dahil, mahkeme salonundaki herkes ağlıyordu.

"Sevgide cömert ama sevdiklerimizi kırmada oldukça cimri olalım"

30 Mayıs 2021 Pazar

#UnutmaDostumsun

#UnutmaDostumsun

Sen dostumdun benim gülünce güneşler açan

Bulutlara rüzgara asarım suretini her akşam

Her akşam bir mektup yazarım dağlar kadar

Meşeler göğermiş diyorsun, varsın göğersin

Anlamını yitiren bir şeyler mi var şimdilerde

Yazdığım şiirlere yabancıyım, sokaklara yabancıyım

Taşı delemiyor bir çığlık ve apansız

Su oluyorum ipince, kendime sızıyorum

Dünya yetmiyor bazan, bırakıp gidebilir miyim?

Kuşları ürkütülmüş bir dal gibiydin, öylesine mahzun!

Efkar da yakışırdı sana, ilk kadeh kekik kokardı

Unutalım mı şimdi kente indiğimiz o ilk günü

Sabahlara kadar okuduğumuz o kitapları

Sabahlara kadar düşüncelerimizde yaşattığımız hayallerimizi

Kar aydınlığında yürüdüğümüz o yolları

Sen dostumdun benim gülünce güneşler açan

Bulutlara rüzgara asarım suretini her akşam

Her akşam mektup yazarım dağlar kadar

Kayıp bir adresten geliyor sesin şimdi, üşüyorsun

Unutma dostumsun sen, neredeysen orda ölmek isterim!

#AhmetTelli


29 Mayıs 2021 Cumartesi

#YıldırayÇınar

Yıldıray Çınar : Ömrüm Kadrini Bilmedim

Türkülerimizin Kralı Koca Çınarımız #YıldırayÇınar 'ı aramızdan ayrılışının 14.yılında sonsuz saygı, sevgi, rahmet ve özlemle anıyoruz...

Toprağı bol, ruhu şad, mekanı cennet olsun...

Işıklarda uyusun, yıldızlar yoldaşı olsun...

Yeğeni #MetinErten ' in deyimi ile: 

"Sazın ve sesin hiç susmayacak" Türkülerimizin Kralı Koca Çınarımız...

*

#ÖmrümKadriniBilmedim

*

Geldi geçti benim ömrüm

Ömrüm kadrini bilmedim

Bir kuş gibi uçtu ömrüm

Ömrüm kadrini bilmedim

*

Satılmazsın allim seni

Nerelerde bulim seni

Eyvah beni eyvah beni

Ömrüm kadrini bilmedim

*

Seyit Nizamoğlu ağlar

Ateşi sinemi dağlar

Ele geçmez geçen çağlar

Ömrüm kadrini bilmedim

*

Yöre : Erzincan

Kaynak Kişi : Ali Atıcı

Derleyen : Yıldıray Çınar

25 Mayıs 2021 Salı

#İnsanİçindekiSevgininAğırlığıncaİnsandır

❤️ #İnsanİçindekiSevgininAğırlığıncaİnsandır ❤️

İnsan bazen vermeli, almak için...

Bir yürek vermeli önce, bir gönül.

O yüreğe sevgi vermeli, dostluk vermeli.

Umut ekmeli o sevgi ve dostluğu büyütmek için.

Bir hayat olmalı; iki kişinin paylaşacağı bir ömür için.

Zaman vermeli, anlayış vermeli.

İsteklerine gem vermeli...

Bir ömrü paylaşmak için, iki kişilik sevgi vermeli.

Dürüstlük vermeli saygılarını vermeli.

Bazen taviz vermeli prensiplerinden...

Bazen sıkılmalı başkası için, istemediği şeyleri yapmalı paylaşmak adına hayatı.

Biraz da cesur olmalı adım atmak için.

Verdikten sonra beklemeli, almak için.

Sabırla, umutları soldurmadan beklemeli.

Bekleyişin hazzını tatmalı.

Vuslatı arzulayarak, özlemlere umut ekmeli.

İnsan vermeli önce kendisinden, sonradan almak için...

Düşüncelerin neyse hayatın da odur. Hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan, düşüncelerini değiştir.

#WilliamShakespeare

24 Mayıs 2021 Pazartesi

#BenSanaBokDemem

Venezuela' dan Beyaz Peynir nam-ı diğer Pudra Şekeri getirilmesi işi içinde bulunan bütün kavşAKlara gelsin!..

#BenSanaBokDemem

*

Ben sana bok demem,

Boklar duyar ar eder.

Bir zerren düşse boka,

Onu da mundar eder.

*

Tanrı senin hamurunu 

Necasetle yoğurmuş,

Anan seni sıçar iken

Yanlışlıkla doğurmuş.

*

#NeyzenTevfik

23 Mayıs 2021 Pazar

#GüneşiİçenlerinTürküsü

#GüneşiİçenlerinTürküsü
Bu bir türkü:- 
toprak çanaklarda güneşi içenlerin türküsü! 
Bu bir örgü:- 
alev bir saç örgüsü! 
kıvranıyor; 
kanlı; kızıl bir meş'ale gibi yanıyor 
esmer alınlarında 
bakır ayakları çıplak kahramanların! 
Ben de gördüm o kahramanları, 
ben de sardım o örgüyü, ben de onlarla 
güneşe giden köprüden geçtim! 
Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi. 
Ben de söyledim o türküyü! 
Yüreğimiz topraktan aldı hızını; 
altın yeleli aslanların ağzını yırtarak gerindik! 
Sıçradık; şimşekli rüzgâra bindik!. 
Kayalardan kayalarla kopan kartallar 
çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını. 
Alev bilekli süvariler kamçılıyor şaha kalkan atlarını! 
*
Akın var güneşe akın! 
Güneşi zaptedeceğiz güneşin zaptı yakın! 
*
Düşmesin bizimle yola: 
evinde ağlayanların göz yaşlarını boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar! 
Bıraksın peşimizi kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar! 
İşte: 
şu güneşten düşen ateşte milyonlarla kırmızı yürek yanıyor! 
Sen de çıkar göğsünün kafesinden yüreğini; 
şu güneşten düşen ateşe fırlat; 
yüreğini yüreklerimizin yanına at! 
Akın var güneşe akın! 
Güneşi zaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın! 
Biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk! 
Güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız, 
toprak kokuyor bakır sakallarımız! 
Neş'emiz sıcak! 
kan kadar sıcak, 
delikanlıların rüyalarında yanan o «an» 
kadar sıcak! 
Merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak, 
ölülerimizin başlarına basarak yükseliyoruz güneşe doğru! 
Ölenler döğüşerek öldüler; güneşe gömüldüler. 
Vaktimiz yok onların matemini tutmaya! 
*  
Akın var güneşe akın!
Güneşi zaaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın! 
*  
Üzümleri kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor! 
Kalın tuğla bacalar kıvranarak ötüyor! 
Haykırdı en önde giden, emreden! 
Bu ses! 
Bu sesin kuvveti, bu kuvvet yaralı aç kurtların gözlerine perde vuran, 
onları oldukları yerde durduran kuvvet! 
Emret ki ölelim emret! 
Güneşi içiyoruz sesinde! 
Coşuyoruz, coşuyor!.. 
Yangınlı ufukların dumanlı perdesinde 
mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor! 
Akın var güneşe akın! 
Güneşi zaaaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın! 
*  
Toprak bakır gök bakır. 
Haykır güneşi içenlerin türküsünü, 
Hay-kır 
Haykıralım! 
*
1924

19 Mayıs 2021 Çarşamba

#MustafaKemal


#MustafaKemal

Dağ başını efkâr almış

Gümüş dere durmaz ağlar

Gözyaşından kana kesmiş gözlerim

Ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar

Ağlar ağlar cihan ağlar

Mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür

Altmış üç ilimiz altmış üç yetim

Yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer

Her geçen seni bizden parça parça götürür

Mustafa'm Mustafa Kemalim

*

Diz dövdüm

Gözlerim şavkı aktı Sakarya'nın suyuna

Sakarya'nın suları nâmın söyleşir

Hemşehrim Sakarya öksüz Sakarya

Ankara'dan uçan kuşlar

Kemal'im der günler günü çağrışır

Kahrolur bulutlara karışır

Gök bulut yaşmak bulut

Uca dağlar dev boyunlu morca dağlar

Divan durmuş bekleşir

Mustafam Mustafa Kemalim

*

Nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin

Çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin

Şol yüzünde güneş südü sıcaklık

Ellerinden öperim Mustafa Kemal

Senin dalın yaprağın biz senin fidanların

Biz bunları yapmadık

Sen elbette bilirsin bilirsin Mustafa Kemal

Elsiz ayaksız bir yeşil yılan

Yaptıklarını yıkıyorlar Mustafa Kemal

Hani bir vakitler Kubilay'ı kestiler

Çün buyurdun kesenleri astılar

Sen uyudun asılanlar dirildi

Mustafam Mustafa Kemalim

*

Karalar kuşanmış Karadeniz akmam diyor

Dokunmayın ağlamaktan bıkmam diyor

Bu gece kıyamet gecesi bu vapur Bandırma Vapuru

Yattığı yer nur olsun Mustafa Kemal

Ben ölümden korkmam diyor

Korkmam diyen dilleri toz oldu toprak oldu

Değirmen döndü dolandı yıllar oldu

Bir kusur işledik bağışlar mı kim bilir

O bize öğretmedi kazan kaldırmasını

Günahı vebali öğretenin boynuna

Erdirip oldurana ana avrat sövmesini

Yüreğim kırıldı kanım kurudu

Var git Karadeniz var git başımdan

Mızıka çalındı düğün mü sandın

Bir yol koyup gideni gelir mi sandın

Mustafam Mustafa Kemalim

*

Ankara'nın taşına bak

Tut ki baktım uzar gider efkârım

Çayır ağlar çimen ağlar ben ağlarım

Gözlerimin yaşına bak

Ankara Kalesi'nde Rasattepe'de

Bir Akça Şahan gezer dolanır

Yaşın yaşın mezarını aranır

Şu dünyanın işine bak

Mustafam Mustafa Kemalim

*

#Attilaİlhan