18 Şubat 2021 Perşembe

#ÖzerkVeDemokratikÜniversite

"ÖZERK  ve DEMOKRATİK Üniversite
Biz aşağıda imzası bulunan müzisyenler;
Hayatın her alanında özgürlükleri ve evrensel insan haklarını savunan, her türden ayrımcılığa karşı duran müzik ve sahne emekçileriyiz.
Bu anlamda; özerk üniversiteleri, demokratik değerlere bağlı akademisyenleri ve uğradıkları haksızlıklara karşı anayasa işle güvenceye alınmış "haklı" itirazlarını dile getiren değerli öğrencileri sahipleniyoruz.
Hiçbir siyasi gücün, her ne sebeple olursa olsun üniversiteleri, akademisyenleri ve öğrencileri ötekileştirdiği, kendi fikrince dizayn etmeye çalıştığı yöntemleri kabul etmiyoruz.
Siyasi otorite, elini üniversitelerden, akademisyenlerden ve değerli öğrencilerden derhal çekmelidir.
Tüm kamuoyuna bildiriz ki:
Başta Boğaziçi Üniversiteliler olmak üzere baskılara direnen tüm üniversitelilerin yanında duracak ve;
"Özerk ve Demokratik Üniversite" nin her zaman savunucusu olacağız.
Saygılarımızla."
diyerek bizlere seslenen sanatçılarımıza; yürekler dolusu koskocaman alkışlarım ile aynı fikirde olduğumu bildiriyorum...
Okuyalım ve bolca, çokca paylaşalım...


14 Şubat 2021 Pazar

#NurayHafiftaş

Nuray Hafiftaş, 8 Ağustos 1964 tarihinde Kars, Çıldır’da âşıklık geleneğine sahip, sazların duvarda asıldığı ailenin kızı olarak doğmuştur. Babası Sevdakâr Hafiftaş’dır. Bağlama sanatçısı olan Güray Hafiftaş (d.1966) adında erkek kardeşi vardır. 1,5 yaşında iken İstanbul’a ailecek taşınmışlar. İlkokulu İstanbul, Taksim'de okudu. İstanbul Teknik Üniversitesi İTÜ Devlet Konservatuarı'nı bitirdikten sonra İstanbul Belediye Konservatuarı İcra Heyetinde 4 yıl kadrolu devlet sanatçısı olarak çalıştı. Aynı yıllarda İstanbul Radyosu'nda da sözleşmeli sanatçı olarak 4 yıl çalıştı.

Nuray Hafiftaş, Teknik üniversitede konservatuar eğitimi sırasında Halk Müziği, Türk Sanat Müziği ve Batı Müziği eğitimi de aldı.

Şimdiye kadar birçok albüm çıkaran Nuray Hafiftaş’ın 100'ü aşkın söz ve bestesi kendisine ait olan eserleri var. Bunlardan "Ayrılık Nikahı", "Yalan Dünya" ve "İsyan Ediyorum"u Kibariye, "Hasret" ve "Gurbet"i ise İzzet Yıldızhan okudu. Nuray Hafiftaş, rakip meslektaşlarına vokal yapacak alçak gönüllülüğünden hiçbir zaman vazgeçmedi. Yarattığı eserlerini sanatçı dostlarıyla paylaştı.

Nuray Hafiftaş, 2017 temmuz ayında geçirdiği kalın bağırsak ameliyatından sonra karaciğerine de sıçrayan kanser nedeniyle özel bir hastanede tedavi görmeye başladı. 30 Kasım 2017 tarihinde Nuray Hafiftaş’a kolon ve karaciğer kanseri teşhisi konulduğu duyuruldu.

14 Şubat 2018 tarihinde İstanbul'da kolon ve karaciğer kanseri tedavisi gördüğü Emsey Hospital Onkoloji bölümünde 54 yaşında hayatını kaybetti.

Albümleri :
1987 - Asker Mektubu (Arabesk)
1988 - Yaradan Aşkına
1989 - Dön İki Gözüm
1990 - Dilanım
1990 - Divane Gönlüm
1991 - Turquie Aşık
1991 - Atılmaz Sevda
1992 - Arada Bir
1993 - Dinle
1994 - Şimdi Oldu
1996 - Eline Düştüm
2000 - Eyvah Gönül
2002 - Leyli Leyli
2005 - Sılayı Ver
2007 - Yıllarım
2014 - Arada Bir
2014 - Dinle
2014 - Eyvah Gönül
2014 - Dön İki Gözüm
2014 - Yaradan Aşkına
2014 - Atılmaz Sevda
2016 - İstanbul ve Sen
2017 - Düet Arabesk 2018 (Yunus BülbülNuray Hafiftaş)
*

Kaynak : Biyografi.info

8 Şubat 2021 Pazartesi

#CemKaraca

 

Cem Karaca : Safinaz

Müzisyen, rock sanatçısı ve yazar (D. 5 Nisan 1945, İstanbul – Ö. 8 Şubat 2004, İstanbul). 

Tam adı Muhtar Cem Karaca’dır. Türk rock müziğindeki önemli sanatçılardandır ve güçlü bir Anadolu rock kültü yaratmıştır. Annesi Ermeni asıllı tiyatro oyuncusu Toto Karaca, babası Azeri asıllı yine tiyatro oyuncusu Mehmet Karaca’dır. Bu iki sanatçı anne-baba arasında sanatla iç içe büyüdü. Ortaöğrenimini Robert Kolej’de yaptı. Ergenlik çağındayken hoşlandığı kızı etkilemek amacıyla şarkı söylemeye başlamış ve bu başlangıcın ardından devam eden olaylar sonucunda kendisini müzik piyasasının içinde buldu. Sesinin keşfedilmesi ise annesi tarafından olmuştur. İlk dönemlerde “Jaguarlar”, “Dinamitler” gibi gruplarla amatörce çalışmalar yaparak popüler rock’n’roll parçaları söylemeye başladı. O dönemlerde kendisinin en büyük destekçilerinden biri de müzisyen İlham Gencer’di ve onun orkestrasında müzikal deneyimini oldukça ilerletti. Aynı yıllarda tiyatro ile de ilgilenen Cem Karaca çeşitli oyunlarda da görevler aldı.

Karaca, askerliği sırasında Anadolu’nun ilkokul kitaplarında anlatıldığı gibi olmadığını ayrımsadı. Asker arkadaşının çaldığı bağlama ise onu bambaşka diyarlara taşıdı. Bir zamanlar ilkel ve sıkıcı bulduğu müziğin kendi duygularını dile getirdiğini keşfetti. 1967 yılında Apaşlar grubuna katılarak, “Hürriyet” gazetesinin düzenlediği “Altın Mikrofon” yarışmasında “Emrah” adlı parçasıyla ikinci oldular ve Doğu-Batı müziği sentezinde şarkılar üretmeye çalıştılar. “Resimdeki Gözyaşları” adlı parçayla büyük başarı elde eden Apaşlar’la Batı Almanya’ya gitti ve bu grupla birlikteliği 1969 yılının sonlarına kadar sürdü. Ardından, Apaşlar’ın basçısı Seyhan Karabay ile birlikte “Kardaşlar” grubunu kurdu. Bu sırada yine Almanya’ya giderek Ferdy Klein Orkestrası’yla dört adet 45’lik plak doldurdu. Bu çalışmalarla amacı, maddi sıkıntı yaşamadan çalışmalar yapmaktı.

İlk 45’likleri “Dadaloğlu” ile büyük bir başarı kazandılar. 1972’de Seyhan Karabay ile arasındaki tartışmalar nedeniyle Kardaşlar’la yollarını ayırdı. Bu sırada, Anadolu rock’ın güçlü sesi Moğollar’la birleşirken Kardaşlar da Moğollar’la anlaşamayan Ersen Dinleten’i gruplarına aldı.

Karaca, Moğollar’ın dağılmasıyla kariyerinin en önemli dönemini yaşayacağı “Dervişan” grubunu kurdu. “Dervişan”, politik rock’ın yanı sıra “progressive rock”ın Türkiye ile tanışmasında önemli rol oynadı. Aynı zamanda tam anlamıyla ilk stüdyo albümü “Yoksulluk Kader Olamaz”ı bu grupla çıkardı. Dervişan’ın dağılmasından sonra, Edirne’nin ilk ve Aradahan’ın son harflerini sentezleyerek “Edirdahan” adlı grubu kurdu. “Safinaz” adlı uzunçaları, Barış Manço-Kurtalan Ekspresi’nin 1975 yılı albümleri “2023” ile birlikte, Türkiye’nin sayılı senfonik rock albümlerinden biri oldu. Bu albümden sonra Almanya’ya gitti ve 1987’ye kadar bir tür sürgün hayatı yaşamak zorunda kaldı. Bu dönemdeki çalışmalarında sık sık gurbet acısı gibi temaları işledi. Bu süre içindeki en iyi albümünü olan “Die Kanaken” adlı Almanca albümü çıkardı. Bu çalışmada yabancı düşmanlığı, gurbetçilerin yaşamı gibi konuları işledi. Albümdeki kimi parçaların Türkçelerini sonraki albümlerinde kaydetti. “Die Kanaken” albümünün arka kapağında kendisiyle ilgili olarak şunlar yazılıydı:

Cem Karaca, ülkesi olan Türkiye’de bir rock yıldızı. Ülkesinde elliye yakın 45’lik ve LP yayınlayan Karaca’nın parçalarının çoğu sosyal içerikli sözlere sahip. 1981’in Ocak ayında Almanya’dayken son albümü yüzünden ülkesinde aranmaya başladı. Bunun üzerine Karaca, ülkesine geri dönmedi. Mallarına el konan şarkıcı 200 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve 1983’te de darbeci generaller onu Türk vatandaşlığından attılar. Almanya’da daha çok Nâzım Hikmet’in şiirlerini seslendirmesiyle tanınan Karaca, ilk olarak 1983’ün başlarında Almanca sözlerle ve Doğu-Batı sentezinden oluşan bir müzikle seyirci önüne çıktı. Amacı Türkiye’de olan biteni anlatmak değil, burada olup bitenleri anlatmak ve Alman-Türk ilişkilerini düzeltmeye çalışmak.

Karaca’nın, yurda döndüğü zaman Başbakan Turgut Özal’ın elini öptüğü iddia edildi ve “döneklikle” suçlandı. Bu eleştirilerin sahibi yazarları hicvettiği “Yarım Porsiyon Aydınlık” adlı şarkısında, “Hiçbir şey üretemeden sadece eleştirirsiniz” diyerek kırgınlığını dile getirdi. 1980 sonrası dönemde müzik yapımcılarının desteğini alamadan çıkardığı albümler o yıllar büyük ses getirmemesine karşın, yıllar içinde şarkılar değerini buldu. “Oh Be”, “Kahya Yahya”, “Hep Kahır” gibi hit şarkılar bu dönemde ortaya çıkmıştı.

Cem Karaca, ülkesine yeniden döndükten sonra ilk albümü “Merhaba Gençler Ve Her Zaman Genç Kalanlar”ı 1987 yılında, eski arkadaşı Cahit Berkay’la birlikte yaptı. Bundan bir yıl sonra aranjör Oğuz Abadan’la birlikte, 1960’lı yılların sonunda yaptığı çalışmalarda da olduğu gibi, orkestrasyona ağırlık vererek, yaylı varyasyonlarının hakim olduğu bir başka çalışma olan “Töre”yi yaptı. 1990-92 yıllarında Uğur Dikmen ve Cahit Berkay’la yaptığı “Yiyin Efendiler”, “Nerde Kalmıştık” albümleriyle biraz da olsa eski günlerine döndü. 1997 yılında çekilen “Ağır Roman” filminde seslendirdiği “Resimdeki Gözyaşları” ile yeniden popüler olmayı başardı.

Karaca; 1999 yılında Cahit Berkay, Engin Yörükoğlu, Ahmet Güvenç ve Uğur Dikmen’in desteğiyle “Bindik Bir Alamete...” adlı albümünü çıkardı. Son albümü de sayılabilecek olan bu çalışma eski günlerin gürül gürül Cem Karaca’sının yeniden geri döndüğü başarılı bir çalışmadır. “Kahpe Bizans” filmi için üç parça kaydederek, filmde küçük bir rol de aldı. 2000’li yıllarda çeşitli şiir çalışmaları da yaptı. Barış Manço’nun efsanevi grubu Kurtalan Ekspres’iyle birleşerek konserler verdi. Son olarak Yol Arkadaşları grubuyla sahneye çıkan ve bu grupla son albümü “Hayvan Terli” ve Murathan Mungan albümündeki “Göç Yolları” adlı şarkıyı kaydeden Cem Karaca, kimi televizyon dizilerinde de görev almıştı.

Cem Karaca,  8 Şubat 2004 tarihinde vefat etti. Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir.

KİTAPLARI:

Gazal (Eşi İlkim ve oğlu Mehmet Emrah Karaca tarafından derlenen şiirleri, 2002), Döndümse Vatanıma Döndüm adında bir kitabı daha vardır

BAZI ALBÜMLERİ:

1973 - Kardaşlar – Apaşlar, 1975 - Nem Kaldı (Yavuz LP 1012), 1977 - Parka/İhtarname, 1991 - Bu Son Olsun, 1992 - 25. Yıl Özgürlük Resitali, 1994 - Cemaz-Ül-Evvel, 1996 – 2002 - The Best of Cem Karaca (Vol. 1- Vol. 5), 2005 – Ölümsüzler (1-2); 2005 - Mutlaka Yavrum (Cem Karaca Tribute Albümü), 2009 - Cem Karaca Anısına.

KAYNAKÇA: Metin Solmaz / Türkiye'de Pop Müzik - Dünü ve Bugünü ile Bir İnfilak Masalı (1996), Gökhan Aya / Bir Cem Karaca Kitabı (1998), Cem Karaca / Gazal (2002), Vural Sözer / Müzik Ansiklopedik Sözlük (2005), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, 2007) - Ünlü Sanatçılar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 5, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013) - Erkin Erkal / Türkiye’de Rock’ın Tarihi (2012).

Kaynak ::  Biyografya.com

7 Şubat 2021 Pazar

#DahaSendenGayriAşıkmıYoktur

 

Sevcan Orhan : Daha Senden Gayrı Aşık mı Yoktur

#DahaSendenGayriAşıkmıYoktur

*

Daha senden gayri aşık mı yoktur

Nedir bu telaşın vay deli gönül

Hele düşün devr-i Adem’ den beri

Neler gelmiş geçmiş, say deli gönül

*

Şu fani dünyada umudunu yüz

İnanmazsan var kitaba yüz be yüz

Evin mezaristan , malın bir top bez

Daha duymadınsa  duy deli gönül

*

Günde bir yol duman çöker serime

Elim ermez gidem kisb ü kârıma

Kendi bildiğine doğrudur deme

Var iki kamile sor deli gönül

*

Gördüm iki kişi mezar eşiyor 

Gam gasavet gelmiş , boydan aşıyor

Çok yaşayan yüze kadar yaşıyor

Gel de bu rüyayı yor deli gönül

*

Mevlam kanat vermiş uçamıyorsun

Bu nefsin elinden kaçamıyorsun

Ruhsati dünyadan geçemiyorsun

Topraklar başına vay deli gönül

*

Derleyen     : Nesimi Çimen

Kaynak Kişi : Aşık Ruhsati

Yöre            : Sarız/Kayseri


6 Şubat 2021 Cumartesi

#AğlamaGözlerimMevlaKerimdir


Yıldıray Çınar : Ağlama :Gözlerim Mevla Kerimdir

 #AğlamaGözlerimMevlaKerimdir

*

Gurbet elde bir hal geldi başıma

Ağlama gözlerim Mevla kerimdir

Derman arar iken derde düş oldum

Ağlama gözlerim Mevla kerimdir

*

Huma kuşu yere düştü ölmedi

Dünya Sultan Süleyman'a kalmadı

Dedim yare gidem nasip olmadı

Ağlama gözlerim Mevla kerimdir

*

Derleyen      : Ali Ekber Çiçek

Kaynak Kişi : Ali Haydar Çiçek

Yöre            : Erzincan



3 Şubat 2021 Çarşamba

#NerimanAltındağTüfekçi

1926 yılında doğan Neriman Altındağ Tüfekçiİlkokulu Nene Hatun İlkokulu' nda, Ortaöğretimini Nişantaşı Kız Lisesinde 1942 yılında bitirdi.
Liseyi bitirdiği yıl olan 1942'de sınavla 16 yaşında stajyer sanatçı olarak Ankara Radyosu'na girdi.
Türk Halk Müziği'nin bağımsız bir dal olarak ayrılmasından sonra bu ihtisas dalını seçen ilk kişidir.
1949 yılında Yurttan Sesler Korosu Şef yardımcılığına atandı. 1950 yılında repetitörlük ve 1953 yılında solist öğretmenliği ünvanını aldı.
1957 yılında Kadınlar Korosunu kurdu ve yönetti. 1959 yılında İstanbul Radyosu'na atandı.
İstanbul Radyosunda solistliğin yanısıra Yurttan Sesler Kadınlar Korosunu kurdu ve yönetti. Türk Müziği Şube Müdür Yardımcılı görevinide yürüttü.
1972 yılında tekrar Ankara Radyosu'na dönerek solistlik ve şeflik görevlerini burada sürdürdü.
İstanbul'da kurulmakta olan Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'nın kuruluş çalışmalarına katılmak amacıyla, 1976 yılında TRT'den ayrılarak Konservatuara Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi ve Öğretim görevlisi olarak atandı.
Muzaffer Sarısözen 'le evliliğinden Memil Sarısözen (1952) adlı bir oğlu , Nida Tüfekçi ile evliliğinden Gamze ( Tüfekçi) Yazıcı (1958) adlı bir kızı vardır.
Sanat yaşamı boyunca çeşitli görevler üstlenmiş olan Neriman Altındağ Tüfekçi, repertuarında yer alan tüm öğelere ait türkü ve özellikle uzun havaları aslına ve yöre uslubuna uygun yorumuyla solist olarak büyük başarı ve ün kazanmıştır.
Zamanın akademik eğitim veren tek kuruluşu olan Ankara Radyosu' nda oluşturulan büyük jürilerce yapılan sınavları üstün başarı ile kazanarak ;
İlk kadın solist, İlk kadın öğretmen, İlk kadın şef ve bügüne kadar Halk Müziği dalında verilen ilk ve tek kadın artist-öğretmen ünvanlarına layık görülmüştür.
Hançere özelliği ve sesinin genişliği yanısıra çok titiz çalışması onun, gerek uzun havalar gerekse kırık havalar konusunda en geniş repertuara sahip Halk Müziği sanatçısı olmasını sağlamıştır.
Yüzden fazla derlemesi bulunan Neriman Altındağ Tüfekçi'nin Nida Tüfekçi ile birlikte yazdığı "Memleket Türküleri" adlı bir de kitabı vardır.
Gerek şef ve gerek solist olarak çeşitli radyo ve televizyon konserlerinin yanısıra, Japon Kültür Bakanlığı'nın özel davetlisi olarak Tokyo ve İşikava'da açıklamalı konserler vermiştir.
Ulusal ve Uluslararası kongre , rostrum ve sempozyumlarda çeşitli bildiriler sunan Neriman Altındağ Tüfekçi, Halk Müziği ile ilgili değişik konularda konferanslar vermiştir. Bugün Halk Müziği'nin ön sıralarında yer alan sanatçıların çoğu onun öğrencileridir.
İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı'nın yüksek ve lisansüstü bölümlerinde öğretim görevlisi ve Danışma Birimi üyesi olarak çalışmalar yapmıştır.
Neriman Altındağ Tüfekçi, 02 Şubat 2009 pazar günü geçirdiği kalp krizinin ardından tedavi altında alındığı İstanbul Florance Nightingale Hastanesi'nde 03 Şubat 2009 tarihinde yaşama veda etmiştir.

1 Şubat 2021 Pazartesi

#Abdiİpekçi

Abdi İpekçi, gazeteci, yazar. 25 yıl Milliyet Gazetesi genel yayın müdürlüğünü, 20 yıl da başyazarlığını yapan İpekçi, 1 Şubat 1979’da, Mehmet Ali Ağca tarafından düzenlenen bir suikast sonucu hayatını kaybetmiştir.
9 Ağustos 1929 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen İpekçi, lise öğrenimini 1948’de Galatasaray Lisesi'nde tamamlamasının ardından, bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne devam etti.

1943 - 1948 seneleri arasında, Kırmızı-Beyaz ve Şut adlı spor dergilerinde yazı ve karikatürleri yayımlanan İpekçi, 1948 - 1949’da Yeni Sabah ve 1950’de de Yeni İstanbul gazetelerinde muhabirlik ve yazı işleri sekreterliği görevlerini üstlendi. 1951'de İstanbul Ekspres Gazetesi’nde yazı işleri müdürlüğü yapan ve 1954'te Genel Yayın Müdürülüğü'ne başladığı Milliyet Gazetesi'nde, 1959'da Başyazar olan İpekçi, yazılarındaki demokratik üslubu, hak ve özgürlükleri savunan tavrı ve tarafsız gazetecilik ve habercilik ilkesi ile basında saygı duyulan bir kişi olarak görülmekteydi.

1959'da Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanlığı, 1960'ta da Basın Şeref Divanı Sekreterliği yapan İpekçi, 1961 - 1970 yılları arasında, TRT'de açık oturum programları düzenledi. 1964'te, Uluslararası Basın Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyeliği'ne seçilen ve 1968'de de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü'nde öğretim görevlisi olarak ders veren İpekçi, daha sonra 1972 senesinde, Türkiye Basın Enstitüsü Başkanı oldu.

1 Şubat 1979 tarihinde, Nişantaşı'nda trafikte yavaşlayan arabasına yanaşan, adından Papa suikastiyle de sözettirmiş, Mehmet Ali Ağca tarafından öldürüldü.

Ölümünden sonra Milliyet Gazetesi’nin, Durum köşesinde yazdığı yazılardan bazıları bir kitapta toplanan İpekçi, Afrika (1955), İhtilalin İçyüzü (1965), İnönü Atatürk'ü Anlatıyor (1968), Liderler Diyor ki (1969), Dünyanın Dört Bucağından (1971) gibi bazı eserlerin altına da imza attı.
*
Kaynak :
Biyografi.info