15 Ocak 2018 Pazartesi

#NazımHikmet #NazımHikmet116Yaşında

#NazımHikmet
#NazımHikmet116Yaşında
Davet...
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benziyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim.... Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...

Nazım Hikmet RAN

12 Ocak 2018 Cuma

İlhan Şeşen ve Deniz Toprak : Harman Yeri Sürseler (Sanem)



Harman yeri sürseler
Oy Sanem vuy Sanem
Yerine gül ekseler
Esmer gaday ben alim

Bahtılı kız başına
Oy Sanem vuy Sanem
Sevdiğine verseler
Esmer gaday ben alim

Harman yeri yaş yeri
Oy Sanem vuy Sanem
Yavaş yörü hoş yörü
Esmer gaday ben alim

Gel beraber gezelim
Oy Sanem vuy Sanem
Sevdiğim gitme geri
Esmer gaday ben alim

İlhan Şeşen ve Deniz Toprak : Harman Yeri Sürseler (Sanem)

9 Ocak 2018 Salı

Cemal Süreya : Uçurumda Açan

#CemalSüreya

Aşktın sen, kokundan bildim seni 
Bir ahırın içinde gezdirilmiş gül kokusu 
Taşıttan indin, sonra da karşıya geçtin 
Elinde tuhaf bir çanta, saçında soku 

Akıl almaz işleri şu zambakgillerin
Sokakta bir sövgü gibi akıp gittin
Gözlerin sonsuz uzun, sonsuz çekikti
Baksan uçtan uca Çin Seddi'ni görebilirdin 

Yanındaki adam mutlaka kardeşindir
İstanbul öyle ağırbaşlı bir kent değildir
Aşktın sen, gidişinden bildim seni 
Neye yarar sağduyuyu aşmazsa şiir  


Birbirinizi kucaklarken neye yarar 
Kucaklamıyorsak eski, yeni sevgilileri 
Diyorum çoğunca evli kadınlar 
Bu yüzden ölü yıkayıcısıdırlar 

Bilir misin acaba ne demiş tilki? 
Kişi bir anda nasıl çarpılıverir 
Kuliste yarasını saran bir soytarı gibi 
Giderek nasıl anlaşılmaz olur sözleri 
Ömer ki gölü balığı için değil 
Kamışı için vergilendirdi 
Ama değnek vurulurken zavallı uğruya 
Yüzüne ve neresine değmesin derdi 

Selam size büyük durumlar, doruk anlar 
Dağ görgüsü kazanır Ağrı'yı bir kez görse de kişi 
Marmara'dan yirmi yılda çıkaramayacağı gerçeği 
Okyanusu beş dakika seyretmekle kavrar 

Belki de biraz geç rastladım sana 
Ama her şey geç gelmiyor mu yurdumuza 
1929 buhranı bile geç gelmemiş miydi 
Eksikliğe mi alışmışız, mutsuzluğa mı yoksa 

Bir ahırın içinde gezdirilmiş gül kokusu 
Ağır uykusu aldatılımış olanın 
Ve aldatanın delik deşik uykusu 
Taşıttan indin, sonra da karşıya geçtin 

Divan, Nazım Hikmet, İkinci Yeni 
Kaç gündür adını düşünüyorum 
Ne demiş uçurumda açan çiçek 
Yurdumsun ey uçurum

6 Ocak 2018 Cumartesi

Nazım Hikmet Ran : Baba


Baba! 
her yılbaşında sana söyleyecek bir tek sözüm var : 
"Seni ne kadar çok seversem o kadar çok olsun ömründen geçen yıllar..." 
Baba! 
Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım! 
Ne zulüm, ne ölüm, ne korku başımı eğemez! 
Yalnız senin elini öpmek için eğilir başım. 
Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım... 
1/1/1932 
Nazım Hikmet RAN

Nazım Hikmet Ran : Baba

5 Ocak 2018 Cuma

Yıldız Çam : Yeni Cami Avlusunda Ezan sesi var



Yeni cami avlusunda 
Ezan sesi var 
Ezan sesi değil be annem 
Sevdiğimin yası var 

Eller bana ağlamaz be annem 
Kara yazma bağlamaz 
Bir sevdiğim bir de güzel annem 
Buna yürek dayanmaz 

Tabutumdan al kan akar 
Cümle alem bana bakar 
Genç ölümüm yürek yakar 
Dayan sevdiğim dayan 

Yıldız Çam : Yeni Cami Avlusunda Ezan sesi var 

Nilgün Kızılcı : Dostun Bahçesine Bir Hoyrat Girmiş




Dostun bahçesine bir hoyrat girmiş
Korudur da benli dilber korudur
Gülünü dererken dalını kırmış
Kurudur da benli dilber kurudur
Neredesin de dudu dillim nerede
Neredesin de kömür gözlüm nerede

Bu meydanda serilir postumuz
Çok şükür mevlaya gördük dostumuz
Bir gün kara toprak örter üstümüz
Çürüdür de benli dilber çürüdür
Neredesin de dudu dillim nerede
Neredesin de kömür gözlüm nerede

Pir Sultan Abdal’ım başımdan başlar
İyisini korda kemini taşlar
Bin çiçekten bir kovana bal işler
Arıdır da benli dilber arıdır
Neredesin de dudu dillim nerede
Neredesin de kömür gözlüm nerede

Yöre : Tokat - Reşadiye