Dünya görüyor ve çiziktiriyor da
Yurdum AkMalMolozları hangi menfaatleri uğruna
Görmüyor, Duymuyor, Bilmiyor, Yaz(a)mıyor?
Yetmez fakat ABV!
Nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur.Çünkü,kötü insanların türküleri yoktur↔Neşet Ertaş
Bir Ulusun türkülerini yapanlar,yasalarını yapanlardan daha güçlüdür↔Shakespeare
Sevdim insanlardan çok türkülerini.İnsansız yaşayabildim,türküsüz hiçbir zaman↔Nazım Hikmet
Türküler kırk bin yıl su altında kalmış,yıkanmış,cilalanmış çakıl taşı gibidir↔Yaşar Kemal
Ne zaman bir köy türküsü duysam,şairliğimden utanırım↔Bedri Rahmi
Türküz türkü çağırırız↔Veysel
27 Temmuz 2017 Perşembe
22 Temmuz 2017 Cumartesi
Sevcan Orhan : Nazlı Yar Oturmuş Gül Gölgesine
Nazlı yar
oturmuş gül gölgesine
Katmış figanını
bülbül sesine
Ben yanar
ağlarım onun nesine
Perişan olduğum
umurunda mı
Ezele de
deli gönül ezele
Kapılmışım
bir vefasız güzele
Kurudu bağlarım
döndü gazele
Sararıp solduğum
umurunda mı
(saçımı
yolduğum umurunda mı)
Arasam bulunmaz
eşi emsali
Bana nasıl
reva gördün bu hali
Aşkına düşeli
mecnun misali
Saçımı yolduğum
umurunda mı
Fikretim
bu gönlüm bulmadı rahat
Kalmadı gönlümde
ne lezzet ne tat
Her saniye
her dakika her saat
Dirilip öldüğüm
umurunda mı
(saçımı
yolduğum umurunda mı)
Ezele de
deli gönül ezele
Kapılmışım
bir vefasız güzele
Kurudu bağlarım
döndü gazele
Sararıp solduğum
umurunda mı
(saçımı
yolduğum umurunda mı)
Söz : Fikret Dikmen
Müzik : Yusuf Gül
21 Temmuz 2017 Cuma
Yeliz Koray : Sorgu-la
Sorgu-la
Giriş gelişme yapmadan bodoslama söyleyeceğim…
En büyük FETÖ’cüler 15 Temmuz için meydanda şov yaparken benim neden soğuk nezarethanede titreyerek sabahı beklediğimi sorgula!
15 Temmuz şehitlerine saygısızlık yaptığımı söylerken “birkaç Mehmet için” meclisi açmayanları sorgula.
Ufacık çocuklara, askerime,polisime, köylüme, öğretmenime, kurşun sıkan PKK’lılara çadırdan mahkeme kurup bir saatte serbest bırakanların benim için neden saldırıya geçip, savcı değiştirdiklerini sorgula.
Ahh Mehmet abi, Hasan Amca, Aynur Teyze…
Koklamaya kıyamadığımız evlatlarımıza “Bir kereden bir şey olmaz” diyenler hala meclis koltuklarında otururken..
bana kahpe diyen ahlakını sorgula!
Koklamaya kıyamadığımız evlatlarımıza “Bir kereden bir şey olmaz” diyenler hala meclis koltuklarında otururken..
bana kahpe diyen ahlakını sorgula!
‘Fikir özgürlüğüm’ nedeniyle neredeyse benim için idamı getirecek olanların, bebek katilini neden barış elçisi yaptıklarını sorgula.
Çok uzak değil, birkaç yıl önce ‘megri megri’ diye timsah gözyaşı döküp, ‘şemmamme’ ile halay çekenlerin beni neden terör örgütü propagandası yapmakla suçladığını sorgula.
Ülkenin MİT’i, Genel Kurmay Başkanı, Başbakanı, Cumhurbaşkanı dururken, darbe teşebbüsünü neden enişteden duyduğunu ve enişte kadar istihbaratı olmayanların hala koltuklarında neden oturduklarını sorgula.
Aynaya baksa FETÖ’cü görecek kişilerin, neden hala “Bizde FETÖ’cü yok” dediğini sorgula.
Benim cinsel kimliğim üzerinden ‘vermekle’ ilgili iğrenç fanteziler üretirken,
“Ne istediniz de vermedik” diyenlerin;
babasının malı gibi vermedik neyin kaldığını sorgula.
“Ne istediniz de vermedik” diyenlerin;
babasının malı gibi vermedik neyin kaldığını sorgula.
Bırak gazeteciliğimi, bir insan olarak ‘Düşünce özgürlüğüm’ Anayasada koruma altına alınmışken..
Hakkımı gasp edenlerin, Anayasanın ilk dört maddesini neden kurcaladıklarını sorgula.
Emniyete, TBMM’ye, askeriyeye, MİT’e ve devletin en büyük kademelerine bir bir yerleştirilen teröristlerin şimdilerde neden ‘sızdılar’ diyerek “sütten çıkmış ak kaşık” olduklarını sorgula.
Hakkımı gasp edenlerin, Anayasanın ilk dört maddesini neden kurcaladıklarını sorgula.
Emniyete, TBMM’ye, askeriyeye, MİT’e ve devletin en büyük kademelerine bir bir yerleştirilen teröristlerin şimdilerde neden ‘sızdılar’ diyerek “sütten çıkmış ak kaşık” olduklarını sorgula.
Mehmetçik dağda, karlar üstünde, konservesini çakmağıyla ısıtmaya çalışırken, FETÖ’nün bu kadar parayı nasıl bulduğunu sorgula.
Şehit cenazeleri hep damı akan gecekondulardan çıkarken, bize dindar nesil diye bas bas bağıranların çocuklarının neden Amerika’da, İsviçre’de, kumar masalarında keyif çattıklarını sorgula.
Vatandaşına, “Vandal, çapulcu, kaportası bozuk, ananı da al git, gavat”diye hakaretler edenleri şak şaklarken beni neden edepsiz ilan ettiklerini sorgula.
Bırak AKP’yi, MHP’yi, CHP’yi, HDP’yi…
Zamanı gelince birbirlerine ‘kafatasçı-vampir’ diyenlerin menfaatleri için nasıl dost olduğunu düşün. Maaşımız, sigortamız,tazminatımız, primlerimiz, haklarımız aylarca konuşulurken; söz konusu vekil maaşları olunca nasıl tam kadro meclisi doldurup bir saatte ortak karar aldıklarını sorgula.
Zamanı gelince birbirlerine ‘kafatasçı-vampir’ diyenlerin menfaatleri için nasıl dost olduğunu düşün. Maaşımız, sigortamız,tazminatımız, primlerimiz, haklarımız aylarca konuşulurken; söz konusu vekil maaşları olunca nasıl tam kadro meclisi doldurup bir saatte ortak karar aldıklarını sorgula.
‘Halkı kin ve düşmanlığa sevk ettiğimi, ayrıştırdığımı’ düşünürken, Doğu’da yirmi küsür şehrimizi Kürdistan ilan edenlerin neden Cumhurbaşkanlığında ağırlandığını sorgula.
Eğitim, sağlık, barınma, korunma…Devletin en asli görevlerini düşün.
Gencecik fidanları okutamayan devletin çocuklarımızı neden cemaat evlerine mahkum bıraktığını sorgula.
Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Gaffar Okkan ve daha niceleri taa 30 sene önceden “Bunlar darbe yapacak” dedi diye cemaatlere, tarikatlara kurban giderken, kulaklarını tıkayanların,
şimdi utanmadan nasıl “kandırıldık” dediklerini sorgula.
şimdi utanmadan nasıl “kandırıldık” dediklerini sorgula.
“Yaratılanı yaradandan ötürü severim” diyenlerin bizleri neden Alevi, Sünni, Kürt, Türk diye ayırdığını sorgula.
Geçmişinden, tarihinden, kültüründen bi haber nesil yetiştirmek için gömlek değiştirir gibi müfredat değiştirenlerin ‘Kara Fatma’yı hakaret sayıp’ bizi ne hale getirdiği düşün, Eğitimini sorgula.
Geçmişinden, tarihinden, kültüründen bi haber nesil yetiştirmek için gömlek değiştirir gibi müfredat değiştirenlerin ‘Kara Fatma’yı hakaret sayıp’ bizi ne hale getirdiği düşün, Eğitimini sorgula.
Neredeyse Anayasayı değiştirmeye çalışmaktan yargılanacakken, özerklik isteyenlerin nasıl elini kolunu sallaya sallaya dolaştığını sorgula.
Yalnızca 15 Temmuz’un değil, tüm milli bayramlarımızın aynı coşkuyla kutlanmasını istedi diye, 60 kilo bir kadının iki satır yazısından neden bu kadar korktuklarını sorgula.
Biz her Cuma okul çıkında ‘Korkma’ diye başlayan İstiklal Marşımızı okurken,
her Cuma bir dua sallayanların bizi neden korkuttuğunu sorgula.
her Cuma bir dua sallayanların bizi neden korkuttuğunu sorgula.
KORKMA!
Yeni nesil maalesef bilmeyecek; biz her sabah sınıflarımıza koşmadan “Türküm” diye bağırarak Ant içerken, bazılarının T.C. kısalmasından bile neden rahatsız olduğunu sorgula.
Dün 28 Şubat diye bağırıp, türbanlı kardeşlerimiz için sözde adalet naraları atan simsarların, bugün kendinden olmayanlar için hukukçulara nasıl kamu hizmeti yaptırdığını sorgula.
“Bizden hain çıkmaz” diye bana hakaret eden Dadaş amcacım, benim soyuma sopuma ineceğine “Takla at da göreyim” diye seni sirk maymununa çevirenleri sorgula.
Yıllarca teröristlerle karı-koca gibi olanların şimdi kendilerinden olmayan herkesi terörist ilan etmelerini düşün, “Yavuz hırsızın ev sahibini nasıl bastırdığını”sorgula.
Hatta daha ileri git!
Karı kocanın neden boşandığını da sorgula.
Karı kocanın neden boşandığını da sorgula.
Ben sorguladığım için SORGULANDIM!
Ne olur uyan gaflet uykusundan.
Korkma sen de sorgula.Gençliğe hitabeyi oku..
Birinci vazifeni hatırla,
“Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.”
Son paragrafı sorgula…
Ne olur uyan gaflet uykusundan.
Korkma sen de sorgula.Gençliğe hitabeyi oku..
Birinci vazifeni hatırla,
“Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.”
Son paragrafı sorgula…
19 Temmuz 2017 Çarşamba
Sabahat Akkiraz : Bugün Bize Pir Geldi
Bugün Bize Pir Geldi
Gülleri Taze Geldi
Önü Sıra Kanberi
Ali Murtaza Geldi
Ali Benim Şahımdır
Kıble Kıblegahımdır
Miraçtaki Muhammed
O Benim Padişahımdır
Padişahım Yaradan
Okur Ağdan Karadan
Ben Pirden Ayrılalı
Kaç Yıl Geçti Aradan
Yüzyıl Geçti Aradan
Eyvallah Şahım Eyvallah Alı Sensin Güzel Şah
İllallah Şahım İllallah Hak La İlaha İllallah
Hak İlaha İllallah
Aklımızdadır İllallah Eyvallah Şahım Eyvallah
Ali Birdir Güzel Şah Eyvallah Pirim Eyvallah
Padişahım Yaradan
Okur Ağdan Karadan
Ben Pirden Ayrılalı
Yüz Yıl Geçti Aradan
Aramı Uzattılar
Yarama Tuz Attılar
Fazlıdan Bir Kul Geldi
Bedestanda Sattılar
Satarlar Bedestanda
Ses Gelir Gülistanta
Muhammed'in Hatemi
Bülgüzardır Aslanda
Gelgüzarım Aslanım
Sevdasını Çekerim
Ben Pirden Ayrılalı
Gözyaşımı Dökerim
Gözyaşımı Dökerim
Dökerim Gözyaşımı
Gör Mevlanın İşini
Keşiş Kurban Eyledi
Yedi Oğlunun Başını
Keşiş Kurban Eyledi
Ne Hoş Bir An Eyledi
Yeryüzünde Melekler
Hepsi Figan Eyledi
Figan Ederler Melekler
Kabul Olsun Dilekler
Yezit Bir Dert Eyledi
O Dert Beni Del Eyler
Eyvallah Şahım Eyvallah Eyvallah Şahım Eyvallah
Hak La İlaha İllallah
Eyvallah Şahım Eyvallah Eyvallah Pirim Eyvallah
Yezit Bir Dert Eyledi
İmamlar Vird Eyledi
Şahım Bir Şehir Yaptı
Kapusun Dört Eyledi
Dört Eyledi Kapusun
Lalu Cevher Yapusun
Yezidler Şehit Etti
İmamların Hepisin
La İlaha İllallah İllallah Şah İllallah
La İlaha İllallah
Eyvallah Şahım Eyvallah Eyvallah Pirim Eyvallah
Hasan'a Ağu Ezdiler
Hüseyne Nice Kıydılar
Zeynel İle Bakır'ı
Bir Zindana Koydular
Zından Değil Cezadır
Cafer Kazım Rıza'dır
Riza'nın Binbir İsmi
Yollarını Gözedir
Taki Naki Ağladı
Gözyaşını Çağladı
Asker İle Mehdi'yi Oniki'ye Bağladı
Oniki'dir Katarım Türlü Metah Satarım
Yükümüz Cevherdendir Müşteriye Satarım
Satarım Müşteriye Kervan Kalka Yürüye
Cebrail'i Eş Etti Cennetteki Hürüye
Hürüye Eş Eğledi Hatırın Hoş Eyledi
Kuluna Kanat Verdi Havada Kuş Eyledi
Havada Kuş Eyledi
Kuş Eyledi Havada Gezer Düzde Ovada
Melekler Saf Saf Oldu El Kaldırmış Duada
Hatayım Hal Cağında Hak Gönül Alçağında
Yüzbin Kabe Yapmasza Bir Gönül Alçağında
Hak La İlaha İllallah İllallah Şah İllallah
La İlaha İllallah
Eyvallah Şahım Eyvallah Eyvallah Pirim Eyvallah
Yöre : Erzincan/Tercan
Söz ve Müzik : Aşık İsmail Daimi
Sabahat Akkiraz : Bugün Bize Pir Geldi
18 Temmuz 2017 Salı
Güler Duman : Şu Yalan Dünyaya Geldim Giderim
Şu yalan
dünyaya geldim giderim
Gönül
senden özge yar bulamadım
Yaralandım
al kanlara belendim
Elimin
kanını yur bulamadım
Güzellerin
zülfü destedir deste
Erenler
hak için oturmuş posta
Bir
zaman sağ gezdim, bir zaman has
Hasta
halin nedir, der bulamadım
Pir Sultan Abdal`ım, dağlar ben olsam
Üstü mor
sümbüllü bağlar ben olsan
Alem
çiçek olsa, arı ben olsam
Dost
dilinden tatlı bal bulamadım
Pir Sultan Abdal
Yeliz Koray : Tahrik
Tahrik
Milli, manevi ve dini değerlerimize hakaret etmedim.
“Atatürk manevi kızıyla ilişki yaşadı” demedim mesela…
“Annesi Zübeyde Hanım genelevde çalışıyordu” da demedim.
Sadece bu değil..
Nefret ettiğim bir insan bile olsa ‘ölü’ye her zaman saygı duydum.
Nefret ettiğim bir insan bile olsa ‘ölü’ye her zaman saygı duydum.
Annesini millete yuhalatmadım!
Benimle aynı fikirde değil diye sandıkta ‘evet’ diyenlere “terörist-şerefsiz” demedim.
A partisini B partisini destekliyor diye hiçbir sanatçıyı “sanatçı bozuntusu” diye aşağılamadım.
Eşini dostunu madende kaybeden acılı insanların isyanını tekmelemedim.
Kimseye mezhebini sormadım. “Ölmüş mü?Zaten Aleviydi” demedim.
Stres altındayken ve hatta sabrım sınanırken bile kimseye “gavat” demedim.
O ya da bu nedenle “anam ağladı” diye şikayet eden birine “ananı da al git” demedim.
Bana göre doğru olmayan şeyleri ‘doğru’ diye yazdığı için hiçbir gazeteciye “Sizi tasmalarınızdan kurtardım, nankörler” demedim.
Bir ağaç için canını siper eden gençlere “Çapulcular-Vandallar” demedim.
Bu ülke için ölen her bir asker, polis ve korucu için derinden üzüldüm,ağladım.
“Yan gelip yatma yeri değil” de demedim
“Birkaç Mehmetçik için meclis açılmaz” da demedim.
Kaç kişi olduğu mühim değildi, hiçbir can için ‘kelle’ hesabı yapmadım.
Dinimle alay etmedim. “Her Cuma bir dua sallıyorum” demedim.
“Bakara makara” diye dalga geçmedim.
“Namaz kılmayan hayvandır” da demedim.
Kadınları bekaretine göre ayırıp “Kız mıdır kadın mıdır?” da demedim.
Türbanına göre ayırıp “Türbansız kadın perdesiz eve benzer” de demedim.
Bitmedi…
“Çocuğu olmayan kadın yarım kadındır” da demedim…
“Kadın makyaj yapıyorsa kaportası bozuktur” da demedim
“Beni desteklemezseniz başınıza şu gelir bu gelir” diye kimseyi tehdit etmedim.
Beni gördüğüne sevinen birine “Bi taklaat bakayım ne kadar sevindin?” diye aşağılamadım.
Engelli gence “Görmeyen gözünle sana işvermişiz daha ne istiyorsun?” demedim.
“Senin çocuğun da işsiz kalsın, kişisel sorunlarını bana anlatma” demedim.
Tecavüze uğrayan çocukları savunmak yerine “Bi kereden bir şey olmaz” demedim.
Atanamayan bir öğretmene “Oy vermezsen verme” demedim.
İlaçlarını alamayan kanser hastası birine “Al şu parayı git” diye dilenci muamelesi yapmadım.
İlaçlarını alamayan kanser hastası birine “Al şu parayı git” diye dilenci muamelesi yapmadım.
Gülüyor, sakız çiğniyor, düğünlerde oynuyor ya da karnı burnunda dışarı çıkıyor diye hiçbir kadına ‘iffetsiz’ demedim.
“İffetli olsun da kürtaj yaptırmasın” da demedim.
Yalnızca kendi edebime baktım, kimseye “edepsiz” demedim!
Hiçbir cemaate, tarikata üye olmadım, onlardan övgüyle bahsetmedim.
“Hocam gel artık” diye ağlamadım.
“Ne istedin de vermedik” demedim.
MHP’ye “En iyi yaptığı şey kışkırtmaktır”,
ülkücülere de “Kafatasçı vampirler,ırkçılar” demedim.
PKK ile masaya oturmadım,
“oturdun” diyenlere “İspat etmezsen şerefsizsin” demedim.
İspatı gelince de kimseyi ‘vatan haini’ ilan etmedim.
***Peki, ben ne dedim; 15 Temmuz’dan bir gün sonra ‘Filler Tepişti’ başlıklı köşe yazımda;
“Komutanın emriyle ağaca bile selam vermek zorunda olan gencecik askerler öldüresiye dövüldü. Tüm dünya askerlerimizin soyulduğunu, tokatlandığını gördü” dedim.
“Kurunun yanında yaş da yandı” demek isteyerek gariban Mehmetçiklere üzüntümü dile getirdim.
Sırf bu yüzden Atatürk’e hakaret eden bir pislikte aynı maddeden, yani;
“Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama” dan yargılanacaksam söyleyecek pek bir şey yok.
En büyük mahkeme vicdanımdır. Oradan beraat ettim.
Şimdi yüce adaletimize sığınıyorum…
“Komutanın emriyle ağaca bile selam vermek zorunda olan gencecik askerler öldüresiye dövüldü. Tüm dünya askerlerimizin soyulduğunu, tokatlandığını gördü” dedim.
“Kurunun yanında yaş da yandı” demek isteyerek gariban Mehmetçiklere üzüntümü dile getirdim.
Sırf bu yüzden Atatürk’e hakaret eden bir pislikte aynı maddeden, yani;
“Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama” dan yargılanacaksam söyleyecek pek bir şey yok.
En büyük mahkeme vicdanımdır. Oradan beraat ettim.
Şimdi yüce adaletimize sığınıyorum…
15 Temmuz 2017 Cumartesi
Yeliz KORAY : Yerim destanınızı!
1.Dünya
Savaşı
4
yıl sürdü
Tekrar
ediyorum 4 yıl
Yani 16
mevsim,
208
hafta,
bin
460 gün…
Kafkas,
Kanal, Filistin-Suriye, Çanakkale, Hicaz-Yemen,
Makedonya,
Galiçya, Romanya Cepheleri açıldı.
İtilaf
Devletlerinin 42 milyon askerine karşı 2 milyon 850
bin kadardık.
Kafkas
Cephesi’nde Sarıkamış’ı Rus ordusundan almak için
savaştık.
90
bin asker DONARAK ÖLDÜ.
Dok-san-bin
asker…
Lojistik
destek gelememişti çünkü.
Zaten
açlardı, üşüyerek, uykuya dalarak öldüler.
Kimi
anasını, kimi sevdiğini hayal ederek uykuya daldı.
Bir
daha uyanmadılar…
Çanakkale
Cephesi…
Zafer
kazanıldı ama bedeli 500 bin insanın ölümü oldu.
253
bini asker, gerisi sivildi.
Tarihçiler,
hastalıktan ölenlerin bu sayının iki katı olduğunu söyler.
Bir
de o dönem üç lisenin mezun veremediğini.
Galatasaray,
Konya ve İzmir Liseleri…
Çünkü
elleri silah tutuyordu, çocuklardı, dönmeyi düşünmemişlerdi…
Dönemediler,
tarihe “meçhul çocuk asker” olarak geçtiler.
Çoğunun
ismi de mezarı da yok, Çanakkale’de yatıyorlar!
Kurtuluş
Savaşı..
Doğu
Cephesi’nde Ermenilerle
Güney
Cephesi’nde Fransızlarla savaştık.
Doğu
Anadolu tamamen kurtarıldı, TBMM resmen tanındı.
Maraş,
Urfa, Adana ve Sakarya’da zafer kazandık.
Fransızları
yurttan TEMİZLEDİK.
Şehirlerimize;
Gazi, Kahraman, Şanlı isimleri verdik.
Batı
Cephesi daha kanlıydı.
1.
ve 2. İnönü, Kütahya-Eskişehir, Sakarya Savaşı yaşandı.
Sakarya
Savaşı, tarihe en çok subayın şehit olduğu savaş olarak girdi.
İtalyanlar Muğla
ve Antalya’dan çekildi.
Mustafa
Kemal Atatürk, Büyük Taarruzu BAŞLATTI!.
Dumlupınar
Meydan Muharebesi’nden sonra
“İlk
hedefiniz Akdeniz ileri” dedi.
Yunan
ordusu İzmir’e kadar kovalandı, İzmir düşman işgalinden KURTARILDI!
Batı
Anadolu düşmandan tamamen TEMİZLENDİ.
Konferanslar,
kongreler, ateşkesler, anlaşmalar…
Kurtuluş
Savaşı da 4 yıl sürdü.
16
mevsim,
208
hafta,
bin
460 gün…
Binlerce
şehit verdik.
O
binlercenin yine iki katından fazlası bulaşıcı hastalıktan öldü.
YILLARDIR
PKK’YA VERİLEN ŞEHİTLERİ SAYMIYORUM BİLE…
Ve
15 Temmuz…
1
gün bile sürmedi.
Tekrar
ediyorum 24 saat bile değildi; 15 saat sürdü!
Limana
yanaşan düşman gemilerinden değil,
sağ
olsun Erdoğan’ın ‘eniştesi’nden öğrendik.
Ama
hazırlıksız değildik.
Lojistik
destek tamdı mesela.
Nedense
4 farklı noktada bekletilen uçaklar-helikopterler,
3G
bağlantıları, televizyonlar, radyolar…
Düşman
bu kez ne İngiliz, ne Fransız, ne de Almandı…
Bir
zamanlar yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen,
istedikleri
her şey verilen “muhterem hoca efendileri”ydi.
Amaç
devleti ele geçirmekti ama nedense birkaç tankla darbe yapmaya çıkmışlardı.
Her
şeyden habersiz masum erlerle polisi ve vatandaşı karşı karşıya
getirdiler.
Kardeşi
kardeşe kırdırdılar!
Kurtuluş
yine bizimkilerden; FETÖ’nun kumpas kurduğu Kemalist askerlerden geldi.
Ve
milletin direnişiyle birlikte darbe püskürtüldü.
Sonuç 248
şehit, yüzlerce yaralı…
***
Kısaca…
Evladını
beşikte bırakan Nene Hatunlar
Kocasını
toprağa verip cepheye koşan Kara Fatmalar…
Çocuk,
yaşlı, kadın demeden..
Atamızın
önderliğinde bizlere
19
Mayıs’ı,
23
Nisan’ı,
30
Ağustos’u,
29
Ekim’i bıraktılar!
Amma…geriye
Sarıkamış’ta ölenler için ‘halay’ çektiğimiz anmalar…
“Yağmur
yağıyor çocuklar üşümesin” diye yasaklanan 23 Nisan’lar…
Her
sene hastalık bahanesiyle iptal edilen 19 Mayıs’lar
ve
güvenlik gerekçesiyle yasaklanan 30 Ağustos’lar kaldı!
***
Velhasıl
“Elin
tokadını yemeyen kendi tokadını yumruk sanırmış!”
Tarihe
altın harflerle yazılan onca zafer,
binlerce şehit ve
ders alınacak yüzlerce hikaye kalmışken…;
Darbenin
araştırılmasını istemediğiniz meclis önergeleri,
Muhterem
hoca efendinizi değil de masum askeri karşınıza alarak bastırdığınız afişler,
Bir
türlü TEMİZLEYEMEDİĞİNİZ,
KOVALAYAMADIĞINIZ ve
Düşmandan KURTARAMADIĞINIZ vatan
varken
Size
de hiçbir güvenlik gerekçesi göstermeden 1 hafta bayram yapmak komik gelmiyor
mu?
Gelmiyorsa
yukarıdaki satırları tekrar okuyun beyler, bayanlar…
Destan
3G ile yazılmaz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)