6 Nisan 2017 Perşembe

Yıldıray Çınar :Ah Neyleyim Gönül



Ah neyleyim gönül senin elinden
Her zaman ağlarım gülemem gayrı
Ben bıktım usandım elin dilinden
Terk ettim sılayı dönemem gayrı

Gönül ben bu sırra eremedim ki
Gonca gonca güller deremedim ki
Arz eyledim nazlı yari göremedim ki
Yıllar aylar geçse göremem gayrı

Ey Ferrahi yandım yar ateşine
Neler gelip geçti garip başımdan
Ağlayarak gelme mezar taşıma
Uyanıp ta sana gülemem gayrı

Derleyen : Nurettin Dadaloğlu
Kaynak Kişi : Aşık Ferrahi
Yöre : Adana

2 Nisan 2017 Pazar

Sabahattin Ali'nin Hayatı


25 Şubat 1907'de Edirne Vilayeti'nin Gümülcine Sancağı'na bağlı Eğridere kazasında doğmuştur. Babası piyade yüzbaşısı (Cihangirli) Selahattin Ali Bey'in görev yerlerinin sık sık değişmesi dolayısiyla, ilköğrenimini İstanbul, Çanakkale ve Edremit'in çeşitli okullarında tamamlamıştır (1921) Edremit'e göçtüklerinde bölge Yunan işgalinde olduğu için emekli olan babası aylığını alamamış ve aile çok zor günler geçirmiştir. İlkokulu bitirdikten sonra parasız yatılı olarak Balıkesir Öğretmen Okulu'na giren Sabahattin Ali, beş yıl burada okumuş, daha sonra İstanbul Öğretmen Okulu'nda mezun olmuştur (1926) . Bir yıl kadar Yozgat'ta ilkokul öğretmenliği yapmış, Millî Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazanarak Almanya'ya giderek iki yıl orada okumuştur (1928 - 1930) . Yurda döndükten sonra Aydın ve Konya ortaokullarında Almanca öğretmenliği yapmıştır.

Konya'da bulunduğu sırada, bir arkadaş toplantısında Atatürk'ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla tutuklanmış (1932) , bir yıla mahkum olarak Konya ve Sinop cezaevlerinde yatmış, Cumhuriyetin onuncu yıldönümü dolayısıyla çıkarılan af yasasıyla özgürlüğüne kavuşmuştur (1933) . Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara'ya giden Sabahattin Ali Millî Eğitim Bakanlığı'na başvurarak yeniden göreve alınmasını istemiştir. Dönemin bakanı Hikmet Bayur'un 'eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispat etmesini' istemesi üzerine Varlık dergisinde 'Benim Aşkım' adlı şiirini yayımlayarak (15 Ocak 1934) Atatürk'e bağlılığını göstermeye çalışmıştır. Aynı yıl Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü'ne alınmış, Ankara II. Ortaokul'da öğretmenlik yapmıştır. 

16 Mayıs 1935 günü Aliye Hanım ile evlenmiş, 1936'da askere alınmış, 1937 Eylülünde kızı Filiz Ali dünyaya gelmiştir. Yedek Subay olarak askerliğini Eskişehir'de tamamlamış, 10 Aralık 1938 de Musiki Muallim Mektebi'nde Türkçe öğretmeni olarak göreve başlamıştır. 1940 yılında tekrar askere alınmış, askerliğini yaptıktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı'nda Almanca öğretmenliği yapmıştır (1941 - 1945) .

'İçimizdeki Şeytan' romanı milliyetçi kesimde büyük tepki toplamıştır. Nihal Atsız'ın hakkında yazdığı hakaret dolu bir yazıya karşılık dava açmış, dava sırasında çok sıkıntı çekmiştir. 1944 yılında davayı kazanmasına rağmen tepkilerden kurtulamamıştır. Olaylı duruşmalar sonunda bakanlıkça görevinden alınmış, İstanbul'a giderek gazetecilik yapmaya başlamıştır (1945) . Ancak fıkra yazdığı La Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri, iktidarın kışkırtmasıyla meydana gelen Tan olayları sırasında tahrip edilince işsiz kalmış, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz'la Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasal mizah dergilerini çıkarmıştır (1946 - 1947) . Ancak, bu gazeteler tek parti iktidarının baskılarıyla karşılaşmış, dergilerin isimlerindeki Paşa ifadesiyle 'Milli Şef' İsmet Paşa ile alay edildiği iddiası ile kapatılmış, yazılar ve yazarları hakkında kovuşturmalar açılmıştır. 

Sabahattin Ali dergilerde çıkan yazılarından dolayı üç ay hapis yatmış, karşılaştığı baskılardan bunalmıştır. Ali Baba dergisinde yayımladığı 'Ne Zor Şeymiş' başlıklı yazıda, içinde bulunduğu durumu şöyle anlatmaktadır: 'Çalmadan, çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi'.

Bir başka dava nedeni ile 1948'de Paşakapısı cezaevinde üç ay yatmıştır. Çıktıktan sonra zor günler geçirmeye başlamış, işsiz kalıp, yazacak yer bulamamıştır. Yurt dışına gidebilmek için pasaport almak istemiş, alamamıştır. Yasal yollardan yurt dışına çıkma olanağı da bulamayınca Bulgaristan'a kaçmaya karar vermiş fakat para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin adlı kaçakçı tarafından Bulgaristan sınırında şaibeli bir şekilde öldürülmüştür (2 Nisan 1948) . 

Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü itiraf eden ve CHP üyesi ve Milli Emniyet mensubu olduğu iddia edilen Ali Ertekin, dört yıla hüküm giymiş; fakat birkaç hafta sonra çıkan aftan yararlanarak serbest kalmıştır.

Bulgaristan’ın Eğridere (Ardino) kentinde, Sabahattin Ali’nin 100. doğum yılı kutlandı. 31 Mart 2007 günü gerçekleşen toplantıya, başta Bulgaristan Yazarlar Birliği Başkanı olmak üzere Sofya ve Bulgaristan’ın çeşitli kentlerinden Türk ve Bulgar yazarlar, şairler, okurlar ve Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali katıldı. Bütün eserleri 1950’li yıllardan beri Bulgaristan’daki tüm okullarda okutulduğundan, Sabahattin Ali bu ülkede çok tanınan bir yazardır. 


Eserleri



Şiir 
Dağlar ve Rüzgâr (1934 - Yeni Eklerle 1943) 
Kurbağanın Serenadı ve Öteki Şiirler'le birlikte (1937) 
Öteki Şiirler (1937) 

Öykü 
Değirmen (1935) 
Kağnı (1936) 
Hanende Melek (1937) 
Ses (1937) 
Kağnı - Ses (1943 - İki Kitap Birlikte) 
Yeni Dünya (1943) 
Sırça Köşk (1947) . 
Kamyon 

Roman 
Kuyucaklı Yusuf (1937) 
İçimizdeki Şeytan (1940) 
Kürk Mantolu Madonna (1942) 

Tiyatro 
Esirler (1936) 

Derlemeler 
Markopaşa Yazıları ve Ötekiler(1998) 
Çakıcı'nın İlk Kurşunu (2002) 
Mahkemelerde (2004) 
Hep Genç Kalacağım (2008) 
Canım Aliye, Ruhum Filiz (2013) 

Bestelenen Şiirleri 
Hapishane Şarkısı V (Aldırma Gönül - Kerem Güney, Edip Akbayram) 
Leylim Ley (Zülfü Livaneli) 
Hapishane Şarkısı I (Göklerde Kartal Gibiydim / Nazlı Yarim - Ahmet Kaya) 
Hapishane Şarkısı III (Geçmiyor Günler - Ahmet Kaya) 
Çocuklar Gibi (Sezen Aksu) 
Kız Kaçıran (Ahmet Kaya) 
Kara Yazı (Ahmet Kaya) 
Melankoli (Ali Kocatepe, Nükhet Duru) 
Eskisi Gibi (Ben Yine Sana Vurgunum - Ali Kocatepe, Nükhet Duru) 
Dağlar (Dağlardır Dağlar - Sezen Aksu)
Kaynak : Sabahattin Ali'nin Hayatı

31 Mart 2017 Cuma

Onlara Bizden Selam Söyle Halit Ağabey!..

Halit Akçatepe Ağabeyimizi de kaybettik.
Allah'ın rahmeti üzerine olsun.
Toprağı bol, ruhu şad, mekanı cennet olsun...

"O Güzel İnsanlar, O Güzel Atlara Binip Gittiler.
Demirin Tuncuna, İnsanın Piçine Kaldık"
Yaşar Kemal
Onlara Bizden Selam Söyle Halit Ağabey!.




29 Mart 2017 Çarşamba

Yıldıray Çınar : Allı Turnam



Allı turnam bizim ele varırsan
Şeker söyle kaymak söyle bal söyle

Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey

Eğer bizi sual eden olursa
Boynu bükük benzi soluk yar söyle

Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey

Allı turnam ne gezersin havada
Arabam kırıldı kaldım burada

Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey

Ne onmamış kul imişim dünyada
Akşam olsun allı turnam dön geri

Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey

Arap atın iyisine binerler
Mor çiçeğin koyusuna konarlar

Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey

Keskinli Hacı Taşan - Keskin

Yıldıray Çınar : Allı Turnam

22 Mart 2017 Çarşamba

Aşık Veysel : Beni Hor Görme Kardaşım



Beni Hor Görme Kardeşim 
Sen Altınsın Ben Tunç muyum 
Aynı Vardan Var Olmuşuz 
Sen Gümüşsün Ben Saç mıyım 

Ne Var İse Sende Bende 
Aynı Varlık Her Bedende 
Yarın Mezara Girende 
Sen Toksun Da Ben Aç mıyım 

Kimi Molla Kimi Derviş 
Allah Bize Neler Vermiş 
Kimi Arı Çiçek Dermiş 
Sen Balsın Da Ben Cec miyim 

Topraktandır Cümle Beden 
Nefsini Öldür Ölmeden 
Böyle Emretmiş Yaradan 
Sen Kalemsin Ben Uç muyum 

Tabiata Veysel Aşık 
Topraktan Olduk Kardaşık 
Aynı Yolcuyuz Yoldaşık 
Sen Yolcusun Ben Bac mıyım

Aşık Veysel Şatıroğlu
Sivas/Şarkışla

Aşık Veysel : Beni Hor Görme Kardaşım

14 Mart 2017 Salı

Sevcan Orhan : Erisin Dağların Karı




Bunca gamı bunca derdi
Mevlam yalnız bana mı verdi
Eller muradına erdi
Yine cananım gelmedi

Erisin dağların karı
Geçti ömrümün baharı
Ecel kapımı çalmadan
Durma gel ömrümün varı

Takatım yok yürümeye
Gidip cananı görmeye
Can başladı çürümeye
Yine cananım gelmedi

Ali baba çeker çile
Felek vurdu bana sille
Ömrüm geldi geçti bile
Yine cananım gelmedi

Ali Baba




Emel Taşçıoğlu : Ellerini Çekip Benden



Ellerini Çekip Benden Yarim Bugün Gider Oldu
Hem Sever Hem Sevilirdi Bu Ayrılık Neden Oldu
Yar Aşkıyla Yana Yana Ayrı Düştüm Ellere Ben
Ama Senden Ayrı Gezen Yürek Değil Beden Oldu

Yandı Yürek Kebap Oldu Gül Bahçemde Hazan Oldu
Ben Ki Senden Ayrılmazdım Bu Ayrılık Neden Oldu
Yar Aşkıyla Yana Yana Ayrı Düştüm Ellere Ben
Ama Senden Ayrı Gezen Yürek Değil Beden Oldu 

Emel Taşçıoğlu : Ellerini Çekip Benden