Nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur.Çünkü,kötü insanların türküleri yoktur↔Neşet Ertaş
Bir Ulusun türkülerini yapanlar,yasalarını yapanlardan daha güçlüdür↔Shakespeare
Sevdim insanlardan çok türkülerini.İnsansız yaşayabildim,türküsüz hiçbir zaman↔Nazım Hikmet
Türküler kırk bin yıl su altında kalmış,yıkanmış,cilalanmış çakıl taşı gibidir↔Yaşar Kemal
Ne zaman bir köy türküsü duysam,şairliğimden utanırım↔Bedri Rahmi
Türküz türkü çağırırız↔Veysel
Sen gülüm idun , sevduğum idun , söz vermiştuk ölümüne sen benum idun.! alnumuza yazildi yar bu kara yazi söz vermiştuk tutamaduk biz sözumüzü. bedduam olsun beni hiç unutmayasun ölene kadar sevduğum yarsız kalasun unutamam artık seni hep seveyrum senun içun senun içun yar öleyrum.. sen yarim idun , sevdalim idun , ölesiye sevdum seni her şeyum idun.. kader böyle ayirdi bak yollarimizi ne yapalum kuramaduk yar yuvamuzi görüyorum bu aşk beni senide yakar ayrı düştük seninle yar sonsuza kadar o güzel gözlerine doyamayirum. artık yeter senin içun ağlamayirum o güzel gözlerine doyamayorum. her şey bitti senin içun ağlamayirum. Yıldız Çam : Sen Gülüm İdun
Yüce dağlar benim bir sualim var Hani size konup göçen ilimiz Arap ata binip cirit atanlar Görünmüyor gözü kanlı delimiz Öterse de bozgun öter bağlama Hançer alıp dertli sinem dağlama Gider oldum kömür gözlüm ağlama Hakkın emri ayrı düştü yolumuz Kahpe felek kıyma bana yazıktır Ayrılık elinden bağrım eziktir Çekilmiş siyeçler bağlar bozuktur Ayrılık gazeli döktü gülümüz Üç beş kişi kalmış türkü diyenler Al üstüne yeşil donu giyenler Kıl kara çadırda geçmiyor günler Onun için bozgun öter telimiz Karacoğlan der ki yazsam bir satır Kadir mevlam işimizi sen bitir Kısmet nerde ise çeker iletir Kimse bilmez nerde kalır ölümüz Karacaoğlan
Bir çift turna gördüm durur dallarda Seversen Mevla'yı kalma yollarda Sizi bekleyen var bizim ellerde Bizim ele doğru gidin durnalar Durnam dertli öttün derdimi deştin El vurdun yaremin başını açtın Eşinden m'ayrıldın yolun mu şaştın Bizim ele doğru gidin durnalar Fazla gitmen Deremum'a varınca Selam söylen eşe dosta sorunca Sağ selamet muradınız alınca Benden yare selam edin turnalar Selama razıydım mektubun gelmez Gurbette kalanın hiç yüzü gülmez İbrahim halinden kimseler bilmez Benden yare selam söylen turnalar Kaynak Kişi : İbrahim Bakır Yöre : Yozgat Yıldıray Çınar : Bir Çift Turna Gördüm
Bir gün dönüp bakınca düşler İçmiş olursa yudum yudum yıllarını Ağla ağla firuze ağla anlat Bir zaman ne dayanılmaz güzellikte olduğunu Kıskanır rengini baharda yeşiller Sevda büyüsü gibisin sen Firuze Sen nazıI bir çiçek bir orman kuytusu Hüzün büyüsü gibisin sen Firuze Duru bir su gibi bazen volkan gibi Bazen bir deli rüzgar gibi Gözlerinde telaş yIllar sence yavaş Acelen ne bekle Firuze Acılı bir bakış yerleşirse eğer Kirpiğinin ucundan göz bebeğine Herşeyin bedeli var güzelliğininde Bir gün gelir ödenir öde Firuze. Söz : Aysel Gürel Müzik : Atilla Özdemiroğlu Sevcan Orhan : Firuze
Şu Metris’in önü bir uzun alan Bir tek seni sevdim gerisi yalan Senin hasretindir hücreme dolan Bir tek seni sevdim gerisi yalan Hücremdeyim hasretinle yanarım Senin için her gün her gün ağlarım Kanım hep içime akar kanarım Beni anlamadın ona yanırım Ben hep 17 yaşındayım Demir kapının her açılışında Her ayak sesinde içime sığmaz yüreğim Her türlüsünü tattım acının ve ızdırabın Yalnız seni özlerken kendimi yenemedim Çünkü; senden gayrısı haram Şu Metris'in önü bir uzun alan Bir tek seni sevdim gerisi yalan Cigara çekmedi canım hiç Çıkarken havalandırmaya Olmadı avluda atılmış voltam hiç Hele masmavi bir denize atılmış oltam Hiç mi hiç... İçerde bıraktım dünyayı Parmaklıklarla bölünmüş olarak Görmeye alışık gözleri Ve senin için yazdığım şiirleri, sözleri. Sana olan aşkımı Defterlere değil Metris'in duvarlarına yazdım Uykusuz geçen geceler akıllara zarar Kıramazdı beni duruşmada kırılan kalem Senin görüşlere gelmediğin kadar Şu Metris'in önü bir uzun alan Bir tek seni sevdim gerisi yalan Senin hasretindi hücreme dolan Yalnız seni sevdim gerisi yalan. Parmaklıkların elime bulaşan pası Havalandırmadan gelen hela ko0kusu Işık ve ufuksuz hücremde Gözlerim kuvvet kaybındaydı. Bir şişin ucundaydı ölüm korkusu Ve özgürlük kravatlıların avucundaydı Bir kazaydı gelişin Ya seni sevişim? Bir masaldı. 17 yıl 15 gece Bir ranzaydı yattığım Bir de oturduğum masaydı Ben gençliğimin en tutkulu aşkını Kağıtlara değil Gönlümün en derin nağralarını Kalemle değil Tırnaklarımla Metris'in duvarlarına yazdım Ve kanayan ellerime tuz bastım Çok mektup yazdım sana Ama hiç yollamadım Ben sana olan mektuplarımı Metris'in duvarlarına yazdım Ve üzerine zarf değil Mapushane kapılarını kapattım Şimdi bir şey yok yanımda senden kalan Şu Metris'in önü bir uzun alan Benim sevdam gerçek Senin aşkın yalan Hücrem değil hasretinle yanarım Senin için hergün hergün ağlarım Kanım hep içime akar kanarım Beni anlamadın ona yanarım..... Söz : Mehmet Koç Müzik : Ali Asker
Hazan İle Geçti Şu Benim Ömrüm Eyle Dertli Bülbül Zar Garip Garip Ne Bir Gülüm Galdı Ne De Dikenim Ağlar Bundan Sonra Har Garip Garip Hançeri Feleğin Ucu Ciğerde Durmadan Kanıyor Yaramız Serde Gurbet Ellerinde Dutuldum Derde Gel Tabib Yaramı Sar Garip Garip Emrah Bu Ellerin Gonca Gülleri Seherde Ağlıyor Dostun Dilleri Dert Çilesi Bitmez Gurbet Ellerin Gezeyim Bir Zaman Dost Garip Garip Kaynak Kişiler : Hamza Başyurt Derleyen : Can Etili Yöre : Sivas Belkıs Akkale : Hazan ile Geçti Şu Benim Ömrüm
Dağlar beni koy ver gidim yar ağlamasın Dizin vurmasın Doymadım ömrüme nasıl ölem yar ağlamasın Gülüm solmasın Yollar tuzak ben ne edim yar ağlamasın Yürek yanmasın Ağlama yar sen ağlama yar Gadan belan bana gelsin Sen ağlama yar Gül kırılmasın Gönül kırılmasın Kar fırtına boran olsun Gülüme yağmasın Ben öleyim oy ben öleyim Bu canıma kurşun değsin Dur ben öleyim Ağlama yar gel ağlama yar Sana gelen bana gelsin Sen ağlama yar Gülüm darıldı Gönlüm yoruldu Kar fırtına boran vurdu Gülüm kırıldı Ben öleyim oy ben öleyim Bu canıma kurşun değsin Dur ben öleyim Yusuf Hayaloğlu Serdar Göze : Sen Ağlama Yar