9 Ağustos 2017 Çarşamba

Vücudumuzdaki Ağrıların Kaynağını Net Bir Şekilde Gösteren 8 Görsel

Neredeyse her gün bedenimizin bir yerinin ağrıdığını hissediyoruz. Peki o ağrı aslında size ne demek istiyor? Gelin bakalım.
1. Kalp
Kalp
Bu bölgedeki ağrılar çoğunlukla kalp ağrılarıdır. Kalp doktoruna gitmekte yarar vardır. 
2. Böbrekler
Böbrekler

Bu ağrı sırt ağrısı ile karıştırılıyor. Fakat sorunun kaynağı böbreklerdir.
3. İnce bağırsak

İnce bağırsak
Eğilip kalktığınızda şiddetleniyorsa ağrının sebebi ince bağırsağınızdır. 
4. Kalın bağırsak
Kalın bağırsak
Kabızlık varsa ağrının sebebi kalın bağırsaktır.
5. Akciğer

Akciğer
Öksürük, solunum zorluğu ve bölgede ağrıların tümü akciğerinizi gösterir. 
6. Apandis
Apandis
Sağ kısmındadır, mide ve kasığı etkileyebilir. 
7. Mide
Mide
Midedeki gaz kaburgalarınıza baskı yapar o yüzden bu noktalarda ağrı hissedersiniz. 
8. Safra kesesi ve Karaciğer
Safra kesesi ve Karaciğer
Ağza ekşi tat geliyorsa sorun kesinlikle bu iki bölgededir.

Aristo'dan Denklemler




Denklem 1:
İnsan = yemek + çalışma+ uyku + zevk
Eşek = yemek + çalışma + uyku

Bu nedenle
İnsan = Eşek + zevk

Bu nedenle
İnsan - zevk = Eşek
Başka bir deyişle
Eğlenmeyi bilmeyen insan = Eşek'tir.

Denklem 2:

Erkek = yemek + uyku + para kazanma
Eşek = yemek + uyku

Bu nedenle
Erkek = Eşek + para kazanma

Bu nedenle
Erkek - para kazanma = Eşek

Başka bir deyişle
Para kazanmayan Erkek = Eşek

Denklem 3:  
Kadın= yemek + uyku + para harcama
Eşek = yemek + uyku

Bu nedenle
Kadın = Eşek + para harcama
Kadın - para harcama = Eşek

Başka bir deyişle
Para harcamayan Kadın = Eşek

Denklem 2 ve Denklem 3’den çıkarılan sonuç;
Para kazanmayan Erkek = Para harcamayan Kadın

Böylece; Bir Erkek para kazanır ki Kadın Eşek olmasın!
Ve;
 Bir Kadın para harcar ki Erkek Eşek olmasın!

Ayrıca Denklem 2 ve Denklem 3’ü taraf tarafa toplarsak; 
Erkek + Kadın = Eşek + para kazanma + Eşek + para harcama

Böylece postulat 1 ve 2’den çıkaracağımız nihaî sonuç;
Erkek + Kadın = 2 Eşek birlikte mutlu bir şekilde yaşarlar.

☺☺☺

8 Ağustos 2017 Salı

Neşet Ertaş : İki Büyük Nimetim Var



İki büyük nimetim var
Biri anam biri yarim
İkisine de hürmetim var
Biri anam biri yarim

Ana deyip de geçilmez
O yar anadan seçilmez
İkisine de kıymet biçilmez
Biri anam biri yarim

Birisi var etti beni
Birisi yar etti beni
İkisinin de birdir yeri
Biri anam biri yarim

Neşet Ertaş
Kırşehir

Neşet Ertaş : İki Büyük Nimetim Var

Yeliz Koray : Bakmayın böyle güçlü göründüklerine!

1890’da Kahramankazan Köyü’nde doğdu. 
Babası muhtar Kara Mehmet Efendi, annesi Emine Hanım’dı.
Hem çiftçilik yapıyor hem de memleket meselelerine kafa yoruyordu. 
Çünkü o bir Türk kadınıydı. 
Evliydi, 5 çocuğu vardı. Kocasını Balkan Harbi için cepheye sapa sağlam göndermiş, 
‘gazi’ unvanıyla karşılamıştı. 
Düşmanın silahından çıkan kurşun gırtlağına saplanmış, ölümden dönmüştü.
Ailesinin diğer erkeği; babası da hayatını kaybedince sorumluluğu iki kat arttı. 
Köyün erkekleri cephede şehit düşerken yada gazi olurken bir şeyler yapmalıydı..
Babasından kalan mührü miras belledi önce.    
“Memleket bu haldeyken elimi taşın altına koymalıyım” dedi.   
Dediğini de yaptı, Türkiye’nin ilk kadın muhtarı oldu. 
Kıtlık, sefalet, savaş, perişanlık..
Ama her şey vatan içindi! 
Yılmadı…
Yüzünü hiç görmediği ama efsane gibi anlatılan bir adamın kurtarıcı olacağına hep inandı. 
Samsun’dan, İzmir’den, İstanbul’dan gelen haberleri takip etti, 
mavi gözlü adamın cesaretini dinledi, anlattı…
Bunlardan biri; şifreli mesajlar göndermek için canını hiçe saymasıydı…
***
Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a ayak basmış, mühim havadisleri iletmek için postaneye gitmişti. 
Hava yağmurlu…
Paratoner sistemi olmadığı için telleri toprağa vermişti çalışanlar. 
Paşa, “Derhal Havza ve Amasya ile görüşmem gerek” dedi.
“Hava elektrikli, telleri toprağa verdik imkansız paşam” dedi memur.
“Bu, vatanın kurtuluşu ile ilgilidir.Muhakkak görüşeceğim, ya ölürüz, ya vatan kurtulur” dedi Paşa ve ceketin cebinden ipek mendilini çıkarıp maniplenin üzerine koydu. 
“Sen ölürsen ben de ölürüm” dedi. 
Memurun başka çaresi kalmadı…
Birkaç kez elini bırakmasını söylese de aldırmadı Paşa.
Önce Havza sonra da Amasya arandı.
Mustafa Kemal, şifreli mesajlar gönderdikten sonra
 “Oh çok şükür, şimdi vatan kurtuldu” dedi.
***
Aradan yıllar geçti; Cumhuriyet ilan edildi, düşman yurttan temizlendi. 
Bir ulusun kurtuluşunun başlangıcı için Samsun’a ayak basan Gazi ile Türkiye’nin ilk kadın muhtarının yolu kesişti.
Kızılcahamam’a giderken Kahramankazan’da duran Atatürk ve arkadaşlarına soğuk ayran ikram etti muhtar.
Bir nefeste ayranı yudumlayan Paşa, “Senin kocan kim?” diye sordu. 
-“Balkan harbinde boğazından yaralanan bir cengaver” dedi gururla.
“Kaç yılında doğdun?”
-“1919’da Atatürk Samsun’a çıktığı zaman doğdum”Ata duraksadı, yıl 1934 olduğuna göre kadının 15 yaşında olması gerekirdi.Ama kadın daha yaşlı gösteriyordu. 
“Nasıl olur?” dedi şaşkınlıkla.
“Ondan önce YAŞAmıyordum ki Paşam” dedi.
Bir yıl sonra kadınların ilk kez oy kullandığı seçimde Ata’nın isteğiyle milletvekili seçilen muhtar, TBMM’ye giren ilk 17 kadın arasındaydı.  
O, hiç görmediği bir adamın mücadelesini kalbine; kitaplar da onu Satı Kadın olarak tarihe yazdı…
***
Diyeceğim o ki, bakmayın böyle güçlü göründüklerine.
Onlar iki metrelik bezin üzerinde yazan “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” dan bile korkuyorlar. 
Bilmiyorlar ki biz Samsun’dan İzmir Marşı söyleriz, taa İzmir’de çiçekler açar…
Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa…”

7 Ağustos 2017 Pazartesi

Telefon Numaranız ve Rakamlar...


Telefon Numaranız ve Rakamlar...

Telefon numaranızın ilk 3 harfini başında alan kodu olmadan yazın...
Bu sayıyı 80 ile çarpın.
Çıkan sonuca 1 ekleyin.
Çıkan sonucu 250 ile çarpın.
Çıkan sonuca telefon numaranızın son dört hanesini ekleyin.
Çıkan sonuca yine telefon numaranızın son dört hanesini ekleyin.
Çıkan sonuçtan 250 yi çıkarın.
Çıkan sonucu 2 ye bölün.
Çıkan sonuca bakın!..
Sakın çığlık atmayın!..


6 Ağustos 2017 Pazar

Nihat Behram : Haykır Acını Ey Halk



HAYKIR ACINI EY HALK 

Haykır acını ey halk, baş eğme haykır!
Bir yol kavşağındasın ve ancak yaraların haykırışlarla onarılır
bir yol kavşağındasın ve senin değişmen için çırpınıyor kaderin.
Kuşan anlında biriken o kara teri,sırtında şakırdayan o kırbacı
kopar soluk al,ışıldat o mazlum yüreğini ; bak korlaştı
acıların ,kozalandı ey halk, parçala şu nankör
suskunluğunu baş kaldır artık

Sevginin ve öfkenin uğultusunu bağrına vura vura taşırken
sana karşılık gözetmiyor o gencecik insanlar;
ne barbarın tehdidi
ne dişleri kıran elektrik
dalga dalga yayılan o rüzgarı durdurabilir
Bu direniş senin için ey halk;
bu çığlık, senin kollarınla yıkılsın şu köhne dünya ve çoşkuyla
yeniden kurulsun diye çınlatıyor hayatı

Bir yol kavşağındasın,fakat mutlaka değişecek kaderin.
Bunu bekliyor ıslak çukurlarda üşüyen şu yoksul çoçuk, bunu
bekliyor göz evleri kurutulmuş analar, bunu bekliyor
zincirin oyduğu bilek, bunu bekliyor açlık,kuraklık,ılık ılık
akan kan;
Bunun için en genç yerimizi ölümle tanıştırdık

Kuşan kendini artık, birazda gövdeni yüreğinle kırbaçla;
Ey halk, haykır acını bu kara dumanı dağıt

Nihat BEHRAM

Nihat Behram : Haykır Acını Ey Halk

Nazım Hikmet RAN : Kız Çocuğu


Hiroşima ve Nagazaki'ye ABD tarafından Atom Bombası atılmasının 
72.yılında hayatlarını kaybedenleri saygı ile anıyorum.
Amerika Katil, Katil Amerika, Yankee Defol!..


Kız Çocuğu

Kapıları çalan benim 
kapıları birer birer. 
Gözünüze görünemem 
göze görünmez ölüler. 

Hiroşima'da öleli 
oluyor bir on yıl kadar. 
Yedi yaşında bir kızım, 
büyümez ölü çocuklar. 

Saçlarım tutuştu önce, 
gözlerim yandı kavruldu. 
Bir avuç kül oluverdim, 
külüm havaya savruldu. 

Benim sizden kendim için 
hiçbir şey istediğim yok. 
Şeker bile yiyemez ki 
kâat gibi yanan çocuk. 

Çalıyorum kapınızı, 
teyze, amca, bir imza ver. 
Çocuklar öldürülmesin, 
şeker de yiyebilsinler. 

(1956)
Nazım Hikmet RAN

Nazım Hikmet RAN : Kız Çocuğu