Acem Kızı türküsünün birçok farklı hikayesi internette dolaşmaktadır.Bilinen en eski kaynakta ise türkünün hikayesi şöyledir;
Acem kızı güzeller güzeli, beyaz tenli,siyah saçlı ve toprak rengi gözlü bir kızdır.
Sürmesi gözünden hiç eksik olmazdı.
Etrafındakilere gülücükler saçar,herkes onu cıvıl cıvıl birisi olarak bilirdi.
Ama gözündeki nem hiç kurumazdı ve hep o yüzündeki burukluk belli olurdu.Ali ise acem kızı ile aynı çağda delikanlı ve çalışkan birisidir.
Ali ovada çalışırken hep acem kızını görür ona bakmaktan işini bir türlü bitiremezdi. Bir yandan işini yapmaya çalışır, bir yandan da acem kızını izlerdi.
Acem kızı ise sadece anlık olarak Ali’ye bakar ve kafasını çevirirdi. Baktığı anda ise Ali’ye bir gülücük atardı.
Bu Ali’nin kalbinin yerinden çıkması için yeterliydi.Ali bir gün tüm cesaretini topladı artık onunla konuşmalıydı…
Uygun zamanı bekledi ve onu yalnız kaldığı bir an yakaladı ve dur Acem kızı korkma dedi..Seni her gün izliyorum. Gel benim sevdiğim ol…
Acem kızının gözlerinden bir damla yaş aktı ve koşarak uzaklaştı Ali’nin yanından…Ali anlam verememişti bu gözyaşlarına…
O günden sonra Acem kızı ne o ovaya uğradı nede ondan bir haber alındı. Ali endişeli bir şekilde günlerce ondan haber bekledi.
Aylar sonra duydu ki Acem kızı başka bir köye gelin gitmişti başlık parası karşılığında, hemde yaşlı bir köy ağasına.
Ali günlerce onun için şiirler yazdı, dağlarda ovalarda bağıra bağıra okudu şiirlerini ve türkülerini:
Çırpınıp da şan ovaya çıkınca
Eğlen şan ovada gal Acem kızı
Uğrun uğrun gaş altından bakınca,
Can telef ediyor gül Acem kızı…
Seni seven oğlan neylesin malı,
Yumdukça gözünden döker mercanı.
Burnu fındık ağzı gayfe fincanı,
Şeker mi şerbetmi bal Acem kızı
Avrupa kurban olsun kara kaşına
İngiliz,Fransız değmez döşüne
Amerika, Belçika düşmüş peşine
Bir de Alman kurban bil Acem kızı.
Silkinip de Hanova’ya çıkınca
Eylen Hanova’da kal Acem Kızı
Uğrun uğrun kaş altından bakınca
Can telef ediyor gül Acem Kızı
Canım kurban olsun kıymet bilene
Belin ince boyun benzer fidana
Ateşine yandı Tarsus Adana
Getirdin başıma hal Acem Kızı
Silkinip de Hanova’ya çıkarsın
Misk ü amber gül yanağa takarsın
Kaş altından uğrun uğrun bakarsın
Can alır sendeki tel Acem Kızı
Yavru şahin gibi ben de döneyim
Yeleli de kıratıma bineyim
Berdül aynasında gökçek yanağın
Dudağından akar bal Acem Kızı
Canani aşık da der ki naz olur
Yavaş salın sonun belki hız olur
Mısır haznesini versem az olur
Beni de üstüne al Acem Kızı