12 yıl önce aramızdan ayrılarak sonsuza ışık olan Canım Anneciğim;
Tanrı'nın rahmeti üzerinde olsun...
Toprağın bol, ruhun şad, mekanın cennet olsun...
Işıklarda uyu, yıldızlar yoldaşın olsun...
"Görürsün ya hani!..
Telefonunun rehberinde bazen!..
O "Annem" diye duran kaydı...
Silememişsindir...
Kalmıştır öyle...
Silemezsin de...
Bakıp bakıp yutkunursun sadece...
*
İşte o an anlarsın annenin yokluğunu...
Bir kere daha düşer yüreğine o kocaman ateş...
Sızlar burnunun direği...
Süzülür yaşlar yanağından...
Tutamazsın...
*
Keşke!..
Keşke dersin içinden...
Çalsa şimdi şu telefon...
Çıksa yine ekranında o "Annem" yazısı...
*
Açşam...
"Anammmmm" diye bağırsam!..
"Özledim" desem...
"Nerdesin" desem...
*
Ama sen de biliyorsun ki!..
Kaç defa çaldı o telefon!..
Kaç defa çıktı o "Annem" yazısı ekranda...
*
Bazen "off" diye açtın...
Bazen hiç aldırmadın...
Bazen iki kelime konuşup kapattın...
Bazen de işin vardı, sessize aldın...
*
Sesini duymak istedi belki...
Ama anlamadın!..
Anlayamadın!..
*
Belki "Oğlum neden uğramıyorsun günlerdir, özledim seni" diyecekti...
Aldırmadın!..
Ya da...
"Kızım, saat kaç oldu nerdesin" diye soracaktı...
Umursamadın...
*
Bak şimdi bir kere daha o telefona!..
Bak o rehbere...
Bak o harflere...
*
Sil hadi!..
Hadi sil, o "Annem" kaydını oradan!..
*
Ne oldu?..
Yapamıyormusun?..
*
Alt tarafı beş harflik bir kelime!..
Hiç bir anlamı olmayan beş harf (!..)
Neden silemiyorsun!..
Çok mu zor?..
*
Neyse...
Bırak o telefonu elinden...
Hadi git, yıka yüzünü gözünü...
*
Ha, bir dakika!..
Saatini kur uyumadan önce...
Ve sabah erkenden git onun yanına...
Üzerini de sıkı giyin...
*
Üzülmesin...
Demesin...
"Ah be yavrum niye geldin böyle yanıma, bu toprak soğuk hasta olursun sonra..."
Alıntıdır...