2 Haziran 2017 Cuma

Ahmed Arif : Vay Kurban


#AhmedArif
Aramızdan Ayrılışının 26.yılında,
Saygı, Sevgi, Özlem ve Rahmetle Anıyorum...
Toprağı Bol, Ruhu Şad, Mekanı Cennet Olsun...

Vay Kurban

Dağlarının, dağlarının ardı, 
Nazlıdır. 
Uçurum kıyısında incecik bir yol 
Gider dolan-dolana, 
Bir hastan vardır, umutsuz, 
Belki Ayşe, belki Elif 
Endamı kuytuda başak, 
Memesinin, memesinin altında, 
Bir sancı, 
Bir hayın bıçak... 

Ölüm bu, 
Fukara ölümü 
Geldim, geliyorum demez. 
Ya bir kuşluk vakti, ya akşam üstü, 
Ya da seher, mahmurlukta, 
Bakarsın, olmuş olacak. 
Bir hastan vardı umutsuz, 
Hayreti uykularda, 
Hayreti soğuk sularda. 
Gayri, iki korku çiçeğidir gözleri, 
İki mavi, kocaman korku çiçeği, 
Açar, derin kuyularda... 

Dağlarının, dağlarının ardı korkunçtur. 
Hiç akıl edip de düşünen var mı? 
Gün kimin hesabına tutar akşamı, 
Rahmetinden kim demlenir bulutun, 
Hayırlı evlat makina 
Nasıl canavar kesilir. 
Kurdun, karıncanın rızkını veren 
Toprak nasıl ayartılır, 
Yüz vermez topal öküze, 
Ve almaz koynuna kara sabanı. 

Sepetçioğlum bir kömür işçisidir, 
Mavzer değil, kürek tutar Urfalı Nazif 
Mal, haraç-mezattır, 
Can, pazar-pazar. 
Kırmızı, ak ve esmer, 
Yumuşak ve sert buğdayları 
Yaratan ellerin sahibidir bu, 
Kör boğaz, nafaka uğruna, 
Haldan düşmüş, tebdil gezer... 

Dağlarının, dağlarının ardı, 
Nasıl anlatsam... 
Ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz. 
Çırılçıplak, 
Vay kurban... 
"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda." 
Yiğitlik, sen cehennem olsan da bile 
Fedayı kabul etmektir, 
Cennet yapabilmek için seni, 
Yoksul ve namuslu halka. 
Budur ol hikayet, 
Ol kara sevda. 

Seni sevmek, 
Felsefedir, kusursuz. 
İmandır, korkunç sabırlı. 
İpin, kurşunun rağmına, 
Yürür, pervasız ve güzel. 
Sıradağları devirir, 
Akan suları çevirir, 
Alır yetimin hakkını, 
Buyurur, kitabınca... 

Gün ola, devran döne, umut yetişe, 
Dağlarının, dağlarının ardında, 
Değil öyle yoksulluklar, hasretler, 
Bir tek başak bile dargın kalmayacaktır, 
Bir tek zeytin dalı bile yalnız... 
Sıkıysa yağmasın yağmur, 
Sıkıysa uykudan uyanmasın dağ. 
bu yürek, ne güne vurur... 
Kaçar damarlarından karanlık, 
Kaçar, bir daha dönemez, 
Sunar koynunda yatandan, 
Hem de mutlulukla sunar 
Beynimizin ışığında yeraltı. 

Her mevsim daha genç, daha verimli, 
Sunar, pırıl-pırıl, sebil, 
Ömrünün en güzel aşk hasadını, 
Elimizin hünerinde yeryüzü. 
Dolu sofra, gülen anne, gülen çocuklar, 
Bire on, bire yüzle akşama gebe 
Şafakla doğan işgücü. 
Yalanım yok, sözüm erkek sözüdür, 
Ol  kitapta böylece yazılıdır, 
Ol sevda, böyledir çünkü...


Ahmed Arif


Ahmed Arif : Vay Kurban

Hiç yorum yok: