25 Eylül 2021 Cumartesi

#NeşetErtaş

Neşet Ertaş : Gönül Dağı

#NeşetErtaş

"Nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma, yanına otur. Çünkü, kötü insanların türküleri yoktur." diyerek gönül telimizi titreten #BozkırınTezenesi  Büyük Usta  #NeşetErtaş 'ı, aramızdan ayrılışının 9.yılında; sevgi, saygı, özlem ve rahmet ile anıyorum...

Toprağı bol, ruhu şad, mekanı cennet olsun...

Işıklar içinde uyusun, yıldızlar yoldaşı olsun...

*

Zahidem

Kurusa Fidanın

İki Büyük Nimetim Var

Gönül Dağı

Anam Ağlar Baş Ucumda Oturur

Bir Ayrılık Bir Yoksulluk Bir Ölüm

Doyulur mu

Acem Kızı

Açma Zülüflerin

Hapishanelere Güneş Doğmuyor

Küstürdün Gönlümü

Mühür Gözlüm

Ne Güzel Yaratmış

Seher Vakti Çaldım Yarin Kapısını

Zülüf Dökülmüş Yüze

Uykudamısın Sevgili Yarim

Ben Melamet Hırkasını

*

Neşet Ertaş'ın Biyografisi:

1938 yılında Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesine bağlı Tırtıllar köyünde doğdu. 7 kardeşi olan Neşet Ertaş ailenin ikinci çocuğudur.
5-6 yaşlarında bağlama ve keman çalmaya bağladı. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte gittikleri düğünlerde babasına kemanla eşlik etti.

*
Geçimlerini bu şekilde kazandılar.8 yıl Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Keskin, Yerköy, Kayseri, Yozgat ve köylerini gezdiler.
Bu yüzden okula gidemedi. 14 yaşında çalışmak için İstanbul'a geldi. Şençalar Plak adlı bir müzik şirkete gitti.
Şirketin sahibi olan Kadri Şençalar Neşet Ertaş'ı dinledi ve çok beğendi.
'Neden Garip Garip Ötersin Bülbül' adlı ilk plağı, 1957 yılında Şençalar Plak tarafından piyasaya çıkarıldı.
Bu arada Beyoğlu'nda bir gazinoda sahneye çıktı. 2 yıl İstanbul'da çalıştı. Sonra Ankara'ya geldi ve sahne hayatına burada devam etti.
Ankara'da çalıştığı gazinoda Leyla isminde bir kızla tanıştı ve hemen evlendi. İki kız bir erkek çocukları oldu.

*
Neşet Ertaş bu arada askere gitti. 1962'de İzmir Narlıdere'de askerliğini yaptı.
Plak üzerine plak yapan Neşet Ertaş konserleriyle de bir çok şehri 6-7 defa gezdi. Beste ve plaklarıyla çok meşhur oldu.
1978 yılında parmakları felç oldu. Müzisyenlikten başka mesleğide olmadığı için işsiz kaldı. Tedavi olacak parayı bulamadı.
Çareyi 1979'da Almanya'da bulunan kardeşinin yanına gitmekte buldu. Tedavisini orada yaptırdı. 3 çocuğunu da yanına aldırdı.

*
Mesleğine Almanya'da tekrar başladı. Türklerin bulunduğu yerlerde gazino ve düğün salonlarında çalıp söylemeye başladı.
Sonraki yıllarda Türk Halk Müziği'nin yeniden keşfedilmesiyle Neşet Ertaş da öne çıktı.
25 Eylül 2012 tarihinde İzmir'de vefat etti.
*

Albümleri:

1988 – Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde
1988 – Kendim Ettim Kendim Buldum
1988 – Kibar Kız
1989 – Hapishanelere Güneş Doğmuyor
1989 – Sazlı Sözlü Oyun Havaları
1990 – Gel Gayri Gel
1992 – Türküler Yolcu
1992 – Gitme Leylam
1993 – Kova Kova İndirdiler Yazıya
1995 – Seçmeler 2
1995 – Seçmeler 3
1995 – Seher Vakti
1995 – Altın Ezgiler 3
1996 - Polis Lojmanları
1997 – Benim Yurdum
1998 – Gönül Yarası
1999 – Zülüf Dökülmüş Yüze
1999 – Gönül Dağı
1999 – Muhur Gözlüm
1999 – Zahidem
1999 - Neredesin Sen
1999 - Gönül Dağı

*
Kaynak : biyografi.net

23 Eylül 2021 Perşembe

#DeğmenBenimGamlıYaslıGönlüme

Zara : Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme

#DeğmenBenimGamlıYaslıGönlüme 

*

Değmen benim gamlı yaslı gönlüme 

Ben bir selvi boylu yardan  ayrıldım

Evvel bağban idim dostun bağında

Talan vurdu ayva nardan ayrıldım

*

Garip kaldım şimdi gurbet ellerde 

Ben gönlümü çalan yardan ayrıldım

Çok ağladım Mecnun gibi çöllerde 

Ferhat gibi Şîrin yardan ayrıldım

*

#Barınamayanlar



#Barınamayanlar 'ın sesleri olalım...
Okuyalım, çokca, bolca paylaşalım, sahip çıkalım...

21 Eylül 2021 Salı

#BedriRahmiEyüboğlu


#Karadut

*

Karadutum, çatal karam, çingenem

Nar tanem, nur tanem, bir tanem

Agaç isem dalımsın salkım saçak

Petek isem balımsın a gülüm

Günahımsın, vebalimsin.

*

Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan

Yoluna bir can koyduğum

Gökte ararken yerde bulduğum

Karadutum, çatal karam, çingenem

Daha nem olacaktın bir tanem

Gülen ayvam, ağlayan narımsın

Kadınım, kısrağım, karımsın.

*

II

*

Sigara paketlerine resmini çizdiğim

Körpe fidanlara adını yazdığım

Karam, karam

Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam

Sıla kokar, arzu tüter

Ilgıt ılgıt buram buram.

Ben beyzade, kişizade,

Her türlü dertten topyekün azade

Hani şu ekmeği elden suyu gölden.

Durup dururken yorulan

Kibrit çöpü gibi kırılan

Yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan

Artık otlar göstermelik atlar gibi bedava yaşayan

Sen benim mihnet icinde yanmış kavrulmuşum

*

N'etmiş, n'eylemiş, n'olmuşum

Cömert ırmaklar gibi gürül gürül

Bahtın karışmış bahtıma çok şükür.

Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum.

*

Karam, karam

Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam

Sensiz bana canım dünya haram olsun.

*

#BedriRahmiEyüboğlu

20 Eylül 2021 Pazartesi

#DeğmeFelek #Zara


#DeğmeFelek
*
Bugün benim efkarım var zarım var
Değme felek değme telime benim
Gül yüzlü cananı elden aldırdım
Ecel oku değdi gülüme benim
Değme felek değme telime benim
*
Lokman hekim gelse sarmaz yarayı
Hilebaz dostunan açtık arayı
Ne köşkümü koydu ne de sarayı
Baykuşlar tünedi dalıma benim
Değme felek değme telime benim
*
Özlemi' yem başım dumanlı dağlar
Gözlerim yaşlı da içim kan ağlar
Güz ayları geldi bozuldu bağlar
Hazan yeli değdi gülüme benim
Değme felek değme telime benim
*
#AşıkÖzlemi
*
Aşık Özlemi ,Amasya’ya bağlı Gümüşhacıköy ilçesi İmirler köyünde yaşamış İstiklal savaşı gazilerinden Çolak Hüseyin’in iki oğlundan, büyük oğlu Çolağın Hasan olarak anılan Hasan BADEM’ in oğludur.
Aşık Özlemi (Muammer BADEM) 1957 yılında dünyaya gelmiştir.
Aşık Özlemi, küçük yaşta köylerine gelen aşıklardan çok etkilenmiş bu şekilde müzikle yolculuğu başlamış ve
yıllar geçtikçe aşıklık geleneğinin içinde bulmuştur kendisini.
Ortaokul yıllarında sesi ve sazıyla dikkat çekmeye başlar. Muammer Badem’in, kendisini geliştirmesinde büyük etkisi olan büyük ozan Aşık Mahsuni Şerif ile bu yıllarda yolu kesişir. Anadolu' da ,Bektaşi kültürünün dost meclislerinde meşk(usta çırak ilişkisi) etme fırsatını da yakalar.
Ancak büyük ozan Mahsuni; yarım kalan eğitimine devam etmesini ister ve ortaokula yeniden kayıt yaptırıp bitirdikten sonra liseye kaydını yaptırır.
Yaşamında iz bırakan yıllarını bu dönemde yaşayacaktır. Muammer BADEM ,ÖZLEMİ mahlasıyla ilk bestelerini yapar ve Anadolu' da tanınmaya başlar.
Lisede bir kıza aşık olur, kız da onu sever. Hiç ayrılmayacaklarına, her zaman buluştukları ağacın altında söz verirler.
Sevdiği kız ona, her zaman cebinde sakladığı isminin baş harfi oyalı mendilini bu ağacın altında hediye eder.
Özlemi, liseyi bitirdikten sonra Ankara Basın Yayın Yüksek Okulu’nu kazanır ve sevdalısı ile okulu bitirdikten sonra evlenecekleri sözüyle vedalaşırlar.
1980 ihtilali olmuştur ve Aşık Özlemi' nin “BİTANEM” şiiri Devrimci Yol Gençlik Derneği’nin panosunda asılı olduğu için dernekle ilgisinin olmamasına karşın tutuklanır ve hayatının iki buçuk yılı cezaevinde geçer. Okul hayatı da bitmiştir. Cezaevinden çıktıktan sonra ailesinin yanına döner.
Çektiği acıları sevdiğini düşünerek unutmaya çalışır. Ailesine, sevdiği kızı istemelerini diler.
Anne ve babası kızı istemeye gider ancak, kızın ailesi; bizim hapislerde yatan bir kişiye verecek kızımız yoktur diyerek kızlarını vermezler.
Vermedikleri gibi kısa bir süre içinde başkasıyla evlendirirler. Aşık Özlemi' nin yüreğine hiç sönmeyecek bir ateş düşmüştür o anda.
(Özlemi, çok üzülmüştü, kırılmıştı sevdiği kıza. Çünkü, birbirlerine söz vermişlerdi.
Kaderine küsmüş, yeni bir hayata başlayarak, acısını unutmaya terk etmişti. Ancak içindeki aşk özlemi hiç bitmemiştir.)
Özlemi, yeni besteleriyle sanat camiasında iyice tanınmaya başlamış, konserlere, televizyon ve radyo programlarına daha sık katılmaya başlamıştı.
Sakin, mütevazı bir hayatı vardı. Bir gün, kendisini derinden üzen bir haber aldı. Yıllar önceki sevdiği kız ölmüştü. Donuk bir tavırla tepki vermişti.
Çünkü, içinde hala kırgınlık vardı. Ama içine ikinci bir ateş düşmüştü.
Hayatını kaybeden eski sevdiği kızın yakınları ısrarla onun cenazeye katılmasını istiyorlardı. Ancak Özlemi, kararlıydı gitmeyecekti.
Fakat gelmesi için ısrar ediliyordu. Ve, ısrarın nedeni sonunda açıklandı.. Hayatını kaybeden sevdiğinin bir vasiyeti vardı.
Yakınlarına bir ağaçtan bahsetmiş ve o ağacın altında toprağa verilmek istemiş. İşte o ağacın yerini bilen tek kişi kendisiydi.
Özlemi, bir radyo programına konuk olur. Sevdiğinin ölüm haberinin acısı hala yüreğindedir.
Programda ilk türküsünü söylemesi istenir, ancak Özlemi” nin aklına yüzlerce türküden hiç birisi gelmez.
O anki hisleriyle sazının teline vurur ve ağzından şu dörtlükler dökülür:
*
BUGÜN BENİM EFKARIM VAR ZARIM VAR
DEĞME FELEK DEĞME DEĞME TELİME BENİM
GÜL YÜZLÜ CANANI YAR YAR ELDEN ALDIRDIM
ECEL OKU DEĞDİ YAR YAR GÜLÜME BENİM
DEĞME FELEK DEĞME DEĞME TELİME BENİM
*
LOKMAN HEKİM GELSE DOST DOST SARMAZ YARAYI
HİLEBAZ DOSTUNAN YAR YAR AÇTIK ARAYI
NE KÖŞKÜMÜ KOYDU YAR YAR NE DE SARAYI
BAYKUŞLAR TÜNEDİ DOST DOST DALIMA BENİM 
DEĞME FELEK DEĞME DEĞME TELİME BENİM
*
ÖZLEMİYEM BAŞIM YAR YAR DUMANLI DAĞLAR
GÖZLERİM YAŞLI DA YAR YAR İÇİM KAN AĞLAR 
GÜZ AYLARI GELDİ YAR YAR BOZULDU BAĞLAR
HAZAN YELİ DEĞDİ DEĞDİ GÜLÜME BENİM
DEĞME FELEK DEĞME DEĞME TELİME BENİM
*
Özlemi, o anki duygularıyla bu türküyü çalıp söylerken duygulanır ve türkü bittikten sonra cebinden sevdiğinin baş harfi oyalı mendilini çıkarır ve göz yaşlarını siler.
Aşık Özlemi’nin bu türküsünü ilk olarak Sabahat AKKİRAZ seslendirir ve ardından sayısız sanatçılar tarafından söylenmiştir.
Bu kadar güzel, duygulu bir türkü, yoğun duygular içinde doğmuştur. 

#RuhiSu

#MahsusMahal
*
Mahsus mahal derler kalırım zindanda
Kalırım kalırım dostlar yandadır
İk'elleri kızıl kandadır kanda
Ölürüm kardeş aklım sendedir
Artar eksilmeyiz zindanlarda
Kolay değil derdin ucu derinde
*
Kumhan ırmağında Karaburun'da
Bulurum bulurum kardeş öfkem kındadır
Dirliğim düzenim dermanım canım
Solum sol tarafım imanım dinim
Benim beyaz unum ak güvercinim
Bilirim bilirim kardeş gelen gündedir
*
*
Biyografisi:
*
Halk müziği yorumcusu, besteci, bas bariton ve şair olan Ruhi Su, Zülfü Livaneli,Rahmi Saltuk ve Sümeyra Çakır gibi birçok sanatçıyı önemli ölçüde etkilemiştir.
Ruhi Su, tam adı tam adı Mehmet Ruhi Su’dur.
1912 yılında Van’da doğmuştur.
Daha küçükken I.Dünya Savaşı sırasında babasını ve kısa zaman sonra da annesini kaybetti.
10 yaşına kadar yoksul bir ailenin yanında yaşadı. Daha sonra Adana’daki Öksüzler Yurduna yatılı olarak yerleştirilerek orada okudu.
Müzik öğretmeni Mehmet Tahir’in okula keman aldırması üzerine İlkokul 4. sınıfta keman çalmaya başladı.
1925 yılında İstanbul’da bir askeri okula gönderildi. Askeri okula giderken adı sadece Mehmet iken Ruhi adını ekledi ismine.
Askerlik yapmaya elverişli olmadığı gerekçesiyle okuldan ayrıldı.
Askeri Liseden Adana Öksüzler Yurdu’na dönüp, oradan da Adana Öğretmen Okuluna geçtikten sonra, aşık olduğu ebe–hemşire olarak çalışan bir hanımla evlenir.
Bir oğulları olur, adını Güngör koyarlar. Daha sonra kemanıyla katıldığı sınavla son sınıfın bir altından Ankara Musiki Muallim Mektebi’ne alındı.
Okulun son senesine geldiğinde 1934 yılında “Su” soyadını aldı, ve adı Mehmet Ruhi Su oldu.
1935-36 yıllarında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda  görev aldı. 1936 yılında Musiki Muallim Mektebi’ni bitirdi ve kemanı bırakarak şana geçti.
Ankara Devlet Konservatuarı şan bölümüne girdi ve konservatuarın opera yüksek bölümünü 1942 yılında bitirdi.
Aynı yıllarda sırasıyla Ankara Cebeci İkinci Ortaokulu`nda sonra Hasanoğlan Köy Enstitüsü`nde müzik öğretmenliği yaptı.
1942’de Ankara Devlet Operası’na girdi ve Maskeli Balo, Figaro’nun Düğünü, Madam Butterfly, Tosca, Satılmış Nişanlı, Bastien-Bastienne, Fidelio gibi operalarda sahneye çıktı. Operada çalışmaya başladığı yıllarda ilk evliliği de anlaşmazlık sonucu sona erdi.
Opera çalışmaları sırasında Türk halk müziğine ilgi duydu.1943-1945 yılları arasında Ankara Radyosu’nda türküler söyledi
1944’te Ankara Halkevinde başlattığı ilk türküler resitalini 1983’e kadar sürdürdü.
12 Kasım 1952’de tutuklandığından operadan ayrılmak zorunda kaldı. Ruhi Su, sosyalist dünya görüşü nedeniyle Türkiye Komünist Partisi üyesi olmaktan 1952-1957 yılları arasında Beş yıl hapiste, 20 ayda Konya Çumra’da emniyet gözetiminde kaldı. 1957'de hapisteyken söylediği Mahsusmahal adlı türküsüyle ünlendi.
Opera yaşamı, 1952’de son bulunca, türkülere ağırlık verdi. Çocukluğunda başladığı türkü söyleme işine Öksüzler Yurdu’nda, Öğretmen Okulu’nda, Müzik Öğretmen Okulu’nda, Askeri Lise’de, Konservatuar’da ve Opera’dayken de hep devam etmişti.
Operayı çok seviyordu ama türkü söylemekten de hiçbir zaman vazgeçmedi.
Bu istenmeyen suskunluk döneminden sonra cezanın bitiminde yönetmen Atıf Yılmaz sayesinde Karacaoğlan,
Barbaros ve Lale Devri adlı filmlerde türkü söyledi.
1960’da İstanbul’da Taksim Belediye Gazinosu'nda sahneye çıktı. Türk halk edebiyatının çok sayıda şiirini besteledi.
Bu arada radyoda da 'Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor' anonsuyla sunulan bir radyo programı yaptı.
1975'te Dostlar Korosu’nu kurdu
1978'den sonra ürettiği kasetlerle halk müziğinin, yaygınlaşmasına büyük katkıda bulundu.
Aydınlara türkü dinlemeyi öğreten kişi olarak da bilinir.
Çağrıldığı Almanya, Hollanda, İsveç ve Bulgaristan’da şenliklere katılarak konserler verdi.
Birçok ülkenin radyolarında bantlarda ve plaklarda geniş yığınlara sanatını dinletti.
Son dinletisini 6 Şubat 1983’te Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Haftası’nda sundu.
Yaşamı boyunca 16 tane 45’lik plak, 12 tane de uzunçalar yapan Ruhi Su, ölümünden önce “Dadaloğlu” uzunçaları üzerinde çalışıyordu.
1978 yılında romatizma şikayeti ile gittiği hastanede kemik iliği kanseri başlangıcında olduğunu öğrendi.
Askeri yönetim zamanı uzun süre yurt dışına tedavi için gitmesine izin verilmedi. Bir defaya mahsus olmak üzere pasaport çıkarıldı.
Almanya'ya gittiğinde yapılan tedavi sonuç vermedi.
Kendi şiirlerinin yanı sıra Nazım Hikmet‘ten, Türk halk ozanlarından ve diğer şairlerden çeşitli şiirleri besteledi.
Şiir, yazı ve konuşmalarını “Ezgili Yürek” (1985) adlı kitapta toplandı.”Ruhi Su’ya Saygı” adlı kitap 1988’de yayımlandı.
Ruhi Su, 1952 yılında Sıdıka Su ile evlendi, “Ilgın Ruhi Su” (d.1959) adında oğlu vardır.
Ruhi Su, 20 Eylül 1985 yılında 73 yaşında vefat etti.
*

Eserleri:

*
Seferberlik Türküleri,
Kuvayi Milliye Destanı,
Yunus Emre,Karacaoğlan,
Pir Sultan Abdal,
Şiirler Türküler,
Köroğlu, El Kapıları,
Sabahın Sahibi Var,
Semahlar.
*
Kaynak : biyografi.info

17 Eylül 2021 Cuma

#TarıkAkan

 Tarık Akan, Asıl adı Tahsin Tarık Üregil'dir.

13 Aralık 1949 yılında İstanbul'da bir abla ve bir ağabeyden sonra üçüncü çocuk olarak doğdu. Aslen Gümüşhane kökenlidir.
Tarık Akan, subay olan babası Yaşar Bey'in görevi nedeniyle Erzurum Dumlupınar ilkokulunda başladığı ilkokulu Kayseri'de bitirdi, babasının emekliliği ile İstanbul'a, Bakırköy'e geldiler. Orta ve liseyi Bakırköy'de bitirdi.
Yıldız Teknik Üniversitesi, Makine Yüksek Mühendisliği'nde okudu, ardından Gazetecilik Yüksek Okulu'na girdi ve mezun oldu.
Sinemaya geçmeden önce Bakırköy plajlarında cankurtaranlık, sokaklarında ise işportacılık yaptı.
1970 yılında Ses Dergisi'nin açtığı Sinema Artist Yarışması'nı kazanarak 1971'de ilk filmi 'Solan Bir Yaprak Gibi'yle sinemaya geçti ve Tarık Akan adını aldı.
1970-1975 arası Tarık Akan'ın yılda 12 film çektiği dönemdi.
Emel Sayın'la ‘‘Mavi Boncuk’’u,
Hülya Koçyiğit'le ‘‘Sev Kardeşim’’i,
Hale Soygazi ile ‘‘Gece Kuşu Zehra’’yı, ‘‘Hababam Sınıfı’’nı bu yıllarda çekti.
Sonra ‘‘değişirken yok olmayı’’ göze aldı ve mesajı olan filmler yapmaya karar verdi.
Bu kararın ilk ürünü Nehir, onu Cüneyt Arkın'la birlikte oynadığı ‘‘Maden’’, ‘‘Sürü’’, ‘‘Yol’’, ‘‘Kanal’’ gibi filmler izledi.
1979 yılında askerlik görevini yedek subay olarak Denizli'de yaptı.
Tarık Akan, 1991'den beri Bakırköy Taş Mektep'in İlkokulu'nun ortaklarından birisidir.
Aziz Nesin'in vefatından sonra görevini devir alan oğlu Ali Esin'den vakıf başkanlığını devir aldı.
Sinemacılığın kötü gittiği 1975-1980'li yıllarda ticari taksi alarak kiralama sistemi ile ticarete devam etti.
Tarık Akan, 12 Eylül'de 12 yılla yargılanmış ancak 2.5 ay hücre hapsi cezası almıştı.
2002 yılında "Anne kafamda bit var" isimli bir kitap çıkarmıştır. Kitabında 12 Eylül Darbesi'nden sonra yaşadıklarını kaleme aldı.
Yazları fırsat bulduğunda Bodrum Akyarlar'da manço kulüp yanında taştan bir Rum evini restore edip dostlarını da ağırladığı bir yazlık haline getirdi.
2015 yılında akciğer kanserine yakalandı. Tedavilerini olan Tarık Akan, Bodrum'daki evinde yaşamaya devam etti.
16 Eylül 2016 Cuma sabahı akciğer kanseri sebebi ile 67 yaşında yaşama veda etti.

Evlilikleri :

7 Ağustos 1986'da Yasemin Erkut'la evlendi, bu evlilikten Barış Zeki ve ikiz olan Yaşar Özgür'le Özlem adlarında üç çocuğu oldu.
16 Haziran 1989 Haziran'ında eşinden boşandı.
Şimdilerde ise halen balerin Acun Günay'la nikahsız bir beraberlik yaşamaktadır.

Kitapları :

2002 - Anne Kafamda Bit Var"(12 Eylül Anıları)

Ödülleri :

1973 - 1973 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu, “Suçlu” ile Kazandı 
1978 - 1978 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu, “Maden” ile Kazandı 
1980 - Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu,”Adak ve Sürü” ile Kazandı 
1982 - Cannes Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu, “Yol” ile Aday
1984 - Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu, “Pehlivan”ile Kazandı 
1985 - Berlin Uluslararası Film Festivali, Gümüş Ayı, “Pehlivan” ile Mansiyon 
1989 - Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu, “Üçüncü Göz” ile Kazandı
1990 - Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu, “Karartma Geceleri” ile Kazandı 
1992 - Adana Altın Koza Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu, “Karartma Geceleri” Kazandı
1996 - Antalya Altın Portakal Film Festivali, Yaşam Boyu Onur Ödülü 
2003 - Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu, “Gülüm”ile Kazandı
2006 - Sinema Yazarları Derneği Ödülleri, Onur Ödülü 
2007 - Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği Ödülleri, Sinema Emek Ödülü

Filmleri :

1971 - Emine
1971 - Beyoğlu Güzeli
1971 - Vefasız
1971 - Melek mi, Şeytan mı?
1971 - Solan Bir Yaprak Gibi
1972 - Sisli Hatıralar
1972 - Azat Kuşu
1972 - Kaderimin Oyunu
1972 - Suçlu
1972 - Para
1972 - Aşkların En Güzeli
1972 - Üç Sevgili
1972 - Sev Kardeşim
1972 - Tatlı Dillim
1972 - Feryat
1973 - Yeryüzünde Bir Melek
1973 - Umut Dünyası
1973 - Yalancı Yarim
1973 - Canım Kardeşim
1973 - Bebek Yüzlü
1973 - Oh Olsun
1974 - Hababam Sınıfı
1974 - Esir Hayat
1974 - Memleketim
1974 - Kanlı Deniz
1974 - Yaz Bekarı
1974 - Mavi Boncuk
1974 - Mahçup Delikanlı
1974 - Boşver Arkadaş
1975 - Bizim Aile / Merhaba
1975 - Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı
1975 - Ateş Böceği
1975 - Çapkın Hırsız
1975 - Gece Kuşu Zehra
1975 - Delisin
1975 - Evcilik Oyunu
1975 - Ah Nerede
1976 - Gizli Kuvvet
1976 - Cani
1976 - Kader Bağlayınca
1976 - Öyle Olsun
1976 - Aşk Dediğin Laf Değildir
1977 - Şeref Sözü
1977 - Baraj
1977 - Bizim Kız
1977 - Babanın Evlatları
1977 - Nehir
1977 - Sevgili Dayım
1978 - Maden
1978 - Seninle Son Defa
1978 - Kanal
1978 - Sürü
1978 - Lekeli Melek
1979 - Adak
1979 - Demiryol
1981 - Deli Kan
1981 - Herhangi Bir Kadın
1981 - Yol
1982 - Arkadaşım
1982 - Kaçak
1983 - Derman
1983 - Çocuklar Çiçektir
1983 - Gecenin Sonu
1983 - Beyaz Ölüm
1984 - Pehlivan
1984 - Yosma
1984 - Damga
1984 - Kayıp Kızlar
1984 - Alev Alev
1985 - Bir Avuç Cennet
1985 - Kan
1985 - Tele Kızlar
1985 - Son Darbe
1985 - Paramparça
1986 - Halkalı Köle
1986 - Adem ile Havva
1986 - Acı Dünyalar
1986 - Ses
1986 - Kıskıvrak
1986 - Beyoğlu'nun Arka Yakası
1987 - Yağmur Kaçaklar
1987 - Skandal
1987 - Su Da Yanar
1987 - Çark
1987 - Kızımın Kanı
1988 - El Kapıları
1988 - Dönüş
1988 - Üçüncü Göz
1989 - İkili Oyunlar
1989 - İsa, Musa, Meryem
1989 - Leyla İle Mecnun
1989 - Kimlik
1990 - Bir Küçük Bulut
1990 - Devlerin Ölümü
1990 - Berdel
1990 - Karartma Geceleri
1991 - Bir Kadın Düşmanı
1991 - Uzun ince Bir Yol
1991 - Siyabend ile Heco
1992 - Taşların Sırrı
1994 - Yolcu
1994 - Çözülmeler
1995 - Aşk Üzerine Söylenmemiş Herşey
1997 - Mektup
1997 - Antika Talanı
1999 - Hayal Kurma Oyunları
1999 - Eylül Fırtınası
2002 - Gülüm
2002 - Abdülhamit Düşerken
2002 - Koçum Benim
2003 - Vizontele Tuuba
2004 - Gece Yürüyüşü
2006 - Ankara Cinayeti
2006 - Ahh İstanbul
2009 - Deli Deli Olma
2009 - Karşıyaka Memleket (Nazım Hikmet Ran) (Sinema Filmi)
2013 - Geç Gelen Ödüller (Kendisi) (TV Filmi)
*