16 Mayıs 2021 Pazar

#AşıkMahzuniŞerif


Aşık Mahzuni Şerif : İşte Gidiyorum Çeşm-i Siyahım

Türk halk müziği sanatçısı, halk ozanı

Mahzuni Şerif, 17 Kasım 1940 tarihinde KahramanMaraş’da Afşin ilçesi, Berçenek Köyü'nde doğmuştur. Asıl adı Şerif Cırık’dır. Annesi Döndü, babası Zeynel Cırık’dır. Berçenek'te ilkokul olmadığı için Elbistan'ın Alembey Köyü'nde, Lütfü Efendi Medresesinde Kur'an eğitimi aldı. Eski Türkçe okur, yazar. Ancak, 1956 yılında kendi köyüne gelen ilkokuldan mezun olur. 
12 yaşında iken babasının ve akrabaların isteğiyle dayısının kızı Emine ile nişanlandı ve daha sonra 17 yaşında iken İmam nikahı ile evlendi. Bu eşinden Züleyha adında bir kızları oldu. İmam nikahı ile evlendiği karısından bir mektupla boşandı.

1956 yılından itibaren askeri okulda iken saz çalmaya ve şiirler yazmağa, türküler söylemeye başladı.
1956 yılında, o zaman Mersinde olan Astsubay Hazırlama Okulu'na kaydoldu ve 1959 yılında bitirdi. 1960 yılında Ankara Ordu Donatım Teknik Okulu'ndan mezun oldu. 1960 yılında eşi olacak Suna hanımı kaçırarak 6 ay birliğinden ayrı kaldığı için TSK ile ilişiği kesildi.
1960 yılında Ankara'da İtalyan asıllı Sovina (Suna) isimli bir kızla tanıştı. Onunla evlenmeye karar verdi. Ama kız o zaman daha 14 yaşında idi. Yasalara göre evlenmesi mümkün değildi. Suna'yı kaçırıp, köye götürdü. Annesi, babası şikayet edince; bir yandan 14 yaşındaki kız kaçırmış bir kişi, bir yandan okul kaçağı bir yandan da askere gitme çağı gelmiş bir asker kaçağı olarak aranıyordu. Mahzuni, adını Suna yaptığı Sovina'yı çok sever. Neticede evlendi.
1964 yılında dünyaya gelen oğulları Emrah henüz bir kaç aylıkken Mahzuni, Suna ve Emrah'ı Babası Zeynel'e emanet ederek, vatani görevini yapmak üzere askere gider. Daha sonra eşi Suna’yı bir arkadaşı kandırarak evi terk etmesine sebep oldu.
Mahzuni ordudan ayrıldıktan sonra toplumsal, siyasi konuları ele alan; geleneksel halk şiirini devam ettiren ve diğer yanda protest şiirlerle halkın sorunlarını dile getiren; halk aşığı veya halk ozanlığına başladı. 12 yaşlarında gönül verdiği bu geleneği yaşamı boyunca devam ettirmiştir. Saz çalmayı amcası Aşık Fezali (Pehlül Baba)’dan öğrendi.
1961 yılından itibaren Türk halk müziğine gönül verdi. 1964 yılında çıkarttığı ilk plağı ile müzik piyasasına girdi. Bir süre Gaziantep'te ikamet ettikten sonra Ankara'ya göç etti. 1963 ve 1964 yıllarında 2 sene İşçi Partisinin gençlik kollarında aktif olarak görev yaptı.
Fikret Otyam ile tanıştı. Onun sayesinde Hürriyet Gazetesi'nden Cüneyt Arcayürek ile tanıştı. Basında onu hakkında ilk yazı Cüneyt Arcayürek’in kaleminden Hürriyet gazetesinde çıktı. Halk ozanları olarak seslerini duyurmak için Aşıklar Derneğini kurdu. Fikret Otyam'ın ve Gazeteciler Sendikası'nın desteği ile konserler verdi.
Kazanmaya başladığı paralarla 1968'de kendi adına bir plak firması kurdu. Ama, ortakları Ayhan Coşkun ve Abas Sütçü ile kısa zamanda batırdı.
1974 yılında yurtdışından konser dönüşü hemen tutuklanır. Sebebi de bir THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) örgüt militanın 'Mahzuni seni istiyor' yalanını söylenerek kaçırdığı Türkola Plakları sahibinin şikayeti üzerine. Yapılan mahkemede 14-15 ay hapis cezasına çarptırılır. 70’li yılların ortasından itibaren 8 yıl süre ile sahnelere çıkışı, yurtdışına gitmesi yasaklanır. Geçimini ufak bir dükkanda plak satarak sağlamaya çalışır.
1981-82 yıllarında yasaklı olduğu için gizli bir şekilde stüdyolarda plak doldurur. Fakat bu plaklar 1986 yılına kadar piyasaya sürülmez, saklanır. 1986 yılında ozanımızın üzerindeki yasak kalkar. Gizli bir şekilde doldurmuş olduğu plaklar piyasaya sürülürler.
1989-1991 yılları arasında Halk Ozanları Federasyonu tarafından Dünya'nın en büyük 3 ozanı arasında gösterildi.
Aşık Mahzuni , Dom Dom Kurşunu, Yedin Beni, Yuh Yuh, Fadimem, Gül Yüzlüm, Ciğerparem, Merdo,Dostum Dostum, Han sarhoş Hancı sarhoş, Çeşmi Siyahım,Yalan Dünya, Ağlasam mı?, Abur Cubur Adam, Katil Amerika ve Ekmek Kölesi gibi eserleriyle tanındı.
Aşık Mahzuni'nin türkülerini Ersen ve Dadaşlar Edip AkbayramCem KaracaGülden Karaböcek'ten Zeki Müren'e, İbrahim Tatlıses'ten, Ahmet Kaya'ya, Mahsun Kırmızıgül'e, Murat Göğebakan'dan, Selda Bağcan'a kadar birçok Türk halk müziği ve bazı pop müzik sanatçıları da okudu.
1971 yılında askeri darbe sonucu Süleyman Demirel hükümeti devrilmiş, Nihat Erim başkanlığında bir hükümet kurulmuştu. Bu hükümet sol kesime karşı şiddetli baskı uygulayınca Mahzuni Şerif türküyü patlatmıştı. Çıkardığı 45'lik plak, 'Erim erim eriyesin/Sürüm sürüm sürünesin' diyordu.
Netice olarak hemen tutuklanır ve 10.5 ay cezaya çarptırılır.
Yıl 1972. Mahzuni Şerif, elinde sazı, Sivas'ın Sivrialan Köyü'ne Aşık Veysel'i ziyarete gitti. 1973 yılında halkı suça teşvik etmekten tutuklanır. Ankara'da Sıkıyönetim Mahkemesi'nde yargılandı.
Halk şiirine gönül veren ve konuşma dilini şiirleştiren Aşık Mahzuni'nin 453 plağı, 50 kasedi ve yayınlanmış 9 adet kitabı vardır.
Aşık Mahzuni, Geçmişinde yapılan zulüm ve adaletsizliğe kin beslememiş olup, Yezit sözcüğünü yalnız Hz.Hüseyin'i şehit eden Emevi zalimi için kullanmış ve hiç bir sünni dostuna Yezit yakıştırmasını reva görmemiştir.
1997 yılının haziran ayında Almanya'da beyin kanaması geçirip, Almanya 'nın Ulm Şehri 'nde tedavi gördü.
Mahzuni Şerif, Şubat 2001 tarihli Kızıldalı Dergisi'ne 'Hem Kızılbaş hem Alevi'yim' başlıklı bir yazı yazmıştı. "Elhamdülillah Kızılbaş'ım ve laikim. Ben değil, yedi sülalem Kızılbaştır. Bir suç varsa o da dedemdedir." dediği için, 2001 yılının Kasım ayında DGM tarafından aleyhinde dava açıldı. İlk duruşması 27 Aralık 2001 tarihinde DGM'de başladı. 17 Mayıs 2002 tarihinde Almanya'nın Köln şehrinde vefat ettiğinde DGM'deki davası henüz sonuçlanmamıştı.
Mahzuni Şerif, 2001 yılının başlarında kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle JFK Hospital İstanbul Hastanesi 'nde yoğun bakım altında tedavi oldu ve Mayıs ayında taburcu edildi.
Evlilikleri : 3 kez evlenen Mahzuni Şerif’in 8 çocuğu vardır.
1. Eşi: 12 yaşında iken babasının ve akrabaların isteğiyle dayısının kızı Emine ile nişanlandı ve daha sonra 1957 yılında 17 yaşında iken İmam nikahı ile evlendi. Bu eşinden Züleyha adında bir kızları oldu. İmam nikahı ile evlendiği karısından bir mektupla boşandı. 
2. Eşi : 1960 yılında Ankara'da İtalyan asıllı Sovina (Suna) isimli bir kızla tanıştı. Kaçırarak evlendi. Bu evlilikten ikiz olan Ferhat, Şirin ve Emrah adlı üç çocuğu olur. 
3. Eşi: Mahzuni Şerif, 1971 yılında Fatma Özdemir ile evlendi. Derya, Ali, Şeyda ve Yetiş adlı dört çocuğu oldu.
Mahzuni Şerif, 17 Mayıs 2002 tarihinde Köln, Almanya’da 62 yaşında ölmüştür. Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesindeki Hacı Bektaş Veli Külliyesi'nin yakınındaki Çilehane adı verilen bölgede defnedilmiştir.
Mahzuni Şerif, ölmeden önce DGM tarafından aleyhinde dava açılmasına sebep olan Şubat 2001 tarihli Kızıldalı dergisi'ndeki yazısında söyle diyordu:
Özetle :
“ 'Hem Kızılbaş hem Alevi'yim' 
- Ben Allah adına insana secde etmeyi yeğlemekteyim. Bir Alevi çocuğu değil bir Hıristiyan, bir Musevi de olsam böyle düşünmekteyim. (...) İnsan aleminin sevgisinde, gönlünde, bütünlüğünde ve doğanın her güzelliğinde beni yaradanı arayıp keyfime göre isimlendirdim. Ona gül dedim, bülbül dedim, çiçek dedim, Ali dedim, Veli dedim; ağzıma ve gözüme güzel gelen her şeye onun adını verdim. Bana bunu haram edecek her yasaya, her bilirkişiye, her dinsel nas’a (insana)rest çekmekteyim.
Ancak tarihi iyi okuyan ve merak eden bir kişi olarak Türkiye Alevilerinin yolunun gerçek Alici yol olduğunu savunmak ve yaymak isterim. Çünkü Ali’nin başlattığı Cemahirel vukuat, Atatürk’ün noktaladığı Cumhuriyetin mayasını hazırlamıştır. Ve bunun içindir ki Anadolu Alevileri, çağdaştır, bölüşümcüdür, demokrattır, hukukseverdir, barışsever sağduyulu bir toplumdur...
Namaz kılarken hiçbir kimse, “Müslümanım” diyen biri tarafından öldürülmez. Burada Ali’yi şehit edenler, “Müslüman” idiyseler, bugünkü Sünni âleminin mensubu dostlarımız, O’nu vuranların Müslümanlığıyla nasıl gurur duyabiliyorlar?
Elhamdülillah Aleviyim, Kızılbaşım ve de laikim, ilericiyim, çağdaşım.”
***
#İşteGidiyorumÇeşmiSiyahım
*
İşte gidiyorum çeşm-i siyahım
Önümüze dağlar sıralansa da
Sermayem derdimdir servetim ahım
Karardıkça bahtım karalansa da
*
Haydi dolaşalım yüce dağlarda
Dost beni bıraktı ah ile zarda
Ötmek istiyorum viran bağlarda
Ayağıma cennet kiralansa da
*
Canımı bağladım zülfün teline
Dost beni bıraktı elin diline
Güldü Mahzuni'nin berbat haline
Mervan'ın elinde paralansa da
*
Söz ve Müzik : Aşık Mahsuni Şerif
*
Kaynak : Biyografi.info

15 Mayıs 2021 Cumartesi

#Galatasaray


#Beşiktaş 'ı tebrik ediyorum

Biz Şampiyonluğu bugün kaybetmedik aslında...

3 hafta önce #Beşiktaş 'ı 3-1 değil de 4-1 yen(e)mediğimiz için biz şampiyonluğu aslında o gün kaybettik...

O maçı daha farklı kazanabilirdik.

#Beşiktaş maçını 4-1 ve üstü kazanmış olsaydık bugün sonuçlar ne olursa olsun #Galatasaray Şampiyon olacaktı...

Bu yüzden üzüntülüyüm ve kahroluyorum...

Tebrikler #ŞampiyonBeşiktaş ...

Teşekkürler #Galatasaray ...

Re Re Re Ra Ra Ra Gassay Gassay Cim Bom Bom!..

💛❤️        ⚽⚽⚽       💛❤️

AMİRAL SONER POLAT ‘ DAN ALINTIDIR…

CİHANA BİR DAHA GELSEM YİNE,

YİNE GALATASARAYLI OLMAK İSTERİM…

EMEKLERİM, DİLEKLERİM,

GENE AYNI KAPIDA SENİ BEKLERİM…

BİR ELİMDE SARI, DİĞERİNDE KIRMIZI GÜLLERİM,

HEY GELMİŞ, GELECEK, GEÇEN GÜNLERİM 

💛❤️        ⚽⚽⚽       💛❤️


#KardeşDediğin

"Kardeş Dediğin.. 
Kardeş dediğin insan'ın hiç bir zaman seçme şansı olmayıp hayatına dünyadaki en büyük hediye olarak giren tek varlıktır.. 
Gülerken birlikte güldüğün, ağlarken birlikte ağladığın.. 
Karşılıksız, birbirlerinin arkasında olan.. Karşılıksız, birbirlerini ölesiye seven.. 
Kardeş dediğin her zaman yanında olan, hiç bir şeyden gocunmadan gerekirse kendi hayatı pahasına birbirini koruyup kollayan.. 
Kardeş dediğin bir elmanın iki yarısı.. 
Birbirini tamamlayan, bir kardeşin eksiğini diğeri kapatan.. 
Herr ne olursa olsun yanında olan, iyi günde kötü günde.. İnsan'ın kardeşim dediği dostuna bile anlatamadıklarını rahatlıkla anlatabildiği varlıktır kardeş dediğin. 
Kardeş dediğin gereğinde hatalar yapmasına izin verdiğin ama sonrasında kafasına rahatlıkla bir şaplak patlattığın insandır.. 
Ne kadar kavga ederse edilsin, her zaman barışıp tekrar zevk için gerekirse yumruk yumruğa kavga edilen varlıktır. 
Sırf gıcıklık olsun diye sinir ettiğin, o sinir olurkende kendini eğlendirdiğin bir oyuncaktır bazende.. 
Aranızda kilometreler bile olsa tek yürekte bir olmaktır.. 
Ağladığınıı gördüğünde kalbine bin bıçak darbesi yediğin.. 
Güldüğündee ise içinde kelebeklerin uçuştuğu hislerdir.. 
Bir gözyaşına dünya'yı yaktığın, kalbini kıran, üzen insanı tek kalemde silebilmeni sağlayacak tek güçtür.. 
Kardeş tektir.. 
Vee öyledir ki hayatında kimse kalmasa bile bir tek kardeşinin yanında olacağını bilmek herşeye değerdir.. 
Ve kardeş sevgisi dünya'daki herşeye bedeldir.. 
Kardeş dediğin.. 
Canındırr...Hayatındaki tek Gerçektir.."   

13 Mayıs 2021 Perşembe

#MutluBayramlar

 

Bütün arkadaşlarımıza, akrabalarımıza, dostlarımıza, tanıdıklarımıza ve yoldaşlarımıza;
Türkü, şiir ve şeker tadında, sağlıklı, huzurlu, mutlu, sevgi, barış, kardeşlik ve umut dolu, sömürünün, baskının, korkunun, zulmün ve faşizmin olmadığı mutlu bayramlar diliyorum...
Her gününüz bayram tadında olsun...
Türküler ile dostca, sağlıcakla, sevgi ile ve #Atatürk ile kalın!..
🍬🍬🍬🌺🌹🌷🌹🎶🎶🎶🙋‍♂️

12 Mayıs 2021 Çarşamba

#SiyahPerçeminiYarYarDökmüşYüzüne

 

Yıldıray Çınar : Siyah Perçemini Dökmüş Yüzüne

#SiyahPerçeminiYarYarDökmüşYüzüne

*

Siyah perçemini yar yar dökmüş yüzüne,

Salınarak gelen hümaya bakın.

Kimden söz işitmiş yar yar düşmüş hüzüne,

Keder yakışmayan simaya bakın. 

Yar yar yar yar eylenemem. 

*

Yaktın yandırdın beni, 

Zalim aldattın beni.

Ne dedim de darıldın, 

Bir pula sattın beni. 

*

Ağ göksün üstüne yar yar bir bağ dikilmiş,

Bin bir çeşit çiçeklerden ekilmiş.

Dün uğradım bir ücraya çekilmiş,

Bulut mu gaplamış şu Ay'a bakın.

Yar yar yar yar eylenemem. 

*

Yaktın yandırdın beni, 

Zalim aldattın beni.

Ne dedim de darıldın, 

Bir pula sattın beni.. 

*

Elin sitemini yar yar ağlarken gördüm,

Gül dibinde kakül bağlarken gördüm,

Bir seher vaktinde çağlarken gördüm,

Davut Sulari'deki sevdaya bakın. 

Yar yar yar yar eylenemem. 

*

Yaktın yandırdın beni, 

Zalim aldattın beni.

Ne dedim de darıldın, 

Bir pula sattın beni. 

*

Söz ve Müzik : Davut Sulari

Yöre               : Erzincan

*


9 Mayıs 2021 Pazar

#AnnelerGünü

 

Öpülesi ayakları altında cennet bulunan,

Tanrı'nın bizler için yarattığı melekler olan,

fedakarlıkta asla ve kata rakip tanımayan,

son nefeslerinde bile yavrum yavrum diye sayıklayan,

dünyanın en güzel, en kıymetli, en fedakar varlıkları olan,

başta rahmetli canım anneciğim, canım eşim ve canım kızlarım olmak üzere;

bütün dünya annelerinin #AnnelerGünü kutlu olsun!..

Ne Mutlu Anneyim Diyene!..

*

https://yildirimalkan.com/mehmet_gumus_anneler_gunu.mp3

*

https://yildirimalkan.com/yildiray_cinar_helal_et_hakkini_helal_et_anam.mp3

*

https://yildirimalkan.com/yildiray_cinar_soleyin_anama_anam_aglamasin.mp3

*

https://yildirimalkan.com/yildiray_cinar_yanma_anem_yanma.mp3

*

#AnnelerGünü  

*

Evde acılar koynuna yan gelip yatmış

İnadına giyin sen de Mayıs'a batmış

Yürü sokakta çocukların düşü aksın

Yürü ki saksı da çiçekler sana baksın

*

Yeşildir artık yüreğinde kara bulut

Bugün anneler günü annem beni unut

*

Diline genç anılarından bir türkü seç

Beş yıl büyüdüğüm okulun önünden geç

Islanırsa anıların güneşte kurut

Gözünde gözümde gözlerinde bin umut

*

Yeşildir artık yüreğinde kara bulut

Bugün anneler günü annem beni unut

*

Gök mavi deniz mavi kıyısında dur

Kayıyor yıldız annem içinden dilek tut

Koşar sana kısa pantolonlu bir çocuk

Gözünde gözümde gözlerinde bin umut

*

Yeşildir artık yüreğinde kara bulut

Bugün anneler günü annem beni unut

*

#NevzatÇelik

8 Mayıs 2021 Cumartesi

#Yolcu

#Yolcu

*

Bir anadan dünyaya gelen yolcu

Görünce dünyaya gönül verdin mi

Kimi böyük kim böcek kimi gül

Marak edip heç birini sordun mu

Bunlar neden nedenini sordun mu

*

İnsan ölür ama uruhu ölmez

Bunca mahlukat var heç biri gülmez

Cehennem azabı zordur çekilmez

Azap çeken hayvanları gördün mü

Azap çeken hayvanları gördün mü

*

İnsandan doğanlar insan olurlar

Hayvandan doğanlar hayvan olurlar

Hepisi de bu dünyaya gelirler

Ana haktır sen bu sırra erdin mi

Ana haktır sen bu sırra erdin mi

*

Vade tekmil olup ömrün dolmadan

Emanetçi emanetin almadan

Ömrüyün bağının gülü solmadan

Varıp bir canana ikrar verdin mi

Varıp bir cananın kulu oldun mu

*

Garip bülbül gibi feryat ederiz

Cehalet elinde küslük ederiz

Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz

Dünya senin vatanın mı yurdun mu

Dünya senin vatanın mi yurdun mu

*

Söz ve Müzik : Neşet Ertaş