1915. 20 Aralık’ta Çanakkale Savaşı’nın en civcivli zamanında, İstanbul’un Heybeliada’sında, Mehmet Nusret adıyla ve yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. 

1920. Galip Amcayla tanışıyor. Galip Amcadan okuma yazma öğreniyor. Bu ve daha sonraki yıllarda Galip Amcadan kaligrafi, Arapça, Fransızca, Matematik dersleri alıyor.

1921. Mahalle mektebine gidiyor bir süre. Kuran sureleri ezberliyor. Mahalle mektebine en çok bir yıl gitmiş olmalı. Okulu bıraktıktan sonra Galip Amcasından ders alıyor.

1923. Hafız oluyor. Bir komşu kadın bir tuluat tiyatrosuna götürüyor. Eve geldiğinde o oyuna öykünerek bir piyes yazıyor.

1925. İstanbul’da Süleymaniye’de Kanuni Sultan Süleyman İptidai Mektebinin üçüncü sınıfına sınavla giriyor. (Sonradan okulun adı, İstanbul 7. İlkokulu olacak).

1926-27. Darüşşafaka Lisesinin ilkokul 4. sınıfına giriyor. Beşinci sınıfa geçiyor. 15 Eylül de annesi ölüyor. Darüşşafaka’nın 5. sınıfında devamsızlıktan okuldan atılıyor. Evden kaçıyor. İzmit’e gidiyor ve Akçakoca İlkokulundan sınava girerek diploma alıyor.

1928. Cağaloğlu’ndaki Vefa Ortaokulunun 6. sınıfına giriyor, devamsızlıktan sınıfta kalıyor.

1929. Davutpaşa Ortaokulunda 6. sınıfta. Sınıf birincisi. O yıldan sonra hep sınıflarının en iyisi olacak. İlk romanını yazıyor. Her cuma, Şehzadebaşı’ndaki ya Millet Tiyatrosuna ya Ferah Tiyatrosuna gidiyor. Naşit’e hayran. Millet Tiyatrosunun açtığı bir oyun yarışmasına katılıyor.

1930


1930. Çengelköy Askeri Okuluna 7. sınıftan giriyor.

1932. 28 Haziran’da Askeri Ortaokulu bitiriyor. Yabancı dil dışında her dersi “pekiyi”, yabancı dili “iyi”. Eylülde Kuleli Askeri Lisesine geçiyor.

1935. Mayıs’ta Kuleli Askeri Lisesini bitiriyor. 30 Haziran’da er eğitimi görmek üzere Balıkesir’in Kepsut ilçesine gidiyor. Eylülde Ankara’da Harp Okulunda. Ankara’da iki yıl istihkâm okuyacak.

1937. 30 Ağustos’ta Harp Okulu bitiyor. Subay çıkıyor. Rütbesi Yar. Subay. Eylülde Beyoğlu Maçka Askeri Fen Tatbikat Okulunda. Meslek eğitimi görüyor. Ta başından beri sık sık disiplin cezası alıyor, okuldan kaçıyor. Bir yandan da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Doğu Süsleme Bölümü öğrencisi. Akademide minyatür, tezhip, hat, çinicilik, ciltçilik dersleri alıyor. Aynı zamanda resim çalışıyor. Öykü ve şiir yazmaya bu yıllarda başlıyor. Ya bu yıl ya da bir sonraki yıl ilk eşi Vedia Hanımla tanışıyor.

1938. 28 Şubat’ta teğmen oluyor. 9 Aralık’ta Kuyumcular Caddesinden senetle iki nişan yüzüğü alıyor. (24 Mayıs 1939’da alacaklı haciz yolunu seçecek.) 17 Aralık’ta ilk eşi Vedia Hanımla nişanlanıyor.

1939. Haziran’da Fen Tatbikat Okulu bitiyor. Muratlı’ya gidiyor. Millet ve Yedigün dergilerinde öyküleri ve şiirleri yayımlanıyor. 31 Aralık’ta ilk eşi Vedia Hanımla evleniyor.

1940


1940. 24 Şubatta Maçka Fen Tatbikat Okulunda ekskavatör kursuna gidiyor. Kurs 5 Nisanda bitiyor. 23 Mayısta tabur olarak Kırklareli Tahkimat Komutanlığının emrine giriyorlar. 20 Haziranda Erzurum’a tayin ediliyor. 28 Temmuzda Erzincan mühimmat deposuna gidiyor. Erzincan’da depremde yıkılmış olan ordu cephaneliğinin boşaltılmasıyla görevlendiriliyor. Bir bomba kazasında yaralanıyor. 23 Eylülde Erzurum’a dönüyor. 28 Eylülde Kars’a tayin ediliyor. 16 Aralıkta ilk çocuğu kızı Oya doğuyor.

1941. 30 Ağustosta Kars’ta üsteğmen oluyor.

1942. 21 Aralıkta ikinci çocuğu Ateş doğuyor.

1943. 7 Gün’de yazar ve yönetici. Şiirleri yayımlanıyor. (1942 de olabilir.) 20 Ağustosta Safranbolu’da bölük komutanı oluyor.

1944. 1 Ocaktan itibaren Millet dergisinde Aziz Nesin takma adıyla öyküleri yayımlanıyor. Savaş yüzünden izinlerin kaldırılmasına karşın, iki ere acıyarak izin veriyor. İzinden zamanında dönmeyen erlerin tehditlerine kulak asmayarak erleri cezalandırıyor. 23 Haziranda Onbaşı Günenli ve Mustafa Karakaş Aziz Nesin aleyhine ihbarda bulunuyorlar. 4 Temmuzda tutuklanıyor. Mahkemede kendini savunmuyor. 18 Temmuzda mahkeme karar veriyor: İzin verdiği erlerin tayınları zimmetinde göründüğünden 4 ay 10 güne mahkûm oluyor ve askerlikten ihraç ediliyor. Mahkeme kararını Aziz Nesin temyiz etmiyor ve karar 24 Temmuzda kesinleşiyor. 23 Eylülde Üsküdar Paşakapı Cezaevine giriyor, 11 Kasımda tahliye oluyor. Hak kazandığı emeklilik maaşını reddetiyor.

1945. Nuruosmaniye’de bakkallık, Karagöz gazetesinde ve Yedigün dergisinde redaktörlük ve yazarlık yapıyor. Profesyonel olarak yazarlığa başlıyor. Tan gazetesinde köşe yazıları yazıyor. Yayımlanmış ilk bağımsız yapıtı Parti Kurmak Parti Vurmak adlı on altı sayfalık broşürü çıkıyor. Cumartesi adlı haftalık bir magazin çıkarıyor (8 sayı). 4 Aralıkta Tan Gazetesi yıkılıyor ve işinden oluyor. Sedat Simavi çekindiğinden Yedigün’den de çıkarılıyor. Geceleri, ayda 60 liraya Vatan’da Ankara muhabirlerinin verdiği telefon haberlerini alıyor. Kendi ifadesiyle “çok sıkıntılı günler.”

1946. Yaşamında ilk ve son kez bir siyasi partiye giriyor. Yakın dostu Esat Adil Müstecaplı’nın kurduğu Türkiye Sosyalist Partisinde iki ay üye kalıp istifa edecek. Esat Adil Gerçek gazetesini çıkarıyor. Aziz Nesin gazetenin sekreteri ve köşeyazarı. Gerçek 25 sayı çıktıktan sonra kapatılıyor. 4 Aralıkta faşistlerin yıkacağı Yeni Dünya gazetesinde çalışıyor. Yusuf Ahıskalı’nın çıkardığı Ses dergisinde Türk sosyalistlerini birleşmeye çağıran bir yazı yazıyor. Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz ve karikatürist Mim Uykusuz’la birlikte haftalık Markopaşa gülmece gazetesini çıkarıyorlar. 25 Aralıkta Markopaşa’nın birinci sayısı çıkıyor. Markopaşa’nın satışı zamanla 70 binlere kadar çıkacak, ki o tarihte onca satan gazete yok. Matbaa, kağıt, dağıtıcı ve satacak bayi bulmakta zorluk çekiyorlar, gerek polisten, gerek faşist gençlerden sık sık tehditler alıyorlar. Gazete sık sık kapatılacak.

1950’ye değin çeşitli adlarla çıkacak mizah gazetelerinin taklitleri piyasaya sürülecek (Alay, Lalapaşa, Mazete, Bekri Mustafa, Salamon…). 16 Aralıkta “Büyük Tutuklama” başlıyor; aralarında Dr. Şefik Hüsnü, Esat Adil Müstecaplıoğlu, Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Yusuf Ahıskalı, Ressam Faris Erkman olmak üzere 40-50 kadar kişi birkaç gün içinde tutuklanıyor, birçoğu işkence görüyor. İki sosyalist parti, birçok dergi, gazete ve matbaa kapatılıyor. Markopaşa da kapatılan gazeteler arasında.

1947. Yıl başında serbest bırakılıyor. Bu ve daha sonraki yıllarda, Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz ve Mustafa Uykusuz, Aziz Nesin’in yazdığı yazıları üstlenerek sık sık yargılanacak ve mahkûm olacaklar. Markopaşa 6 Ocakta yeniden çıkıyor. Amerikan emperyalizmi ve Türkiye’ye uygulanmaya başlanan Truman Doktrini’ne karşı yazdığı “Nereye Gidiyoruz” başlıklı bir broşürden dolayı 30 Nisanda sıkıyönetimce tutuklanıyor. Broşür basılırken toplatılıyor. Tutuklu görülen yargılanması sonunda askeri mahkemece “yayın yoluyla milli menfaatlere aykırı eylemde bulunmak” suçundan on ay ağır hapse ve dört buçuk ay sürgüne mahkûm ediliyor. 20 Şubat 1948’de tahliye edilip sürgün olarak Bursa’ya gidecek. Yasadışı yasaklara aldırmadan cezaevinden yazı kaçırıyor. Eylül’de, kapatılan Markopaşa yerine Malumpaşa çıkıyor. Ekim ayında Orhan Erkip adında biri, Malumpaşa ve Markopaşa gazetelerini yasadışı yollardan ele geçirip bu gazetelerde sağcı yayın yapıyor. Ekim ayında ve sonrasında, cezaevinde olmayan Markopaşacılar, Geveze, Merhumpaşa ve Ali Baba gazetelerini çıkarıyorlar.

1948. 20 Şubatta tahliye olup Bursa’ya sürgüne gidiyor. Büyük geçim sıkıntısı içinde. 20 Mayısta sürgünü bitiyor. İlk eşi Vedia Hanımdan ayrılıyor. İkinci kitabı Azizname’yi çıkarıyor. Bu kitap için İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılıyor. Dört ay tutuklu süren yargılanma sonrasında aklanıyor. Mehmet Ali Aybar’ın çıkardığı Zincirli Hürriyet’te yazıyor. “Ey Türk Faşisti” adlı yazıya sağcı basından büyük tepki geliyor. Temmuz ayında Başdan adlı siyasi bir haftalık gazete çıkarıyor. Bu gazete gülmece gazeteleri kadar tutmuyor ve sürekli zarar ediyor. Başdan’ı Markopaşa parasal olarak destekliyor. Baskılar sürüyor, gazeteler sık sık kapatılıyor, toplatılıyor.

1949. Ocak ayında Sabahattin Ali’nin öldürüldüğü öğreniliyor. Markopaşa yerine Hür Markopaşa, Yedi-Sekiz Paşa, Bizim Paşa ve Öküz Mehmet Paşa gazeteleri çıkıyor. Başdan’ın yayını sürüyor. İngiltere Prensesi Elisabeth, İran Şahı Rıza Pehlevi ve Mısır Kralı Faruk, Aziz Nesin aleyhine dava açıyorlar. Aziz Nesin 7 ay hapse mahkûm ediliyor ve ceza infaz ediliyor. Zincirli Hürriyet’ten dolayı mahkûm olan Mehmet Ali Aybar’la Üsküdar Paşakapısı Cezaevinde yatıyor.

1950


1950. Fransızcadan çevirdiği öne sürülen bir yazı yüzünden (Politzer’in Felsefe Dersleri adlı kitabının önsözü) 16 ay hapse ve 16 ay güvenlikçe gözaltında tutulmaya mahkûm ediliyor (Aziz Nesin Fransızca bilmezdi!) Cezaevinde de yazmayı sürdürdüğünden ve yazılarını gizli gizli dışarı çıkardığından, cezasının bitmesine 40 gün kala Nevşehir Cezaevine gönderiliyor. Medet çıkıyor. Başdan gazetesi Yeni Baştan adıyla çıkıyor. Yurtdışına kaçmaya çalışırken yakalanıyor.

1951. Sultanahmet, Üsküdar ve Nevşehir cezaevlerinde yatıyor. Üsküdar Cezaevinde Biraz Gelir misiniz’i yazıyor (1963’te gözden geçirecek ve Aralık 69’da yayımlayacak.) Tahliye edildiğinde, Levent’te Sabahattin Erdem adlı bir arkadaşıyla Oluş Kitabevini açıyor. Sabahları Levent’teki evlere gazete dağıtıyor. “Şunca yıllık geçmişime bakıyorum da, çocukluk günlerimi saymazsam, karşılıksız, benden hiç karşılık beklemeden, bişey ummadan bana yardım ve iyilik etmiş olan ancak bir kişiyi anımsayabiliyorum. O bir kişi: Yüzbaşı Sabahattin Erdem… Tanıdığım en içli, en coşkun, en duygusal insandır.”

1953. Bir ortakla Beyoğlu’nda Bursa Sokağında yeni yapılmış bir hanın odasında Paradi Fotoğraf Stüdyosunu kuruyor. Bir yandan da şiir yazıyor.

1954. Akbaba’da takmaadlarla yazıyor.

1955. Kemal Tahir’le birlikte Düşün Yayınevini kuruyor. On Dakika adlı ilk şiir kitabını yayımlıyor (3 bin tane). Yahya Kemal ve Faruk Nafiz’in etkisinde kaldığından ve Nâzım’a öykündüğünden, kitapları dağıtıma vermeden Düşün Yayınevinin bahçesinde yakıyor. 6-7 Eylül olaylarında tutuklanıyor. Harbiye Askeri Cezaevinde Meral Çelen’le nişanlanıyor. Altı ay sonra sorgusuz bırakılıyor.

1956. Meral Çelen’le evleniyor. Halil Lütfi Dördüncü’nün Yeni Gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor. İtalya’da Bordighera’da 22 ulus arasında yapılan Altın Palmiye gülmece öyküsü yarışmasını Kazan Töreni adlı öyküsüyle kazanıyor. İstanbul’da üçüncü çocuğu, ikinci oğlu Ali Nesin doğuyor.

1957. Altın Palmiye uluslararası gülmece öyküsü yarışmasını Fil Hamdi adlı öyküsüyle ikinci kez kazanıyor. Bu yıl 11 kitabı birden yayımlanacak. İstanbul’da dördüncü ve son çocuğu Ahmet Nesin doğuyor.

1958. Akşam, Ulus ve Yeni Gazete gazetelerinde köşeyazıları, Demokrat İzmir’de “İstanbul’dan Ne Haber” başlıklı yazılar yazıyor. İstanbul 1’inci Sorgu Hakimliği, Mahallenin Kısmeti adlı kitabındaki beş öykü için dava açılmasına karar veriyor.

1959. Uzun bir yurt gezisine çıkıyor. Gazeteciler Cemiyeti Fıkra Ödülü birincilik ödülünü alıyor.

1960


1960. Sürgüne mahkûm oluyor ama 27 Mayıs darbesi imdadına yetişiyor. Yassıada duruşmalarını izliyor ve izlenimlerini kaleme alıyor. Gazeteciler Cemiyeti fıkra birincilik ödülünü alıyor.

1961. Kazandığı “Altın Palmiye”lerden birini devlet hazinesine bağışlıyor. Tanin gazetesinde köşeyazıları yazıyor. Bu yazılardan dolayı tutuklanıyor. Balmumcu cezaevinde 3 ay tutuklu kaldıktan sonra aklanıyor (31 Ekim). Tanin gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İhsan Ada’yla birlikte tutuklanıyor. Düşün Yayınevi ve evi aynı gün aranıyor. Çuval çuval not, belge, yazıya el konuluyor. Harbiye’de lağımlı bir hücreye atılıyor. Bütün geceyi ayakta geçiriyor. 8 Temmuzda tahliye edilecekler. Öncü’de yazmaya başlıyor. Adana’da linç edilmek isteniyor.

1962. Kemal Tahir’le birlikte kurduğu Düşün Yayınevi anlaşılamayan bir nedenden yanıyor. Zübük adıyla haftalık bir gülmece dergisi çıkarıyor. Babası Abdulaziz Efendi 11 Şubat 1962 Pazar günü ölüyor.

1965. İlk kez yurtdışına çıkıyor ve yurtdışında 5 ay kalıyor. Berlin ve Weimar’daki Antifaşist Yazarlar Toplantısına katılıyor. Almanya, Polonya, Sovyetler, Finlandiya, Romanya, Bulgaristan, Kiev’e ve Tiflis’e gidiyor.

1966. Bulgaristan’da Vatani Vazife öyküsüyle Altın Kirpi ödülünü alıyor.

1967. Bir yurtdışı gezisi dönüşünde, siyasi polis tarafından gözaltına alınıyor ve yasadışı olarak 8 saat sorguya çekiliyor. Meral Çelen’den ayrılıyor.

1968. Üç Karagöz Oyunu’yla Milliyet’in Karacan Karagöz Oyunları yarışmasında birincilik ödülünü alıyor.

1969. Moskova’da İnsanlar Uyanıyor adlı öyküsüyle Altın Krokodil ödülünü alıyor. Günaydın gazetesinde Eller Aya Biz Yaya adı altında köşe yazıları yazıyor. Günaydın’ın gülmece eki Ustura’yı hazırlıyor. Sonbahar’da Meral Çelen’le barışıyorlar.

1970


1970. Meral Çelen’le ikinci kez evleniyor. TDK oyun ödülünü alıyor.

1971. 12 Mart darbesinden sonra Maltepe Zırhlı Tugay kışlasında dört gün tutuklu kalıyor. Tutuklu bulunduğu sırada Zat-ı Devletleri İbiş Hazretleri oyununa başlıyor ve oyunu Ekim ayında bitiriyor.

1972. 27 Nisan günü Noter huzurunda Nesin Vakfı’nı kuruyor. Yeni Ortam gazetesinde tefrika edilmek üzere, Böyle Gelmiş Böyle Gitmez’in ikinci cildine başlıyor.

1974. Asya-Afrika Yazarlar Birliginin Lotus ödülünü alıyor. TYS Genel Başkanı seçiliyor. Bu görevi 15 yıl boyunca, 1989’a dek yapacak.

1977. Bulgaristan’da Uluslararası Hitar-Petar ödülünü alıyor. Basın Şeref Kartı alıyor.

1980


1982. TYS davasında sorguya çekiliyor. Bir Güneydoğu Asya yolculuğu dönüşünde kalp sorunlarından Moskova’da hastaneye kaldırılıyor, hastanede 1 ay kalıyor. Stenokardi, angina pektoris, kalp büyümesi, kalp damarlarından birinin genişlemesi, glokom, bel kemiğinde kireçlenme, pyelonefrit… İki küçük enfarktüs geçirmiş ama haberi bile olmamış!  İstanbul’a döner dönmez sıkıyönetim savcılığınca Barış Derneği kurucularından olduğundan sorguya çekiliyor.

1983. TYS davası başlıyor. 26 Kasım 1983’te inme iniyor. Çapa Nöroloji Kliniğine kaldırılıyor. Sağ tarafı tutmuyor ve konuşamıyor. İki gün sonra sol eliyle şiir yazmaya başlıyor. Zamanla iyileşecek.

1984. Yirmi dört yıl önce Öncü gazetesinde yazdığı bir yazı yüzünden dava açılıyor ve bu yüzden pasaport alamayıp kalp ameliyatı için ABD’ye gidemiyor. “Aydınlar Dilekçesi” ve “Barış 2″ davaları başlıyor. Aydınlar Dilekçesi davasındaki savunmasına yayın yasağı getiriliyor. Vakıf’ta 16 çocuk var. Ama aşçı yok. Çocuklara hergün yemek yapıyor. İşçilerle birlikte toplam 25 kişiye…

1986. Ekin-Bilar ve TYS davaları açılıyor. İnsan Hakları Derneğinin kuruluşuna önayak oluyor. Ekmek ve Hak Bildirgesi hazırlanıyor. İstanbul Marmara Etap Otelinde Tüyap Halkın Seçtiği Yılın Yazarı ödülünü alıyor.

1987. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e hakaret davası açıyor.

1988. Ankara’da ilk film şenliği girişiminde bulunuyor, Türk-Yunan Dostluk Derneğinin çalışmaları, çıkarmayı tasarladığı günlük gazetenin (Onbinler) ilk girişimleri… Kürtlerin kültürel bağımsızlıklarını savunduğundan DGM’de yargılanıyor.

1989. Bulgaristan Türkler’ine yapılan insan haklarına aykırı davranışlar konusunda TYS başkanı olarak basın toplantısı yapıyor. Bu yıl sonunda TYS başkanlığından istifa ediyor.

1990


1990. Tüyap Kitap Fuarında halkın oylarıyla ikinci kez yılın onur yazarı seçiliyor. Tolstoy Altın Ödülü ve Viyana Tiyatro Ödülünü alıyor.

1991. Fransa Devletinin verdiği Şövalyelik nişanını alıyor.

1992. Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü ve Altın Madalyasını alıyor. Florence Nightingale Hastanesinde by-pass oluyor. Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü ve Karşıyaka Belediyesi İnsan Hakları Ödülünü alıyor. Şiir yazıyor.

1993. Dionysos Şiir Ödülü ve Carl-von-Ossietzky Madalyasını alıyor.

1994. Amerikan Gazeteciler Cemiyeti tarafından “yılın gazetecisi” seçiliyor. İnsan Hakları Ödülünü alıyor.

1995. Orhan Apaydın Demokrasi ve Barış Ödülü ve Hiroşima Vakfı Ödülünü alıyor. 15 Haziranda, Nesin Vakfında beşinci katta, “dayanılmaz bir yürek acısıyla” uyanıyor. 30 Haziran’da Köktendinciliğe Karşı Konferans için basın toplantısı yapıyor. 6 Temmuzda sabaha karşı ,konuşma ve kitap imzalamaya gittiği Çeşme’de geçirdiği kalp krizi sonucunda hayata veda ediyor.

Kaynak : nesin.org