Nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur.Çünkü,kötü insanların türküleri yoktur↔Neşet Ertaş
Bir Ulusun türkülerini yapanlar,yasalarını yapanlardan daha güçlüdür↔Shakespeare
Sevdim insanlardan çok türkülerini.İnsansız yaşayabildim,türküsüz hiçbir zaman↔Nazım Hikmet
Türküler kırk bin yıl su altında kalmış,yıkanmış,cilalanmış çakıl taşı gibidir↔Yaşar Kemal
Ne zaman bir köy türküsü duysam,şairliğimden utanırım↔Bedri Rahmi
Türküz türkü çağırırız↔Veysel
Sabahtan uğradım ben bir figana Bülbül ağlar ağlar güle getirir Bakın şu feleğin daim işine Her bir cefasını kula getirir Depreştirme benim, dertlerim duman Muhabbet şirindir vermiyor aman Üstümüzde dönen çark ile devran Felek bizi haldan hala getirir Derviş Ali'm der ki nefesim haktır Hak diyen canlara sek şüphem yoktur Cehennem dediğin dal odun yoktur Herkes ateşini burdan getirir Kaynak Kişi : Süleyman Yıldız Derleyen : Ali Ekber Çiçek Yöre : Erzincan
Gün Olur Gün olur, alır başımı giderim, Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda. Şu ada senin, bu ada benim, Yelkovan kuşlarının peşi sıra. Dünyalar vardır, düşünemezsiniz; Çiçekler gürültüyle açar; Gürültüyle çıkar duman topraktan. Hele martılar, hele martılar, Her bir tüylerinde ayrı telaş!... Gün olur, başıma kadar mavi; Gün olur başıma kadar güneş; Gün olur, deli gibi... Orhan Veli Kanık
Havada da kar sesi var Başında mor fesi var Açın bakın şu gonağı İçinde de yar sesi var Lele çoban garip oğlan Mor poşuyu boyamadım Ben çobana doyamadım Hep kuşlar da yuva yapmış Serçe kadar olamadım Lele çoban garip oğlan Kaynak Kişi : Bekir Büke Derleyen : Muzaffer Sarısözen Yöre : Elbistan/ Kahraman Maraş Aynur Haşhaş : Havada Kar Sesi Var
Ömrünce nasihatimdir sana kulağın aç, dinle beni! Cahil ile dost olma! İlim bilmez, irfan bilmez söz bilmez, üzülürsün. Saygısızla dost olma! Usul bilmez,adap bilmez,sınır bilmez üzülürsün. Aç gözlü ile dost olma! İkram bilmez,kural bilmez doymak bilmez, üzülürsün. Görgüsüzle dost olma! Yol bilmez, yordam bilmez kural bilmez, üzülürsün. Kibirliyle dost olma! Hal bilmez, ahval bilmez,gönül bilmez, üzülürsün. Ukalayla dost olma! Çok konuşur,boş konusur, kem konuşur, üzülürsün. Namertle dost olma! Mertlik bilmez,yürek bilmez,dost bilmez, üzülürsün. Sen seni bil yeter sana ! İlim bil! İrfan bil! Söz bil! İkram bil! Kural bil! Doyum bil! Usul bil! Adap bil! Sınır bil! Yol bil! Yordam bil! Hal bil! Ahval bil! Gönül bil! Çok konuşma! Boş konuşma! Kem konuşma! Mert ol! Yürekli ol! Dol! ... Ömrünce yeter sana... Şeyh Edebali
#HoşGelişlerOlaMustafaKemalPaşa Ulu Önderimiz Ebedi Baş Komutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 98.yılı kutlu olsun!.. Ne Mutlu Türk'üm Diyene!.. Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa Askerin Milletin Bayrağınla Çok Yaşa Arş Arş Arş İleri İleri Arş İleri Marş İleri Dönmez Geri, Türk'ün Askeri Sağdan Sola, Soldan Sağa Al da Bayrağı Düşman Üstüne Cephede Süngüler Ayna Gibi Parlıyor Azeri Türkleri Bayrak Açmış Bekliyor Arş Arş Arş İleri İleri Arş İleri Marş İleri Dönmez Geri, Türk'ün Askeri Sağdan Sola, Soldan Sağa Al da Bayrağı Düşman Üstüne Parlayan Yıldızın Alemi Tenvir Eder Cumhuriyet Bayrağın Semalar İçre Süzer Arş Arş Arş İleri İleri Arş İleri Marş İleri Dönmez Geri, Türk'ün Askeri Sağdan Sola, Soldan Sağa Al da Bayrağı Düşman Üstüne Kaynak Kişi : Mehmet Türkel Derleyen : Muzaffer Sarısözen Yöre : Kars Öyküsü : Azerbaycanlı besteci Mehmet Türkel Bey tarafından, Azerbaycan halkı adına bu eser büyük önder Atatürk'e ithaf edilmiştir. İlk kez 6 Ekim 1924 yılında Atatürk'ün Kars'a geldiği an, Kars tren garında karşılama töreninde okunmuş ve oyun olarak da oynanmıştır. Atatürk'ün Kars'a geleceğini öğrenen mahalli müzisyenler ve oyuncular bir araya gelerek karşılama töreninde O'na oynanmak üzere bir oyun hazırlarlar. Bunun üzerine oyunun sözlerini gazeteci Mehmet Türker yazar. Mahalli müzisyen Tağı Bey (Tağı Oşenyüzen)'de bu sözleri şimdi ki şekli ile besteler. Başta Tağı Bey olmak üzere o dönemin diğer folklorcuları Kars Garında ki karşılama töreninde ilk olarak Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya oynarlar. Paşa duygulanır. Oyunun söz yazarı ve bestecisini ödüllendirir. Besteci Tağı Bey müthiş bir geçim sıkıntısı çekmekte buna fazla dayanamayarak intihar ettiği söylenir. Evinde Ata'nın verdiği 500 liralık çek bulunur. Ata'nın imzası olduğu için yaşadığı onca sıkıntıya rağmen o çeki bozdurmaya kıyamadığı söylenir. Bu eser daha sonra Türkiye'nin her köşesinde sevgiyle benimsenerek okunduğu biliniyor. Muzaffer Sarısözen, Kars yöresi derlemeleri sırasında yöre ekibinden dinleyerek TRT arşivine kazandırmıştır.
İstiklal Marşımızın yazarı #MehmetAkifErsoy' u Aramızdan ayrılışının 81.yılında; Sevgi,saygı,minnet ve rahmet ile anıyoruz. Toprağı bol, ruhu şad, mekanı cennet olsun... "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın"... Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl... Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl! Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, 'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar? Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın... Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı: Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı: Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ? Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ! Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Huda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ. Ruhumun senden, İlâhi, şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli. Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli- Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli. O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım, Her cerîhamdan, İlâhi, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na'şım; O zaman yükselerek arşa değer belki başım. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl: Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl! Mehmet Âkif Ersoy