26 Kasım 2017 Pazar

Güler Işık : Şu Metris'in Önü



Şu Metris’in önü bir uzun alan
Bir tek seni sevdim gerisi yalan
Senin hasretindir hücreme dolan
Bir tek seni sevdim gerisi yalan

Hücremdeyim hasretinle yanarım
Senin için her gün her gün ağlarım
Kanım hep içime akar kanarım
Beni anlamadın ona yanırım


Ben hep 17 yaşındayım 
Demir kapının her açılışında 
Her ayak sesinde içime sığmaz yüreğim 
Her türlüsünü tattım acının ve ızdırabın 
Yalnız seni özlerken kendimi yenemedim 
Çünkü; senden gayrısı haram 
Şu Metris'in önü bir uzun alan 
Bir tek seni sevdim gerisi yalan

Cigara çekmedi canım hiç 
Çıkarken havalandırmaya 
Olmadı avluda atılmış voltam hiç 
Hele masmavi bir denize atılmış oltam 
Hiç mi hiç... 
İçerde bıraktım dünyayı 
Parmaklıklarla bölünmüş olarak 
Görmeye alışık gözleri 
Ve senin için yazdığım şiirleri, sözleri. 
Sana olan aşkımı 
Defterlere değil 
Metris'in duvarlarına yazdım 
Uykusuz geçen geceler akıllara zarar 
Kıramazdı beni duruşmada kırılan kalem 
Senin görüşlere gelmediğin kadar 
Şu Metris'in önü bir uzun alan 
Bir tek seni sevdim gerisi yalan 
Senin hasretindi hücreme dolan 
Yalnız seni sevdim gerisi yalan.

Parmaklıkların elime bulaşan pası 
Havalandırmadan gelen hela ko0kusu 
Işık ve ufuksuz hücremde 
Gözlerim kuvvet kaybındaydı. 
Bir şişin ucundaydı ölüm korkusu 
Ve özgürlük kravatlıların avucundaydı

Bir kazaydı gelişin 
Ya seni sevişim? 
Bir masaldı. 
17 yıl 15 gece 
Bir ranzaydı yattığım 
Bir de oturduğum masaydı

Ben gençliğimin en tutkulu aşkını 
Kağıtlara değil 
Gönlümün en derin nağralarını 
Kalemle değil 
Tırnaklarımla 
Metris'in duvarlarına yazdım 
Ve kanayan ellerime tuz bastım

Çok mektup yazdım sana 
Ama hiç yollamadım 
Ben sana olan mektuplarımı 
Metris'in duvarlarına yazdım 
Ve üzerine zarf değil 
Mapushane kapılarını kapattım

Şimdi bir şey yok yanımda senden kalan 
Şu Metris'in önü bir uzun alan 
Benim sevdam gerçek 
Senin aşkın yalan 
Hücrem değil hasretinle yanarım 
Senin için hergün hergün ağlarım 
Kanım hep içime akar kanarım 
Beni anlamadın ona yanarım.....

Söz : Mehmet Koç
Müzik : Ali Asker

25 Kasım 2017 Cumartesi

Belkıs Akkale : Hazan ile Geçti Şu Benim Ömrüm



Hazan İle Geçti Şu Benim Ömrüm
Eyle Dertli Bülbül Zar Garip Garip
Ne Bir Gülüm Galdı Ne De Dikenim
Ağlar Bundan Sonra Har Garip Garip

Hançeri Feleğin Ucu Ciğerde
Durmadan Kanıyor Yaramız Serde
Gurbet Ellerinde Dutuldum Derde
Gel Tabib Yaramı Sar Garip Garip

Emrah Bu Ellerin Gonca Gülleri
Seherde Ağlıyor Dostun Dilleri
Dert Çilesi Bitmez Gurbet Ellerin
Gezeyim Bir Zaman Dost Garip Garip 

Kaynak Kişiler : Hamza Başyurt
Derleyen : Can Etili
Yöre : Sivas

Belkıs Akkale : Hazan ile Geçti Şu Benim Ömrüm

Serdar Göze : Sen Ağlama Yar



Dağlar beni koy ver gidim yar ağlamasın
Dizin vurmasın
Doymadım ömrüme nasıl ölem yar ağlamasın
Gülüm solmasın
Yollar tuzak ben ne edim yar ağlamasın 
Yürek yanmasın

Ağlama yar sen ağlama yar 
Gadan belan bana gelsin
Sen ağlama yar
Gül kırılmasın
Gönül kırılmasın 
Kar fırtına boran olsun 
Gülüme yağmasın
Ben öleyim oy ben öleyim
Bu canıma kurşun değsin 
Dur ben öleyim

Ağlama yar gel ağlama yar
Sana gelen bana gelsin 
Sen ağlama yar
Gülüm darıldı
Gönlüm yoruldu
Kar fırtına boran vurdu
Gülüm kırıldı
Ben öleyim oy ben öleyim
Bu canıma kurşun değsin 
Dur ben öleyim

Yusuf Hayaloğlu
Serdar Göze : Sen Ağlama Yar

24 Kasım 2017 Cuma

Zara : Ela Gözlüm Ben Bu Elden Gidersem




Ela gözlüm ben bu elden gidersem
Zülfü perişanım kal melül melül
Kerem et aklından çıkarma beni
Ağla gözyaşını sil melül melül

Elvan çiçekleri takma başına
Kudret kalemini çekme kaşına
Beni ağlatırsan doyma yaşına
Gez benim aşkımla yar melül melül

Karacaoğlan der ki ölüp gidince
Ben de güzel sevdim kendi halimce
Varıp gurbet ile vasıl olunca
Dostlardan haberi al melül melül

Hulusi Seven - Erzurum

Zara : Ela Gözlüm Ben Bu Elden Gidersem

22 Kasım 2017 Çarşamba

Ali Ekber Çiçek : Erenler Cemine Her Can Giremez


Erenler cemine her can giremez
Edep ile erkan yol olmayınca
Her kamberim diyen kamber olamaz
Şahın kanberine kul olmayınca

Arama uzakta vardır yakını
Gerçek olan talip bulur hakkını
Yüklemezler sana yolun yükünü
Bükülü kametin dal olmayınca

Şah Hatay’ım eder bu sırrı beyan
Kamil midir cahil sözüne uyan
Bir baştan ağlamak ömüre ziyan
İki baştan muhip yar olmayınca

***

Trt kaydı

Erenler cemine her can giremez
İnsan-ı kamile kul olmayınca
Her mürşidim diyen mürşid olamaz
Edeb ile erkan yol olmayınca

Arama ırakta vardır yakını
Gerçek olan talib bulur hak'kını
Yükletmezler sana yolun yükünü
Bükülü kametin dal olmayınca

Ali Ekber Çiçek : Erenler Cemine Her Can Giremez

19 Kasım 2017 Pazar

Kara Harp Okulu Marşı (Harbiye Marşı)



Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız,
Tufanları gösteren, tarihlerin yâdıyız,
Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti,
Cehennemler kudursa, ölmez nigâhbanıyız.

Yaşa varol Harbiye, yıkılmaz satvetinle
Göklerden gelen bir ses sana ne diyor, dinle:
Türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen,
Kartal yuvalarında, hürdür millet seninle.

Yüz senedir Harbiye bu orduya şan verir,
Çıkardığı dehalar semalara yükselir,
Baştan başa tarihtir mektebin her zerresi,
Sarsılmayan azminle çelik kalalar erir.

Şahikalar üstünde meydan okur bu erler,
Yaklaşacak düşmana mezar olur bu yerler,
Bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti,
Tarihlere sorun ki bize “Ölmez Türk” derler.

18 Kasım 2017 Cumartesi

Yusuf Hayaloğlu : Ah Ulan Rıza



Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar? 
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.

Cebimde bir lira desen yok, 
Madara olduk meyhaneye! 
Ah eşşek kafam benim, 
Nasıl da güvendim bu hergeleye!

Gelse, balığa çıkacaktık, 
Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık. 
Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp 
Enteresan hayâllere dalacaktık.

Bu sandalı geçen hafta denk getirip 
Çalıntıdan düşürdük. 
Arkadaşlar ısrar etti, 
Biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük.

Saat sekizde gelecekti, 
Bana birkaç milyon borç verecekti. 
Yoksa o nemrut karısı kaçtı da 
Onun peşinden mi gitti?

Eğer öyleyse yandık, 
Gudubet gene yaptı yapacağını! 
Geçen sene de merdivenden itip 
Kırmıştı Rıza'nın bacağını.

Abi, kadında boy şu kadar; 
Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak! 
Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak, 
Ya horlarken Rıza'yı boğacak!

Bak, şimdi acıdım, aşkolsun adama, 
Ben olsam, vallahi baş edemem! .. 
Hele beş tane velet var ki boy-boy, 
Allah'tan düşmanıma dilemem!

Aslında iyi çocuktur Rıza, efendi huyludur, 
Herkesin suyuna gider. 
Yoksa, kalıba vursan hani, 
Tek başına on tane adam eder!

Bir keresinde, hiç unutmam 
Üç-beş zibidi haraca dadandı; 
Rıza, sandalyeyi kaptığı gibi 
Herifleri hastaneye kadar kovaladı!

Aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik, 
Aynı kafadaydık. 
Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu, 
Biz, başka havadaydık.

Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır, 
Aynı takımı tutardık. 
Fener'in her maçına iddialaşıp 
Millete az mı yemek ısmarladık! ..

Bir tek askerde ayrıldık, 
Bana Bornova düştü, ona Gelibolu. 
Döner dönmez evlendirdiler, 
En büyük salaklığı da bu oldu! ..

Bense hiç düşünmedim, zaten param yoktu. 
Hep tek tabanca gezdim. 
Benim beğendiğimi anam istemedi, 
Onun gösterdiğini ben sevmedim.

Neyse, bunlar derin mevzu... 
Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek. 
Ufaktan yol alayım 
Anam evde yalnız, şimdi merağından ölecek! ..

Gittim, vurup kafayı yattım; 
Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini. 
Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp 
Hastaneye kavuşmadan can verdiğini! ..

Vay be Rıza! .. 
Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine! 
Dün, boşuna günahını almışım, 
Ne olur, kızma bu kardeşine!

Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler 
Ne kolay söylediler! 
Sanki dev bir taş ocağını 
Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler!

Ah dostum... o kocaman gövdene 
O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler? 
O zalim tabutun tahtalarını 
Senin üstüne nasıl böyle çivilediler?

Yani sen şimdi gittin, yani yoksun, 
Yani bir daha olmayacak mısın? 
Yani bir daha borç vermeyecek, 
Bir daha bira ısmarlamayacak mısın?

Peki, beni kim kızdıracak, 
Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak? 
Peki, beni bu köhne dünyada 
Senin anladığın kadar kim anlayacak?

Ulan Rıza... ne hayâllerimiz vardı oysa, 
Ne acayip şeyler yapacaktık... 
Totoyu bulunca dükkân açacak, 
Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık.

Talih yüzümüze gülecekti be! .. 
Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık. 
Hafta sonu iki yavru kapıp 
Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık!

Ah ulan Rıza... bu mahallenin, 
Nesini beğenmedin de öte yere taşındın? 
Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki, 
Benim en kıral arkadaşımdın! ..

Ah ulan Rıza... ben şimdi, 
Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim? 
Senden ayrılacağımı sanma, 
Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim! ..

Yusuf Hayaloğlu

Yusuf Hayaloğlu : Ah Ulan Rıza