Bandırma Vapuru'nun Tarihçesi
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü 9. Ordu Müfettişi (Mirliva) olarak kurmayları ile birlikte İstanbul’dan Samsun’a getiren Bandırma Vapuru, Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ne giden yolda çok önemli bir görev yaparak tarihteki yerini almıştır.
Gemi 1878 yılında İngiltere'nin Glasgow kentinde (İskoçya bağımsızlığını ilan ettikten sonra bu bölge İskoçya sınırları içersine girmiştir) Mac. Intyre Paisley - Huston and Cardett tezgahlarında gemi tezgahlarında 21 sıra numarası ile 279 grostonluk yolcu ve yük vapuru olarak inşa edilmiştir. Geminin ilk sahibi Dussey and Robinson şirketi gemiyi "Torocaderto" adı altında 5 yıl çalıştırdı.
1883 yılında Yunanistan'da H. Psicha Preus Firmasına satıldı. "Kymi" adını alarak, geminin Londra'da olan kaydı Pire Limanına alınmıştır.
1890 yılında H. Psicha Preus firması gemiyi başka bir Yunanlı firma olan Cap. Andereadis firmasına satmış, 12 Aralık 1891 tarihinde kaza sonucu batmış, aynı yıl içersinde yüzdürülmüştür. Kymi adı ile "İstanbul Rama Derasimo" firmasına satılarak İstanbul limanına kayıt edilmiştir.
1894 yılında Pire Limanındaki kayıt o zamanki Deniz Yolları İşletmesi anlamına gelen "İdare-i Mahsusa"ya nakledilmiş ve Türk bayrağı çekilerek, adı "Kymi" den "Panderma" olarak değiştirilmiştir. Marmara Denizi kıyılarında, Tekirdağ, Mürefte, Sarköy, Karabigah, Erdek arasında yük ve yolcu seferleri yapmıştır.
İdare-i Mahsusa'nın statü değiştirerek 28 Ekim 1910 yılında "Osmanlı Seyrüsefain İdaresi" (Osmanlı Denizcilik İşletmesi) olunca geminin adı "Panderma", "Bandırma" olarak değiştirilerek posta vapuru haline getirilmiştir.
19 Mayıs 1919 tarihinde Atatürk ve Silah Arkadaşlarını Samsun'a getirdikten sonra yine posta hizmetlerine devam etmiştir. 1924 yılında "Türkiye Seyrüsefain İdaresi" tarafından hizmet dışı bırakılmıştır.
Bandırma adını aldıktan sonra birkaç kez kaza geçirmiş, yük taşımacılığı yaptığı tarihlerde İngiliz yapımı E11 model denizaltına çarptığı, attığı torpido sonucu batmak üzere olduğu, daha sonra motorunun büyük bir arıza yaptığı elde edilen bilgilerde yer almaktadır.
1925 yılında gemi Bozmacı İlhami'ye (SÖKER) isimli Türk armatöre satılmış, ve aynı armatör tarafından 4 ay içinde Haliç Fenerin' de Hurda olarak parçalanmıştır.
Bandırma Vapuru Yolculuğunun Bilinmeyen Yönleri
1914 - 1918 1. cihan savaşı kaybedilmiş, Mondros mütarekesi imzalanmış, Osmanlı Devleti parçalanmış, 7 Kasım 1918 tarihinde Yıldırım Orduları lav edilmiş ve Mustafa Kemal Paşa İstanbul'a gelmiş. İşgal kuvvetleri donanması da bir rastlantı sonucu Haydar Paşa açıklarından İstanbul'a girmekteyken bu görünüm Mustafa Kemal Paşayı Son derece üzmüş ve etkilemiştir. "Geldikleri Gibi Giderler" ünlü sözcüğünü o zaman kullanmıştır. İstanbul' da yakın arkadaşları olan Ali Fuat Paşa ( Cebesoy ) İsmet bey ( İnönü ), Rauf Bey ve diğer yakın arkadaşları ile Şişli'deki evlerinde yurdun kurtuluşu için toplantılar yapılmakta çareler aranmakta idi. Bir taraftan da işkal kuvvetleri komutanlığı "sadaret'e", (başbakanlığa) müraacatla Samsun dolaylarında asayişin bozulduğundan Rum köylerinin sürekli olarak Türkler tarafından hücuma uğradığı ve yerel yönetimce asayişin sağlanamadığından şikayet edilmekte. Trabzon ve Polathane Metropoliti "Hırisantos" tutsaklık altında ki Rumların delegesi olarak barış konfreransına Muhtara vermişti, aksi halde işgal kuvvetleri tarafından duruma el konulacağı tehtitleri yapılmaktaydı. Çanakkale savaşların da özellikle Gelibolu yarımadasındaki savaşları ile ün yapmış olan genç general Mustafa Kemal Paşa başta ordu olmak üzere halk tarafından çok sevilmekte ve saygı görmekteydi. Osmanlı devleti içersinde başta padişah Vahdettin, Sadrazam Damat Ferit Paşa dahil devlet ileri gelenleri arasında en güvenilir kişi olarak bilinmekteydi, Sadrazam Damat Ferit Paşa dönemin İç İşleri Bakanı olan, Mehmet Ali Bey'i Başbakanlığa çağırarak Samsun ve yöresinde asayişi sağlayacak askeri komutan için "ne düşündünüz" diye sorduğunda Mehmet Ali Bey Mevcut komutanlar arasında özel yeteneklere sahip olan tek kişinin eski Yıldırım Orduları Komutanı Mirliva (Tuğgeneral) Mustafa Kemal Paşa'nın olduğu mütalaa ve önerisinde bulunmuştur.
12 Nisan 1919 tarihinde İstanbul'dan yola çıkan Kazım Karabekir Paşa Erzurum'a ulaşmıştır. Yakın arkadaşları da Mustafa Kemal Paşa'ya acele olarak Anadolu'ya geçmesini önermekteydiler 1 Mayıs 1919 tarihinde Damat Ferit Paşa Dış İşleri köşkünde Mustafa Kemal Paşa'ya bir çay ziyafeti vermiştir. Toplantıda Anadolu'da ki asayiş durumu bahis konusu edilmişti. 12 Mayıs 1919 tarihinde de Mustafa Kemal Paşa 9. ordu müfettişliğine atandı. Atama bütün kolordulara bildirildi. Anadolu'ya geçme hazırlıkları ile meşgul olan Mustafa Kemal Paşa tekrar Damat Ferit Paşa'nın konağında yemeğe davet edilmiştir, yemekte Erkan-ı Harbiye Reisi (Genel Kurmay Başkanı) Cevat Paşa'da (Çobanlı) bulunmaktaydı. Mustafa Kemal Paşa Samsun ve çevresindeki karışıklığı yerinde incelemeler yaparak önleyeceğini söylüyordu. Cevat Paşa ayrıca Samsun ve Sivas'ta asayişi bozan çeteler hakkında rapor istedi. Mustafa Kemal Paşa ayrıca bahis konusu asayişi sağlamakla beraber ordunun elindeki fazla silahları ve cephaneyi depolatacak, Doğu Anadolu'da kurulduğu söylenen şuraları dağıtacaktı.
Mustafa Kemal Paşa, Padişah Vahdettin tarafından'da kabul edildi. Padişah Paşa'dan İngilizlerin şikayetçi oldukları problemleri çözmesini istedi. Paşa'ya "Fahri Yaverlik" verdi. (I. Cihan Savaşında Vahdettin' in Veliahtlığı döneminde yaveri olan Mustafa Kemal Bey ile beraber Almanya'ya gitmişlerdi). Padişah Vahdettin, Paşa'ya aynen şöyle söyledi : "Paşa Paşa Devleti kurtarabilirsin." Paşa'nın da yanıtı şöyle idi: "Elimden gelen hizmette kusur etmeyeceğime inanabilirsiniz, bana emrettiklerinizi bir an bile unutmayacağım."
Yine Şişli'de ki evinde yol hazırlıkları ile meşgul olurken bir taraftan da güvendiği arkadaşları ile görüşmelerini sürdürüyordu. I cihan harbi ardından Osmanlı donanması ağır hasar almıştı. Mevcut ve onarıma muhtaç olan gemiler de Almanya' ya bakım amaçlı gönderilmiştir. Bu bakımdan Mustafa Kemal Paşa ve Silah arkadaşlarının Samsun'a götürmek için eldeki olanaklara uyularak Bandırma Vapuru ayrılmış ve gemin süvariliğine'de 01.05.1919 tarihinde İsmail Hakkı Kaptan atanmıştı. O dönemde 41 yalında olan bandırma vapuru sürekli olarak Marmara denizi kıyılarında çalışmış, Karadeniz'e pek çıkmamıştı, Karadeniz' in hırçın dalgalarına dayanma gücü ve direnci az olan bu gemi ancak Marmara'da çalışabiliyordu. (Gemi Karadeniz' e pek çıkmamıştı ama İsmail Hakkı kaptan iyi bir birikim sahibi ve Karadeniz'i çok iyi tanıyan bir kaptandı. 21 yıllık kaptanlık sürecinde 5 yılını bir fiil Karadeniz' de çalışmış Hindistan ve Uzak Doğuya kadar gitmiş bir kaptandır.) Mustafa Kemal Paşa tarafından Şişli'de ki evine çağrıldı. Kaptan eve vardığında Paşa tarafından nazik bir şekilde karşılanarak, üzerinde haritalar bulunan bir masaya oturması işaret edildi. Paşa kaptandan gemi hakkında bilgi istemiştir. Beraber gidiş rotasını saptamışlardır. Kaptan önce geminin özelliklerini anlatmış, geminin 41 yaşında olduğunu, ama kısa bir hazırlık döneminden sonra bu yolculuğa hazırlıklı hale getirilebileceğini söyler. Mustafa Kemal Paşa anlatılanları sessizce dinledi, sonra da isteklerini söylemiştir. Yol boyunca geminin mümkün olduğu kadar kıyıya yakın bir rota izleyecekti. Bundan amaç düşman savaş gemilerinin muhtemel saldırılarından korunup en hızlı yoldan karaya geçmekti. Yolculuk Samsun'da noktalanacaktı. Muhtemel bir tehlike anında Sinop'a çıkabilirlerdi. Her şey gelişmelere bağlı idi. Kaptan izin isteyerek Paşa'nın yanından ayrılırken kafasında tek bir düşünce vardı. Bu değerli adamı ve arkadaşlarını sağ salim Samsun'a ulaştırmaktı.
(16 gün gibi kısa bir sürede yolculuk için hazırlanan Bandırma Vapuru içersinde bulunan iki adet pusula ve pareketesinin son derece iyi çalıştığını, ancak daha sonraki yıllarda bunun aslından uzaklaştırılarak gemide sadece bir pusulanın ve bu pusulanında bozuk olduğu aynı zamanda Kaptan İsmail Hakkı Durusu'nun acemi bir kaptan olduğu, Karadeniz'e ilk defa çıktığı söylentileri yaygınlaşmış, bu haberler Kaptan İsmail Hakkı Durusu'yu çok üzmüş, bunun üzerine 1930'lar da verdiği beyanlarda, Karadeniz' de 5 yıl çalıştığını, gemide iki adet iyi şekilde çalışan pusulalarının olduğunu ve kıyı şeridini takip etmelerinin tamamıyla Atatürk' ün emri olduğunu açıklamıştır. Kaptan İsmail Hakkı Durusu'nun vasiyeti itibari ile kendisine karşı duyduğumuz sorumluluğu yerine getirerek bu gerçekleri burada dile getiriyoruz.)
Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a hareketinden bir kaç gün önce eski ve yakın arkadaşlarından olup 1926 yılına kadar da beraber oldukları Rauf Bey (ORBAY) (Tanınmış Türk denizcisi 1881 yılın'da İstanbul' da doğdu, Heybeli Ada Bahriye Mektebini bitirdi. 1909 yılında "Hamidiye" Kravüzörü komutanı oldu, halk arasında "Hamidiye kahramanı" olarak ün kazanmıştır. 1917 yılında Bahriye Bakanı olduş, Mondros Mütarekesine imza atmıştır. 1919 yılında kurtuluş savaşı hareketlerine katılmıştır. 1920 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisine Millet Vekili olarak girerek, 1922-1993 Türkiye Cumhuriyeti' nin ilk Başbakanı olmuştur. 1926 yılında İzmir'de Mustafa Kemal Paşa'ya yapılması planlanan suikastten sonra 10 yıl yurt dışında kaldı. 1942 - 44 yılları arasında Londra Büyük Elçiliği görevinde bulunmuştur. 1964 yılında İstanbul' da vefat etti) aldığı bir habere göre işgal kuvvetleri komutanlığı tarafından izin verilmeyecekti, ya da Bandırma Vapuru' nu Karadeniz'e çıktıktan sonra batırılacağını haber aldığını söylemiştir. Aslında Galata rıhtımları, Fransız, Sirkeci rıhtımları da İngilizler' in İşgali altındaydı. Paşa bu varsayımları da göz önünde tutarak fikirini değiştirmiş , Beşiktaş Akaretler'de oturan annesi Zübeyde Hanımefendi ve kız kardeşi Makbule Hanımefendi'ye veda etmek için Beşiktaş' taki evlerine gitmiştir. (Bugün bu ev Akaretler'den Maçka'ya çıkan cadde üzerinden olup kapısının bir köşesinde, mermer levhada Mustafa Kemal Paşa'nın Anne ve Kız kardeşinin burada oturdukları yazılıdır.) Onlarla bir süre görüştükten sonra, Karargahı ile beraber, Beşiktaş Vapur İskelesi'nden "Askeri yollama" nın bir motoruna binmiş, Kız kulesi açıklarında bekleyen Bandırma Vapuru'na geçerek, Süvari İsmail Hakkı kaptan'a hareket emrini vermiştir. Bandırma vapuru Sirkeci Rıhtımı'nda durdurularak İngilizler tarafından sıkı bir denetimden geçirilmiştir. İstanbul Boğazın' dan Karadeniz'e çıktıktan sonra hafiften esen rüzgar birden kendini şiddetli bir rüzgara bırakmış ve 279 grostonluk gemiye yüklenmeye başlamıştı. Geminin İstanbul'dan hareketinden bir süre sonra, İngiliz işgal kuvvetleri tarafından bir destroyer gönderilerek, Bandırma Vapuru'nu geri çevirmek yada batırmakla görevlendirilmişti. Fakat Bandırma Vapuru İngiliz işgal kuvvetlerinin planladığı rotayı takip etmediği için yakalayamamışlardır. Bandırma Vapuru 18 Mayıs 1919 günü Saat 12 civarı Sinop limanına girmiştir. Gemide konuk olarak bulunan Sinop Mutasarrıfı (Valisi) Mashar Tevfik Bey bir sandalla karaya çıkarken, Mustafa Kemal Paşa bir ara arkadaşları ile birlikte Sinop'a çıkıp oradan da kara yolu ile Samsun'a gitmeyi düşünmüştür. Böylece takio eden savaş gemisinden kurtulmuş olacaklardı. Fakat kara yolcuğunun yol şartları nedeniyle deniz yolculuğundan daha çetin olalacağı anlaşılınca bu fikirden vazgeçilerek vapurla yolculuğa devam kararı alınmıştır.
Bandırma Vapuru 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü sabah 08:15'de Samsun'a demir atarken, İsmail Hakkı Kaptan yaşamının en mutlu anının tadıyordu. Bu güç görevi yerine getirebilmenin kıvancı içersinde Allah'a şükrediyordu. Dil İskelesi açığına demir atan Bandırma Vapurun'dan taka aracılığı ile Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları, bugünkü Samsun Büyük Oteli ve Yaşar Doğu Spor Salonu arasında bulunan ilk adım anıtının olduğu yerdeki Fransızlar'dan kalma Dil (Reji) İskelesi'nden karaya ayak basmışlardır. 19 Mayıs 1919 günü Samsun'a çıkan genç generalin kurtuluş harekatını başlatacağını kimse bilmiyordu. Resmi görevi Samsun ve çevresinde baş kaldıran bazı çeteleri yola getirmekti. Resmi ünvanı ise ordu müfettişliği idi.
Bandırma Vapuru' nun Bu Kutsal Seferinde Görev Alan Mürettebatın İsim Listesi
1. Gemi süvarisi İsmail Hakkı Durusu 1871 Kayseri doğumlu 22 Aralık 1940 İstanbul'da vefat etmiştir.
2. İkinci Kaptan Üsküdarlı Tahsin Kaptan
3. Çarkçı Başı Mehmet Ağa Oğlu Hacı Süleyman
4. Gemi Katibi İsmail
5. Lostromo Hasan Reis
6. Serdümen Görele'li Ali Oğlu Basri
7. Ambarcı Rizeli Süleyman Oğlu Mahmut
8. Ambarcı Silivrili Hasan Oğlu Mehmet
9. Tayfa Süleyman Oğlu Cemil
10. Tayfa Hüseyin Oğlu Rahmi
11. Tayfa Mesut Oğlu Temel
12. 1. Kamarot Muharrera Oğlu Hacı Tevfik (Ulusu) 1875 yılında doğdu. 1 Ağustos 1900' de 200 kuruş aylıkla Plevne Vapurunda kamarot olarak çalışmaya başlamış, 1 Ekim 1914' de Bandırma Vapuru'nun 1. Kamarotluğuna atandı.
13. Kamarot İbrahim Oğlu Mehmet
14. Kamarot Yamağı Mustafa Oğlu Halit
15. Ateşçi Koyunhisarlı Yusuf Oğlu Halit
16. Ateşçi Rizeli Arif Oğlu Mansur
17. Ateşçi Osman Oğlu Hacı Hamdi
18. Kömürcü Hasan Oğlu Mehmet
19. Kömürcü Mehmet Ali Oğlu Ömer Faik
20. Vinçci İsmail Hakkı
21. Vinçci Ali Oğlu Galip
Kaynak : Orhan KIZILDEMİR (Türk Deniz Ticaret Tarihi Araştırmacısı)
Mustafa Kemal Paşa, Kurmayları ve Silah Arkadaşları
1. 9. Ordu Müfettişi Mirliva(Tuğgeneral) Mustafa Kemal Paşa (Atatürk)
2. 3. Kolordu Komutanı Erkan-ı Harp Mir Alayı (Kurmay Albay) Re'fet (Bele Paşa)
3. Müfettişlik Kurmayı Başkanı Erkan-ı Harp Mir Alayı Manastırlı Kazım (Dirik Paşa)
4. Müfettişlik Sağlık Daire Başkanı Tabip Miralay İbrahim Tali (Öngören)
5. Kurmay Başkan Yardımcısı Erkan-ı Harp Kaymakamı (Kurmay Yarbay) Mehmet Arif Bey (Ayıcı)
6. Karargah Erkan-ı Harbi ve İstihbarat ve Siyasi şube Müdürü Erkan-ı Harp Binbaşısı Hüsrev Gerede
7. Müfettişlik Topçu konutanı Topçu Bin Başı Kemal Bey (Doğan)
8. Müfettişlik Sağlık Daire Başkan Yardımcısı Tabip Bin Başı Refik Bey (Saydam)
9. Müfettişlik Baş Yaveri Yüz Başı Cevat Abbas Bey (Gürer)
10. Dr. Yüzbaşı Behçet Efendi
11. Kurmay Mülhakı Mümtaz (Tunay)
12. Kurmay Mülhakı Yüz Başı İsmail Hakkı (Ede)
13. Müfettişlik Emir Subayı Yüz Başı Ali Şevket (Öndersev)
14. Karargah Komutanı Yüz başı Mustafa Vasfi (Süsoy)
15. Mülhak Yüz Başı Rauf
16. Yüz Başı Hersekli Ahmet Efendi
17. Kurmay Başkanı Emniyet Subayı Üsteğmen Hayati
18. Kurmay Mülhakı 3. Kolordu Komutan Yaveri Üsteğmen Arif Hikmet (Gerçekçi)
19. İAŞ Subayı Üsteğmen Abdullah (Kunt)
20. Mülhak Teğmen Zebur
21. Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (Kılıç)
22. Emir Subayı Teğmen Ruhsat
23. Adli Müşavir Ali Rıza Efendi
24. Tabur Hesap Memuru Rahmi Efendi
25. Tabur Hesap Memuru Ahmet Nuri Efendi
26. 1. Sınıf Katip Faik Efendi (Aybars)
27. 4. Sınıf Katip Memduh Bey (Atasev)
28. Zabit Vekili Tahir Efendi
29. Alay Katibi Yahya Efendi
30. Tabur Katibi Süleyman Fehmi Efendi
31. Hesap Memuru Şükrü Efendi
32. Kıdemli Çavuş Osman Nuri Oğlu Ali Faik
33. Kıdemsiz Çavuş İbrahim İzzet Oğlu Atıf
34. Çavuş Mustafa Oğlu Kemal
35. Çavuş Kemal Oğlu Mustafa
36. Onbaşı Tevfik Oğlu Adem
37. Onbaşı Ali Oğlu Refet
38. Onbaşı Abdullah Oğlu Ali
39. Nefer Hüseyin Oğlu Mehmet
40. Nefer Ahmet Oğlu Emin
41. Nefer Mustafa Oğlu İsmail
42. Nefer İbrahim Oğlu Ömer
43. Nefer Kerem Oğlu Mehmet
44. Nefer Mehmet Oğlu Mehmet
45. Nefer Hasan Oğlu Ulvan
46. Nefer Mehmet Oğlu Durmuş
47. Nefer Mehmet Oğlu Ali
48. Nefer Şakir Oğlu Nuri
49. Nefer Hasan Oğlu Hüseyin
50. Nefer Abdullah Oğlu Musa
51. NeferAbdullah Oğlu Mehmet
52. Nefer Mehmet Oğlu Hasan
53. Nefer Bekir Oğlu Mahmut
54. Nefer İhsan Oğlu Mehmet Lütfi
55. Nefer Ali Oğlu Musa olmak Üzere Toplam 55 kişi
Gemide : Atatürk ve kurmayı 22, Er ve erbaşlar 25, Müşavir ve katipler 8, Gemi personeli 21 olmak üzere toplam 76 kişi bulunmaktaydı.
Kaynak: Genel Kurmay Atase ve Dent. Başkanlığı
|
Nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur.Çünkü,kötü insanların türküleri yoktur↔Neşet Ertaş
Bir Ulusun türkülerini yapanlar,yasalarını yapanlardan daha güçlüdür↔Shakespeare
Sevdim insanlardan çok türkülerini.İnsansız yaşayabildim,türküsüz hiçbir zaman↔Nazım Hikmet
Türküler kırk bin yıl su altında kalmış,yıkanmış,cilalanmış çakıl taşı gibidir↔Yaşar Kemal
Ne zaman bir köy türküsü duysam,şairliğimden utanırım↔Bedri Rahmi
Türküz türkü çağırırız↔Veysel
Samsun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Samsun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
16 Mayıs 2017 Salı
Atatürk ve Bandırma Vapuru
8 Mayıs 2017 Pazartesi
Yıldıray Çınar : Çarşamba Köprübaşı
Çarşamba köprübaşı
Altındır toprak,taşı
Gel sarılıp yatalım
Dosta düşmana karşı
Ayağında kundura
Geliyor dura dura
Kız ben seni alacamda
Başına vura vura
Güzel sevmeynen olur
Sevda biriynen olur
Delikanlının iyisi
Sözünden belli olur
Elma içinde çiğit
Elinde altın divit
Hem sararmış hem solmuşta
Bir kız için bir yiğit
Entarisi ilikli
Çeyizi var ipekli
Hiç bir yerden çıkmıyorda
Çarşambanın yiğidi
Tütünü nem çürüdür
Ateşi su söndürür
Yiğidi kılıç kesmezde
Bir acı söz öldürür
Söz ve Müzik : Yıldıray Çınar
Yıldıray Çınar : Çarşamba Köprübaşı
7 Mayıs 2017 Pazar
Yıldıray Çınar : Bölemedim Felek ile Kozumu
Bölemedim felek ile kozumu
Güldürmedi şu cihanda yüzümü
Düşman süre süre gelir izimi
Kalk gidelim sevdiğim bu el bize yaramaz
Felek merhametsiz taştan yürekli
Gönlümüz efkarlı gamlı meraklı
Düşman peşimizde eli silahlı
Kalk gidelim sevdiğim bu el bize yaramaz
Daha ne gelecek garip başıma
Felek zehir kattı tatlı aşıma
Düşmanlar silahlı düştü peşime
Kalk gidelim sevdiğim bu el bize yaramaz
30 Nisan 2017 Pazar
Yıldıray Çınar : Eşref
Hayatları değir mi
Şu gelen yar değil mi
Sakıplardan üç güzel
Biri Eşref değil mi
Aman eşref canım Eşref
Uykudan uyardın beni
Kana boyadın beni
Gele mi yar gel emi
Yar yanıma gel emi
Seni sevdim seveli
Oldum yürek veremi
Aman eşref canım Eşref
Uykudan uyardın beni
Kana boyadın beni
Hayatlarında durdum
Aradım yari buldum
Eğildim ki öpeyim
Yari uykuda buldum
Aman eşref canım Eşref
Uykudan uyardın beni
Kana boyadın beni
Derleyen : Bedirhan Kırmızı
Yöre : Urfa
6 Nisan 2017 Perşembe
Yıldıray Çınar :Ah Neyleyim Gönül
Ah neyleyim gönül senin elinden
Her zaman ağlarım gülemem gayrı
Ben bıktım usandım elin dilinden
Terk ettim sılayı dönemem gayrı
Gönül ben bu sırra eremedim ki
Gonca gonca güller deremedim ki
Arz eyledim nazlı yari göremedim ki
Yıllar aylar geçse göremem gayrı
Ey Ferrahi yandım yar ateşine
Neler gelip geçti garip başımdan
Ağlayarak gelme mezar taşıma
Uyanıp ta sana gülemem gayrı
Derleyen : Nurettin Dadaloğlu
Kaynak Kişi : Aşık Ferrahi
Yöre : Adana
29 Mart 2017 Çarşamba
Yıldıray Çınar : Allı Turnam
Allı turnam bizim ele varırsan
Şeker söyle kaymak söyle bal söyle
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Eğer bizi sual eden olursa
Boynu bükük benzi soluk yar söyle
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Allı turnam ne gezersin havada
Arabam kırıldı kaldım burada
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Ne onmamış kul imişim dünyada
Akşam olsun allı turnam dön geri
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Arap atın iyisine binerler
Mor çiçeğin koyusuna konarlar
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Keskinli Hacı Taşan - Keskin
Yıldıray Çınar : Allı Turnam
6 Mart 2017 Pazartesi
Yıldıray Çınar : Çoktan Beri
Çoktan beri dostum dostu
Gördüğüm yoktur aman yar yoktur
Onun için aman aman ey
Berbat hal dilber ey
Gam yemezdim şu cihanda
Öldüğüm aman öldüğüm
İçeydim elinden aman aman ey
Bir bade dilber ey
Değişmedim dostum dostu
Dünya malına aman malına
Yazılanlar gelir aman aman ey
Yiğidin başına hey
Dünya kalmadı aman
Güzel şirine aman şirine
Kayalar yardırdın aman aman ey
Ferhat’a dilber ey
Derleyen : Mahmut Erdal
Yöre : Sivas
2 Mart 2017 Perşembe
Yıldıray Çınar : Helal Et Hakkını Helal Et Anam
Helal et hakkını helal et anam
Suçumu bağışla üzdüysem seni
Helal et hakkını helal et anam
Yalanmış anladım başka sevgiler
En güzel sevgiler sendeymiş meğer
Yüzünü görmeden ölürsem eğer
Helal et hakkını helal et anam
Gözlerin ne tatlı bakıyor bana
Sözlerin ne tatlı ne yakın cana
Bu yavrun her zaman muhtaçtır sana
Helal et hakkını helal et anam
Söz : Mehmet Erbulan
Müzik : Yıldıray Çınar
Yıldıray Çınar : Helal Et Hakkını Helal Et Anam
22 Şubat 2017 Çarşamba
Yıldıray Çınar : Gam Yeme Gönül
Kamil olan kalmaz naçar
Gam yeme gönül gam yeme
Kara gündür gelir geçer
Gam yeme gönül gam yeme
Ağır olur kamil taşı
Akıttım gözümden yaşı
Hafif olur cahil taşı
Gam yeme gönül gam yeme
Gündüz müsün gece misin
Elif misin hece misin
Sen Ali'den yüce misin
Gam yeme gönül gam yeme
Derdinden döndüm deliye
Derdimi desem Veli'ye
Neler ettiler Ali'ye
Gam yeme gönül gam yeme
Deliyim bade içerim
İçer serimden geçerim
Alır sunam göçerim
Gam yeme gönül gam yeme
Yöre : Sivas
Kaynak kişi : Mahmut Erdal
Derleyen : Yıldıray Çınar
19 Şubat 2017 Pazar
Yıldıray Çınar : Senin İçin
Gözlerimden akan yaşlar
Başımı vurduğum taşlar
Benim yolduğum bu saçlar
Aman aman aman aman
Senin için senin için vay
Benim çektiğim bu dertler
İçtiğim bütün içkiler
Hergün ağlayan bu gözler
Aman aman aman aman
Senin için senin için vay
Mutsuz oluşumun sebebi
Ezeldir çektiğim dertler
Feda ederim kendimi
Aman aman aman aman
Senin için senin için oy
Söz : Mevlüt Kefeli
Müzik : Yıldıray Çınar
Yöre : Samsun
Yıldıray Çınar : Gözlerimden Akan Yaşlar
18 Şubat 2017 Cumartesi
Yıldıray Çınar : Şu Dünyaya Geldim Etmedim Seyran
Şu dünyaya geldim etmedim seyran
Almadım muradım sürmedim devran
Ellere görünür hem düğün bayram
Bana da görünür yas nenni nenni
Nedendir nedendir bilmem nedendir
Bilmem talihim mi yoksa kader mi
Tecellim güllen di kime ne deyim
Söyleyemedim kalmışam naçar
Bir kapıyı kapayan birini açar
Bunlar kara gündür tez gelir geçer
Ağlama sevdiğim sus nenni nenni
Derleyen : Mahmut Erdal
17 Şubat 2017 Cuma
Yıldıray Çınar : Aman Dünya Ne Darımış
Aman dünya ne darımış
Dert çekmesi ne zorumuş
İçerimde yare varmış
Dermanını arar oldum
Bu derdimin dermanını
Kalem yazmaz soranını
Ecel gelmiş can mı gider
Okur ecel fermanımı
Dertli dertli gezer oldum
Ben derdimi yazar oldum
Bu derdimi ben çeke çeke
Hem canımdan bezer oldum
Söz : Neşet Ertaş
Müzik : Yıldıray Çınar
Yöre : Kırşehir
Yıldıray Çınar : Aman Dünya Ne Darımış
16 Şubat 2017 Perşembe
Yıldıray Çınar : Dert Treni
Dert satıyom dert tüccarı oldum ben
Dert alan var ise yanıma gelsin
Yanık dertliler külhanıma gelsin
Yanar dağlar gibi yandım kül oldum ben
Yana yana derman ararım ellerde
Bir dertsiz kul bulamadım kullarda
Gidenler hep istasyonuma gelsin
Dert Treni işletiyom yollarda
Ali İzzetim dert alır dert
satarım
Bu senede bir dert yükü tutarım
Dert taşıyor kervanlarım katarım
Dert çeken yolcular yanıma gelsin
Söz ve Müzik : Aşık Ali İzzet Özkan
Yöre : Sivas
Yıldıray Çınar : Dert Treni
11 Şubat 2017 Cumartesi
Yıldıray Çınar : Çoban Ali
Çoban Ali derler sazım çalarım
Çalar garip sazım gönül eylerim
Gece gündüz demez durmaz ağlarım
Çalmaz çoban kavalını bu günde
Hastadır garip gönlüm durmaz halinde
Ah bu aşkın narı sinemi deldi
Ağlar iki gözüm ne zaman güldü
Oğlum divanedir aşk başa geldi
Çalmaz çoban kavalını bu günde
27 Ocak 2017 Cuma
Yıldıray Çınar : Gülom Beni Terk Edecek
Gülom beni terkedecek
Hasretiyle öldürecek
Ben Gülom’dan ayrılırsam
Kim kalbimi güldürecek
Hele Gülom oy oy Gülom
Küçücüksün sen toy Gülom
Hasretinden ölüyorum
Gel beni kabre koy Gülom
Gülom gitti yetim kaldım
Sevdasına bittim kaldım
Tabip Doktor neyleyecek
Ben bu derdi yardan aldım
Hele Gülom oy oy Gülom
Küçücüksün sen toy Gülom
Hasretinden ölüyorum
Gel beni kabre koy Gülom
23 Ocak 2017 Pazartesi
Yıldıray Çınar : Izdırabım Hiç Dinmiyor
Sıladan haber gelmiyor
Tabib bana neylesin ki
Dertlerim derman bulmuyor
Aman aman aman aman
Bu dünya da herşey yalan
Beyaz boyalı hastane
Ciğerlerim oldu pare
Can verecem azraile
Al diyecek takatim yok
Aman aman aman aman
Bu dünya da her şey yalan
Kan kalmadı şu canımda
Kimim kimsem yok yanımda
Azrail gelmiş can almaya
Bir yudum su verenim yok
Aman aman aman aman
Bu dünya da her şey yalan
Söz ve Müzik : Yıldıray Çınar
Yöre : Samsun
15 Ocak 2017 Pazar
Yıldıray Çınar : Allı Turnam
Şeker söyle kaymak söyle bal söyle
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Eğer bizi sual eden olursa
Boynu bükük benzi soluk yar söyle
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Allı turnam ne gezersin havada
Arabam kırıldı kaldım burada
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Ne onmamış kul imişim dünyada
Akşam olsun allı turnam dön geri
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Arap atın iyisine binerler
Mor çiçeğin koyusuna konarlar
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Keskinli Hacı Taşan - Keskin
27 Aralık 2016 Salı
Yıldıray Çınar : Fırat Kenarında Yüzen Kayıklar
Fırat kenarında yüzen kayıklar
Anam beni bacım heran sayıklar
Başıma toplanmış bağrı yanıklar
Nettim size beni yare götürün
Nettim size verin benim yarimi
Fırat kenarında esbap yumuşlar
Yuyup yuyup gül dalına koymuşlar
Sevmediğim yare sevdi demişler
Sevemde kurtulam elin(köyün)dilinden
Nettim size beni yare götürün
Nettim size verin benim yarimi
Elbisem duvarda asılı kaldı
Çeyizim sandıkta basılı kaldı
Yar benimle küsülü kaldı
Nettim size beni yare götürün
Nettim size verin benim yarimi
Yöre : Malatya
Kaynak Kişi : Kemal Çığrık
Derleyen : Mustafa Özgül
26 Aralık 2016 Pazartesi
Yıldıray Çınar : Koza'lı Gelin
Aşağıdan gelir Koza’lı gelin
Topla fistanını toz olur gelin
Kaldırsam peçeni görsem yüzünü
Eller arif olmuş söz olur gelin
Yine mi göründü gül yarin göçü
Nereleri gezdin canımın içi
Beş sene sakladım verdiğin saçı
Hatırdan gönülden çıkarma beni
Derleyen : Emin Aldemir
Kaynak Kişi : Halil Sapmaz
Yöre : Kayseri
Yıldıray Çınar : Koza'lı Gelin
Yıldıray Çınar : Diyar Diyar Gezdim
Koştum efendim benim efendim
Bulamadım bu derde yar
Derman efendim benim efendim
Bülbül gibi gül dalında eylendim
Benim efendim
Acı bu halime yar yar
Derman efendim benim efendim
Derman efendim
Coşkun Devraniyim yar yar
Hayli zamandır
Terk eyleme beni yar yar
Halim yamandır
Bülbül gibi işim gücüm figandır
Acı bu halime yar yar
Derman efendim benim efendim
Derman efendim
Kaynak Kişi : Ali Coşkun
Derleyen : Yıldıray Çınar
Yöre : Sivas
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)