Nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur.Çünkü,kötü insanların türküleri yoktur↔Neşet Ertaş
Bir Ulusun türkülerini yapanlar,yasalarını yapanlardan daha güçlüdür↔Shakespeare
Sevdim insanlardan çok türkülerini.İnsansız yaşayabildim,türküsüz hiçbir zaman↔Nazım Hikmet
Türküler kırk bin yıl su altında kalmış,yıkanmış,cilalanmış çakıl taşı gibidir↔Yaşar Kemal
Ne zaman bir köy türküsü duysam,şairliğimden utanırım↔Bedri Rahmi
Türküz türkü çağırırız↔Veysel
Sisler Bulvarı Elinin Arkasında Güneş Duruyordu Aylardan Kasımdı Üşüyorduk Ağacın Biri Bulvarda Ölüyordu Şehrin Camları Kaygısız Gülüyordu Her Köşe Başında Öpüşüyorduk Sisler Bulvarı'na Akşam Çökmüştü Omuzlarımıza Çoktan Çökmüştü Kesik Birer Kol Gibi Yalnızdık Dağlarda Ateşler Yanmıyordu Deniz Fenerleri Sönmüştü Birbirimizin Gözlerini Arıyorduk Sisler Bulvarı'nda Seni Kaybettim Sokak Lambaları Öksürüyordu Yukarda Bulutlar Yürüyordu Terkedilmiş Bir Çocuk Gibiydim Dokunsanız Ağlayacaktım Yenikapı'da Bir Tren Vardı Sisler Bulvarı'nda Öleceğim Sol Kasığımdan Vuracaklar Bulvar Durağında Düşeceğim Gözlüklerim Kırılacaklar Sen Rüyasını Göreceksin Çığlık Çığlığa Uyanacaksın Sabah Kapını Çalacaklar Elinden Tutup Getirecekler Beni Görünce Taş Kesileceksin Ağlamayacaksın! Ağlamayacaksın! Sisler Bulvarı'ndan Geçtim Sırılsıklamdı Islak Kaldırımlar Parlıyordu Durup Dururken Gözlerim Dalıyordu Bir Bardak Şarapta Kayboluyordum Gece Bekçilerine Saati Soruyordum Evime Gitmekten Korkuyordum Sisler Boğazıma Sarılmışlardı Bir Gemi Beni Afrika'ya Götürecek İsmi Bilmiyorum Ne Olacak Kazablanka'da Bir Gün Kalacağım Sisler Bulvarı'nı Hatırlayacağım Kırmızı Melek Şarkısından Bir Satır Lodos'tan Bir Satır Yağmur'dan İki Senin Kirpiklerinden Bir Satır Hatırlayacağım Seni Hatırlatanın Çenesini Kıracağım Limanda Vapurlar Uğuldayacak Sisler Bulvarı Bir Gece Haykırmıştı Ağaçları Yatıyordu Yoksuldu Bütün Yaprakları Sararmıştı Bütün Bir Sonbahar Ağlamıştı Ağlayan Sanki İstanbul'du Öl Desen Belki Ölecektim İçimde Biber Gibi Bir Kahır Bütün Şiirlerimi Yakacaktım Yalnızlık Bana Dokunuyordu Eğer Sisler Bulvarı Olmasa Eğer Bu Şehirde Bu Bulvar Olmasa Sabah Ezanında Yağmur Yağmasa Şüphesiz Bir Delilik Yapardım Hiç Kimse Beni Anlıyamazdı On Beş Sene Hüküm Giyerdim Dördüncü Yılında Kaçardım Belki Kaçarken Vururlardı Sisler Bulvarı'ndan Geçmediğin Gün Sisler Bulvarı Öksüz Ben Öksüzüm Yağmurun Altında Yalnızım Ağzım Elim Yüzüm Islanıyor Tren Düdükleri İç İçe Giriyorlar Aklımı Fikrimi Çeliyorlar Aksaray'da Işıklar Yanıyor Sisler Bulvarı Ayaklanıyor Artık Kalbimi Susturamıyorum Attila İlhan
Karadut Karadutum, çatal karam, çingenem Nar tanem, nur tanem, bir tanem Agaç isem dalımsın salkım saçak Petek isem balımsın a gülüm Günahımsın, vebalimsin. Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan Yoluna bir can koyduğum Gökte ararken yerde bulduğum Karadutum, çatal karam, çingenem Daha nem olacaktın bir tanem Gülen ayvam, ağlayan narımsın Kadınım, kısrağım, karımsın. II Sigara paketlerine resmini çizdiğim Körpe fidanlara adını yazdığım Karam, karam Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam Sıla kokar, arzu tüter Ilgıt ılgıt buram buram. Ben beyzade, kişizade, Her türlü dertten topyekün azade Hani şu ekmeği elden suyu gölden. Durup dururken yorulan Kibrit çöpü gibi kırılan Yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan Artık otlar göstermelik atlar gibi bedava yaşayan Sen benim mihnet icinde yanmış kavrulmuşum N'etmiş, n'eylemiş, n'olmuşum Cömert ırmaklar gibi gürül gürül Bahtın karışmış bahtıma çok şükür. Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum. Karam, karam Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam Sensiz bana canım dünya haram olsun.
AMENNA 'Yaşayanlar bir gün ölür' elbette ağaçlarla balıklarla kuşlarla ben âmenna 'ağlayanlar bir gün güler' elbette uyanmakla anlamakla bilmekle ben âmenna 'kısa çöp uzun çöpten hakkını alır' elbette direnmekle kurtulmakla barışla ben âmenna öyle bir yerdeyim ki ne karanfil ne kurbağa öyle bir yerdeyim ki biryanım maviyosun dalgalanır sularda biryanım çocuk parkı çığlıkçığlığa öyle bir yerdeyim ki anam gider allah allah dölüm düşmüş sokağa dostum dostum güzel dostum bu ne beter çizgidir bu bu ne çıldırtan denge yaprak döker biryanımız bir yanımız bahar bahçe Hasan Hüseyin KORKMAZGİL
Aramızdan ayrılışının 19.yılında; Saygı, sevgi, özlem ve rahmet ile anıyorum... Toprağı bol, ruhu şad, mekanı cennet olsun... Ben hayatta en çok babamı sevdim Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk Çarpık bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek Nasıl koşarsa ardından bir devin O çapkın babamı ben öyle sevdim Bilmezdi ki oturduğumuz semti Geldi mi de gidici - hep, hep acele işi Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi Atlastan bakardım nereye gitti Öyle öyle ezber ettim gurbeti Sevinçten uçardım hasta oldum mu, Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul'a Bi helallaşmak ister elbet , diğ'mi oğluyla! Tifoyken başardım bu aşk oy'nunu, Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu, En son teftişine çıkana değin Koştururken ardından o uçmaktaki devin, Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için Açıldı nefesim, fikrim, canevim Hayatta ben en çok babamı sevdim. Can Yücel
An Gelir
Paldır Küldür Yıkılır Bulutlar
Gökyüzünde Anlaşılmaz Bir Heybet
O Eski Heyecan Ölür
An Gelir Biter Muhabbet
Çalgılar Susar Heves Kalmaz
Şatârâbân Ölür Şarabın Gazabından Kork
Çünkü Fena Kırmızıdır
Kan Tutar / Tutan Ölür
Sokaklar Kuşatılmış
Karakollar Taranır
Yağmurda Bir Militan Ölür An Gelir
Ömrünün Hırsızıdır
Her Ölen Pişman Ölür
Hep Yanlış Anlaşılmıştır
Hayalleri Yasaklanmış
An Gelir Şimşek Yalar
Masmavi Dehşetiyle Siyaset Meydanını
Direkler Çatırdar Yalnızlıktan
Sehpada Pir Sultan Ölür Son Umut Kırılmıştır Kaf Dağı’nın Ardındaki
Ne Selam Artık Ne Sabah
Kimseler Bilmez Nerdeler
Namlı Masal Sevdalıları
Evvel Zaman İçinde
Kalbur Saman Ölür
Kubbelerde Uğuldar Bâkî
Çeşmelerden Akar Sinan
An Gelir
-Lâ İlâhe İllallah- Kanunî Süleyman Ölür Görünmez Bir Mezarlıktır Zaman
Şairler Dolaşır Saf Saf
Tenhalarında Şiir Söyleyerek
Kim Duysa / Korkudan Ölür
-Tahrip Gücü Yüksek-
Saatlı Bir Bombadır Patlar
An Gelir Attilâ İlhan Ölür
Geldim şu alemi ıslah edeyim Özümü meydanda gördüm sonradan Zaman mahlükuna meylimi verdim Sermayemden zarar gördüm sonradan Geldi bizim ele sevdi sevişti Al kadeh ver kadeh doldurdu içti Sadık yarim diye yeminler içti Özü çürük imiş duyduk sonradan Şu zalimin kara kara gözleri Yaramıza yaramadı tuzları İki dinli şu cahilin sözleri Durdukça kar etti cana sonradan Yöre : Sivas Söz ve Müzik : Feyzullah Çınar Feyzullah Çınar : Geldim şu alemi ıslah edeyim