25 Haziran 2017 Pazar

Ramazan Bayramı Kutlu Olsun...


Akrabalarımızın, Arkadaşlarımızın, Yoldaşlarımızın,Dostlarımızın,
Ramazan Bayramı'nı en içten dileklerimiz ile kutlar,
Sağlıklı, huzurlu, mutlu, neşeli;
Sevgi, kardeşlik, umut ve barış dolu,
Her günü Bayram tadında #HAYIR'lı günler diler,
#ADALET'li ve aydınlık yarınlar temenni ederiz...
Türküler ile dostca ve sevgi ile kalınız...
Yıldız&Yıldırım Alkan

24 Haziran 2017 Cumartesi

Şekerin Vücuda Zararları


Şeker insanlar için vazgeçilmez bir besin. Doğal olarak meyve ve sebzelerde bulunan şekere fiziksel sağlığımız için ihtiyacımız var. Özellikle zihinsel faaliyetlerin yürütülmesi ve iyi bir ruh hâli için olmazsa olmaz. Ama aşırı şeker tüketiminin ve kimyasal işlemlerle beyazlatılmış şekerin zararları çok fazla.
Şekerin beyaz toz haline getirilmiş hâli genellikle GDOludur. Şeker başka formlarda da bulunabilir. Mısır şurubu, bal, akçaağaç şurubu gibi şekerin tüm formları vücudu bir şekilde etkilemektedir. Vücut çok yüksek miktarda işlenmiş şekeri kaldıramaz. Vücuttaki temel organlar bu kalitesiz şekerin tüketimiyle ciddi zarara uğrayabilir.

Şekerin Zararları

Şeker Tüketiminin Yan Etkisi
Yemeklerde aşırı şeker kullanımı sağlıklı bir alışkanlık değildir. Fakat sadece az sayıda insan şekeri uygun miktarlarda kullanırken çoğu insan fazla miktarlarda kullanır. Başka bir deyişle insanlar genellikle sadece şekerden ekstra 500 kalori almaktadır. İnsanlar şekerin sağlığa faydalı olmadığını bilir fakat fazla şeker tüketiminin zararının çok fazla doymuş yağ, trans yağ ve tuz tüketimi kadar zararlı olmadığını düşünürler. Bu inanış tamamen yanlıştır.
Şekerin birtakım şaşırtıcı fakat zararlı etkileri vardır.
1. Şeker Kalbe Zarar Verir
Fazladan şeker tüketimi kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırır.
Elde edilen verilere göre şeker kalbin pompalama mekanizmasını etkilemekte ve kalpte arıza riskini artırmaktadır. Şeker temel olarak kalp krizinden sorumlu kötü kolesterolü ve trigliseridleri (bir çeşit yağ asidi) artırır.
2. Şeker Göbek ve Bel Çevresi Yağlarını Artırır
Günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri obezitedir. Çocuklardaki obezite vücudun belli yerlerindeki yağ birikiminin sonucudur. Bunun bir nedeni fruktoz yüklü içecekler ve meşrubatlardır. Aşırı fruktoz alımı (fakat glikoz alımı değil) öncü yağların olgunlaşmasına neden olur. Bu yağlar bel çevresinde birikerek gelecekteki kalp hastalıklarının ve diyabetin riskini artırır. Şeker ayrıca kilo alımını, yeme arzusunu ve uyuma zorluklarını artırır.
3. Şeker Sessiz Katildir
Obezite her hastalığın öncüsüdür ve obezitenin temel nedeni aşırı şeker tüketimidir. Aşırı fruktoz alımı leptin direncini de artırır. Leptin bize yeterli miktarda yemek aldığımızı bildiren bir hormondur. Buradaki problem ise genellikle beyinden gelen bu sinyali dikkate almayız. Şekerin sessiz katil olarak adlandırılmasının nedeni ise yol açtığı hastalıklara haber vermeden yani belirtiler göstermeden neden olmasıdır.
4. Şeker Bağışıklık Sistemini Zayıflatır
Bağışıklık sistemimiz hastalıklara karşı vücudumuzun en önemli güvenlik mekanizmasıdır. Yüksek miktarda şeker alımı çalışmalara göre bağışıklık sisteminin bakterilere, virüslere, parazitlere ve çeşitli mikroorganizmalara karşı mücadele yeteneğini önemli ölçüde zaafa uğratmaktadır. Bir insanın her yemekte şeker kullandığını varsayarsak bu insanın bağışıklık sistemi her bir günde kapasitesinin yarısı kadar güçle işlevini yerine getirir.
5. Şeker ve Alkol Vücutta Karaciğere Karşı Aynı Toksik Etkiyi Gösterir
Bilim adamları ihtiyaç fazlası alınan fruktoz ve glikozun tıpkı alkol gibi karaciğere aynı zehirleyici etkiyi yapmaktadır. Şeker alkol gibi karaciğer üzeride kronik etkilere yol açmaktadır. Elde edilen verilere göre karaciğer hasarı aşırı kalori ya da kilo artışı olmadan da ortaya çıkabilmektedir.
6. Şeker Kronik Hastalıkların Öncüsüdür
Fazla miktarda ve sürekli şeker tüketimi kandaki insülin miktarını artırır. İnsülin pankreas tarafından kan şekerini artırmak için salgılanan bir hormondur. Şeker ne kadar fazla tüketilirse pankreas o kadar insülin salgılar.
Verilere göre kronik insülin yüksekliği bazı kalp hastalıklarına, kansere, sivilceye, polikistik yumurtalık sendromuna, ve hatta miyopa davetiye çıkarmaktadır. Azalan şeker miktarı insülinin de azalmasına neden olur. İnsülin yüksekliğinin neden olduğu birçok kronik rahatsızlık vardır. Bunlar:
  • Şeker bağışıklık sistemini baskı altına alır.
  • Şeker vücudun mineral dengesini bozar.
  • Hamilelik ve emzirme periyodunda aşırı şeker tüketilirse fetüste kas gelişimi olumsuz etkilenir.
  • Gazlı içeceklerdeki şeker çocukların süt tüketimini engeller.
  • Şeker doku ve hücreleri tahrip eden reaktif oksijen türlerini artırır.
  • Şeker çocuklarda hiperaktiviteyi, gerginliği, konsantrasyon problemlerini ve huysuzluğu artırır.
  • Şeker fazlası zararlı olan trigliserid yağ asidi miktarını artırır.
  • Şeker vücudun bakterilere karşı savaşında direncini artırır.
  • Şeker yumurtalık kanserine neden olabilir.
  • Şeker vücutta krom ve bakır minerali eksikliğine neden olur.
  • Şeker yaşlanmayı hızlandırır.
  • Diş çürümelerini hızlandırır.
  • Vücudun kalsiyum ve magnezyum emilimini güçleştirir.
  • Alkol bağımlılığını tetikler.
  • Yaş ilerledikçe gözleri daha zayıf hale getirir.
  • Dopamin, serotonin ve nöroepinefrin gibi nörotransmitterlerin zamansız salımını sağlayarak vücudun duygusal tepkilerini dengesizleştirir.
  • Çocuklarda adrenalinin daha hızlı salınımına neden olur.
  • Gastrit ve oniki parmak bağırsağı ülserini tetikler.
  • Kandaki E vitaminini azaltır.
  • Periyodontal diş hastalıklarına neden olur.
  • Besin alerjilerine neden olur.
  • Çocuklarda egzama gibi cilt hastalıklarına yol açar.
  • DNA’nın yapısını bozabilir.
  • Hamilelik esnasında kan zehirlenmesine neden olur.
  • Kardiyovasküler hastalıklara zemin hazırlar.
  • Katarakta neden olur.
  • Damar tıkanıklığına neden olur.
  • Düşük yoğunluklu lipoproteinleri (LDL) artırır.
  • Enzimlerin fonksiyonlarını bozar.
  • Pankreasın çalışma düzenini bozar ve kadınlarda pankreas kanserine neden olur.
  • Böbreğin boyutunu artırarak böbrekte patolojik değişikliklere neden olur.

Edip Akbayram : Bekle Bizi İstanbul




Salkım salkım tan yelleri estiğinde
Mavi patiskaları yırtan gemilerinle
Uzaktan seni düşünür düşünürüm
İstanbul
**************************************
Binbir direkli Haliç'inde akşamlar
Adalarında bahar Süleymaniye' nde güneş
Ey sen ne güzelsin kavgamızın şehri
İstanbul
**************************************
Boşuna çekilmedi bunca acılar
Büyük ve sakin Süleymaniye' nle bekle
Parklarınla, köprülerinle, meydanlarınla
Bekle bizi İstanbul
**************************************
Tophane'nin karanlık sokaklarında
Koyun koyuna yatan çocuklarınla bekle
Bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi
İstanbul
**************************************
Haramilerin saltanatını yıkacağız
Bekle o günler gelsin gelsin İstanbul
Sen bize layıksın bizde sana İstanbul
İstanbul
**************************************
Boşuna çekilmedi bunca acılar
Büyük ve sakin Süleymaniye' nle bekle
Parklarınla köprülerinle meydanlarınla
Bekle bizi İstanbul
**************************************
Vedat Türkali 
**************************************

Arabanın Motorunu Çalıştırdıktan Sonra Klimayı Açmanın Tehlikesini Biliyor Musunuz?


Arabanın Motorunu Çalıştırdıktan Sonra Klimayı Açmanın Tehlikesini Biliyor Musunuz?


Bunun nedeni ise arabayı dışarıda bıraktığımız zaman camları kapamamızdır. Gölgede bıraktığımız zaman arabanın içinde 400 ila 800 mg benzen birikir.
Örneğin, arabanızı 16 dereceden yüksek bir hava sıcaklığında güneşe koyduysanız, arabada biriken benzen miktarı 2000 ila 4000 miligrama kadar yükselebilir. Bu da izin verilen seviyenin neredeyse 40 kat daha fazlası.Camlar kapalı bir şekilde arabada oturduğunuz zaman benzen solursunuz. Bu da karaciğerinize, kemik dokularını ve böbrekleri etkiler. Organizmadan benzenin atılması çok uzun sürer.
Arabaların kullanım klavuzlarında klimayı çalıştırmadan önce camları açmalısınız diye yazar ama nedeni yazmaz.
Tıbbi açıklaması:
Klima, soğuk hava üflemeye başlayana kadar, öncelikle içeride ısınan havayı ve beraberinde benzeni dışarı üfler. Benzen kansere yol açan zehirli bir maddedir.
Arabaya oturduğunuzda, garip bir koku almasanız bile, önce 1-2 dakika camları açın sonra klimayı çalıştırın. Arabayı çalıştırdıktan sonra da pencereleri bir süre daha açık tutun.
Şimdiden bunu uygulamaya başlayın. Böylece hem kendinizi hem de arabanıza binenleri zehirli maddelerden korumuş olursunuz.

22 Haziran 2017 Perşembe

Amasya Genelgesi

  • 98 yıl Önce Bugün 22 Haziran 1919'da,
  • Amasya Genelgesi'ni Yazanlara ve Hayata Geçirerek Uygulayanlara Bin Selam Olsun!...
  • "Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir...
  • Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır..."


Amasya Genelgesi, Türkiye'nin temellerinin atıldığı, ulusal egemenliğin ve tam bağımsızlığın en büyük adımlarının atıldığı önemli bir bildiridir. Yeni devletin temellerini atmak için adım adım hareket eden Mustafa Kemal, Havza'daki  çalışmalarından sonra Amasya'ya geçerek silah arkadaşları olan Rauf Bey, Refet Bey ve Ali Fuat Paşa'yla bir araya gelerek Amasya Genelgesi'ni hazırlamışlardır. Hazırlanan bu genelge Kazım Karabekir ve Cemap Paşa'nın da onayıyla birlikte yayınlanmıştır.

Amasya Genelgesi'nin Hazırlanış Aşaması ve Temel Esasları

Amasya Genelgesi ulusal egemenlik hakkında ilk kez bahsi geçen bildiri olmuştur. Amasya Genelgesi bir anlamda İstanbul Hükümeti'ne karşı bir ihtilalin ilk adımı olmaktadır. Amasya Genelgesi'nde İstanbul Hükümeti hiçe sayılmış, hükümetin düşmanın elinde olduğu ve bu durumdan yalnızca milletin iradesi ve azmi kurtulunabileceği ifade edilmiştir. Amasya Genelgesi'nde Sivas'ta bir kongrenin toplanacağı konusunda bilgi vermiştir. 

Amasya Genelgesi'nin esasları Cevat Abbas Bey'e Mustafa Kemal tarafından yazdırılmıştır. Bu esaslar şunlardır:

  • Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir.
  • İstanbul hükümeti aldığı sorumluluğun gereğini yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yol olmuş gösteriyor.
  • Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
  • Milletin içinde bulunduğu durum ve şartların gereğini yerine getirmek ve hakların gür sesle cihana duyurmak için, her türlü baskı ve kontrolden uzak milli bir heyetin varlığı zaruridir.
  • Anadolu'nun her bakımdan en güvenilir yeri olan Sivas'ta hemen milli bir kongre toplanması kararlaştırılmıştır.
  • Bunun için bütün illerin her sancağından milletin güvenini kazanmış üç temsilcinin mümkün olan en kısa zamanda yetişmek üzere yola çıkılması gerekmektedir.
  • Her ihtimalle karşı bu mesele milli bir sır olarak tutulmalı ve temsilciler gereğinde yolculuklarını kendilerini tanıtmadan yapmalıdırlar.
  • Doğu illeri adına 10 Temmuz'da Erzurum'da bir kongre toplanacaktır. O tarihe kadar öteki illerin temsilcileri de Sivas'a gelebilirlerse Erzurum Kongresi'nin üyeleri de Sivas genel kongresine katılmak üzere hareket ederler.
Amasya Genelgesi'nin bu genel taslak metni Kazım Karabekir, Mustafa Kemal, Rauf Bey ve Refet Bey'in yanı sıra birçok kişi imzalamıştır. Hazırlanan Amasya Genelgesi onaylandıktan hemen sonra tüm sivil ve askeri kurumlara dağıtılmıştır.

Amasya Genelgesi Sonrası Yaşananlar

Türkiye Tarihi'nde dönüm noktalarından birisi olan Amasya Genelgesi birçok anlamda önemli sonuçlara neden olmuştur. Bunlar;

  • Amasya Genelgesi ile Türk inkılabı adına ihtilal aşaması başlamıştır..
  • Kurtuluş Savaşı için gerekçe, amaç ve yöntem ortaya koyulmuştur.
  • İlk defa milli egemenliğe dayalı bir yönetimin oluşturulması gerektiğine dair bir fikirden bahsedilmiştir.
  • İstanbul Hükümeti artık yok sayılmıştır.
  • Türk Milletine İstanbul ve Anadolu'daki işgalcilere karşı mücadele için çağrı yapılmıştır.
  • Amasya Genelgesi ile birlikte artık padişah, halifelik manda - himaye fikirlerinin yerini milliyetçilik ve millet fikirleri almıştır.
  • Temsil Heyeti'nin oluşturulması konusunda fikir belirtilmiştir.
  • Amasya Genelgesi ile birlikte ilk defa kurtuluş direnişi yazılı hale getirilmiştir.
  • Müdafayi Hukuk Cemiyetleri'nin birleştirilmesi için Sivas'ta bir kongre toplanması kararı alınmıştır.
  • Ordunun terhis edilmemesi kararı alınmıştır.
  • Amasya Genelgesi ile birlikte Kurtuluş Savaşı resmen ilan edilmiştir.
Amasya Genelgesi ülkenin içinde bulunduğu durumdan kurtulabilmesi adına atılmış olan büyük bir adım olmuştur. Bu durum sadece milletin harekete geçmesini sağlamakla kalmamış, aynı zamanda işgalcilerin de tepkisini çekmiştir. Bu doğrultuda Amasya Genelgesi doğru şekilde atılan bir adım olmuştur.
Kaynak : http://www.kurtulussavasi.gen.tr/amasya-genelgesi.html

21 Haziran 2017 Çarşamba

19 Haziran 2017 Pazartesi

Hasan Hüseyin Korkmazgil : Koyunsal Konum


Koyunsal Konum

buyur koyunum buyur
şöyle geç şöyle otur
sen sevgili sen sayın
yat önüme sayın koyun
kırkayım yünlerini
satayım yünlerini
sana vizon alayım

buyur koyunum buyur
şöyle geç şöyle otur
sen sevgili sen sayın
aç paçanı sayın koyun
sağayım sütlerini
satayım sütlerini
sana lokum alayım

buyur koyunum buyur
şöyle geç şöyle otur
sen sevgili sen sayın
kıpırdama sayın koyun
keseyim gırtlağını
satayım etlerini
sana saray alayım

bizde yalan yoktur koyun
biz yasal konuşuruz
sen sevgili sen sayın
sana vizon sana saray
sana lokum sana pasta
bugün değilse yarın
yalansam kör olayım

Hasan Hüseyin Korkmazgil